33.Bölüm

2.3K 120 78
                                    


Ben geldiim.

Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?

Ödevlerimin arasında ancak bu kadar yazabildim. Hiç boş günüm olmuyor şu aralar.

Umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar diliyorum.

Seviliyorsunuz...


!!! Ek olarak söylemek istediğim bir şey var. Aslında hiçte sevmem böyle konuşmaları ama bölümü en az 200 kişi görmesine rağmen beğenme sayısı maalesef 50 bile olmuyor. 48-49'da kalıyoruz. Sizlerden ricam okuduktan sonra lütfen oy vermeyi unutmayınız. Her hafta sizler için fazla dersim olmasına rağmen yeni bölümü atmaya çalışıyorum. Lütfen bu ricamı kırmayın. Şimdiden teşekkür ediyorum.


Reyyan'dan

Hızlı adımlarla Miran ile annemin yanına gittim. "Anne? Bir şey mi var? Babam nerede?" Elini yanaklarıma koydu. "Korkma annem. Herkes iyi. Babanda Damla ile beraber çünkü ben düğün alışverişi için erken geldim."

Çok şükür herkes iyiymiş. "Anne korktum vallahi ya. Sen nasıl geldin?" Bakış attı. "Uçakla tabi." Anama bakın be. Kadın uçaklara da biniyor artık.

Herkesin neden kapıda olduğu anlaşılmıştı. "Buyurun gelin misafirimiz olun Berfin Hanım." Dilzar babaanneye baktı. "Saolun Dilzar Hanım. Fakat biraz yorgunum. Başka zaman inşallah." Dilzar babaanne sevecenlikle gülümsedi. "E haklısındır kızım."

Miran, annemin yanına gelip elini öptü. "Hoşgeldiniz." Annem gülümsedi. "Hoşbuldum oğlum." Annem, dayım, yengem ve Miran hep beraber benim eve geçtik. Allah'tan ev temizdi he. Düşünsenize çamaşırlarım falan ortada. Fakat temizlik konusu en hassas noktamdı.

"Hadi geçin oturun. Annem aç mısın? Benimki de soru hemen hazırlayayım bir şeyler." Kolumdan tutup durdurdu. "Yok annem aç değilim. Evde yedim. E uçakla da geldim. Acıkmadım."

"Tamam o zaman. Çay yapayım mı? İçeriz demi?" Koltuklara oturunca gülümsedi. "Eh bak o olur." Mutfağa giderken yengemde arkamdan geldi. "Ne oldu? Bembeyazsın."

"Gerildim Reyyan ben." Yengemi kolundan tutup sandalyeye oturtturdum. "Neden?" Çayı koyup karşısına oturdum. "Bir anda ciddiyete girmek korkutabilir yenge. Anlayabiliyorum seni. Annemde şimdi sıkıştıracaktır. Merak etme ben üstesinden gelirim ama sende her şeye evet deme. İçine ne siniyorsa öyle gitsin. Bu düğün 1 ay sonra da olabilirdi. Ama sen böyle istedin diye böyle oldu. Biliyorsun demi?"

"Biliyorum canım. İyiyim şimdi. Bir an geldiler bana." Kıkırdadım. "Aç mısın? Yediniz mi dayımlarla?" Kafasını salladı. "Yedik yedik. Siz yediniz mi?" Başımla onayladım.

Çay olunca demledim. O demlenene kadar tepsiye bardakları dizdim. Demlenince de doldurup yengemle içeriye geçtik. Teker teker dağıtıp yerime oturdum.

"Babamlar neden gelmediler?" Annem çayını yudumladı. "Damla'nın okulu aksasın istemedik. Perşembe sabahtan gelecekler. Cuma günleri gezileri varmış tatilmiş okulları."

"Yine dört ayak üzerine düşmüş bizim ki." Kıkırdadı. "Düştü vallahi. Hevesle düğünü bekliyor." Yengemle dayıma baktım. Gülümseyerek birbirlerine bakıyorlardı. Miran'a döndüğümde göz kırpmıştı.

"Miran oğlum senin işlerin nasıl gidiyor?" Miran biraz toparlandı. "Güzel gidiyor efendim."

"Çok iyi çocuğum." Annem saatine bakıp esnedi. Baya geç olmuştu. "Eh ben artık izninizi isteyeyim." Miran ayaklanınca bende kalktım. "Abla bizde kalkalım artık." Bu sefer dayımla yengem de kalkmışlardı. "Nereye gidiyorsunuz Akın?"

Mezopotamya'nın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin