49. Bölüm

2.5K 110 232
                                    

Hellooo! Ben geldim.

Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?

Ben ancak dün bitirebildim bölümü. Sınav olmasa ödev, ödev olmasa sınav. Evde çıldırıyorum artık. 

Ramazan'ın ilk bölümü. Oruç tutanların Allah kabul etsin. İleri ki saatler için de hayırlı iftarlar diliyorum...

Bu haftada bölümümüz hazır.

Bol giflerimiz var.

Umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar...


Reyyan'dan

Kahvaltımızı yapmış oturma odasında oturuyorduk. Miran yanımda karşımda ise bize hasetle bakan Berivan vardı. O Miran'a utanmadan sevgiyle baktıkça sinirlerim zıplıyordu. Miran'ın çayı bitince ayaklanıp sehpadan bardağını aldım. "Zehra hallederdi sevdiğim."

"Yürüyüş olur bana da." Yavaş adımlarla odadan çıkıp mutfağa indim. Ne diye geldi yine bilmiyordum ama her geldiğinde huzursuzluk çıkıyordu. "Reyyan kızım hele ne diye gelmişsin, Zehra getiriyordu çaydanlığı."

"Yok Nigar anne. Dayanamadım içeride." Kuşkuyla bana baktı. "Sancın vardır?" Bardağa çayı doldurdum. "Yok yok. Berivan var ya şimdi ruhumu sıkıyor o kız." Kıkırdadı. "Yardım edeyim mi ben?" Zehra'ya döndüm. "Yok canım sen hallet işlerini." Tek elimde bardak diğer elimle tırabzanlara tutunarak yukarı çıktım.

Fısıltılar gelince merdivenin başında duraksadım. "Hala mı Berivan? Hala mı kendini haklı çıkarmaya çalışırsın sen!" Zümrüt Hanım? "Benim elimden Miran'ı aldı teyze. O gitseydi Miran bana kalacaktı. Sinan denen adam da Reyyan'ı alacaktı bitecekti bu."

"Sen neler dersin? Kız gebeydi gebe. Susasın artık!" Duyduklarım bir kabus olsun ne olur? "Umurumda değil teyze. Keşke o korkak Sinan ikisini de gebertseydi de kurtulsaydım. Miran'ım bana kalırdı." Elimdeki bardağı kenara koydum. "Ne diyorsun sen be!" Zümrüt Hanım korkuyla bana bakarken Berivan korkusuzca bakıyordu.

"Kızım bağırmayasan ne olur?" Hışımla Zümrüt Hanım'a döndüm. "Niye? Berivan'ın yaptıklarını kimse duymasın diye mi?" Adı lazım değil olan şahsiyete döndüm. "Kimsin sen he! Kimsin! Sen hangi hakla keşke ölselerdi dersin!" Kenara koyduğum bardağı alıp yere fırlattım. "Ne utanmaz ne arlanmaz insansın sen!"

"Reyyan? Ne oluyor?" Zümrüt Hanım'a baktığımda söyleme dercesine bana bakıyordu. "Bu kuzenin olacak kadın Sinan ile işbirliğindeymiş. Ölmemi istemiş. Üstelik öldüğüm zamanda sen ona kalacakmışsın. Bana baksana sen! Ben seni ikiye ayırırım haberin var mı?" Berivan'ın üzerine yürüyecekken Miran önümde durdu. "Miran çekil!"

"Çekilmem. İsteme benden bunu kurban olduğum. Bebeğimizi düşün. Sakinleş. Ben konuşayım he mi?" Miran'a baktım. "Asla. Aşık bu sana aşık! Kuzen kardeş sayılır be! Hiç mi utanmadın?" Miran yine durdurdu. "Şişşt sakin."

"Bebeğimiz ölsün istemiş Miran." Miran'ı kenara itince zorluk çıkarmadı. Berivan'a yaklaşıp işaret parmağımı ona doğrulttum. "Bana bak! Gözlerime bak! Seni öldürürüm. Eğer bir daha benim, bebeğimin ya da Miran'ın adını ağzına alırsan seni mahvederim. Uzak duracaksın. Kaynanamın senin teyzen olduğu umurumda değil! Duydun mu beni? O küçük aklına sokacaksın bunu!"

Mezopotamya'nın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin