55. Bölüm

2.5K 123 271
                                    


Helloo! Bu hafta da çok şükür bölüm hazır. Bir ara yetiştiremiyordum o ayrı konu.

Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?

Şöyle ki final haftam geldi, çattı. Haftaya başlıyor ve 2 hafta sürecek.

Teyzeler ve halalar! HalTey'ler! Hazır mısınız? Baran bebeğimiz geliyor!

Önceden belirtmek istiyorum ki doğumda veya bekleme kısımlarında yanlışım varsa affedin. Etrafımda gördüğüm kadarıyla ve araştırdığım kadarıyla böyle bir bölüm çıktı. Hiç yaşamadığım için o duyguları daha bilmiyorum. Ama bir kadın olarak neler yaşanabildiğini az çok tahmin edebiliyorum. 

Umarım beğenirsiniz. 




Kendime torpil geçip Baran'ın doğum gününü kendi doğum günüme denk getirdim.


30 Mart saat 12.10... Hoş geldin Baran... Hoş geldin melek... Sefalar getirdin...

Reyyan'dan (29 Mart, saat 22.45 suları... 30 Mart...)

"Doğuruyorum diyorum Miran! Kendine gel artık!" Hala şok olmuş bir şekilde bakıyordu. Annem, Miran'a yaklaşıp sarstı. "Oğlum, kendine gel!" Annemin sarsmasıyla toparlanıp gözleri boş boş bakmaktan çekildi. "Doğuruyorsun?"

"Yok, canım sıkıldı ondan bağırıyorum. Ahh! Bir şey yap!" Koluma girdi. "Yukarıya taşıyayım o zaman yatırayım." Herkes nefes alayım diye çekilmişti ama bir Allah'ın kulu da kalkıp hastaneye götürmeyi akıl edemiyordu. "Bana bak Miran! Derhal kendini toparla! Beni hastaneye götür. Yoksa yemin ederim bu çocuk beş yaşında olsa dahi içimden çıkarmam! Ahh!" 

"Tamam, tamam! Çekilin! Çekil." Merdivenden indirmeye çalışırken sancım artmıştı. "Yok bu böyle olmayacak." Hemen kucaklamıştı beni. "Oğlum yavaş!" Allah'ım çok kötüyüm. "Çantam?" Miran arabaya bindirirken duraksadı. "Çantası?"

"Bende bende

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bende bende. Bagaja koyuyorum." Dayım, çantayı bagaja koyarken o kapımı kapatıp diğer tarafa geçti. Kim hangi arabaya geçti, bilmiyorum. Annem arkaya koltuğa binince araba çalıştı. "Yavrum ağzından al burnundan ver." Miran'a döndüm. "Dur dur öyle değildi. Burnundan al ağzından ver. Haydi. Bak böyle!" Onun yaptığı gibi yaptım. Sancı girince refleks olarak vitesteki elini tuttum. 

Mezopotamya'nın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin