Hellooo! Ben geldim canlarım!Sizler için yetiştirdim bölümü. Çarşamba günü duyuruyu attıktan sonra gece 3'e kadar büyük bir çoğunluğunu yazdım. Perşembe de geceye kadar yazıp giflerini ayarladım ve bugüne yetişti.
!!! Bir de minik bir duyurum var. Biliyorsunuz ki sınav haftamdan çıktım. Hem ders hem bölüm yazmak beni çok yordu. Kesintisiz her hafta atıyorum şahitsiniz. MİNİK BİR ARA VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM. Bu arada bölüm biriktirmeyi, kafamı toplayıp yeni olaylar düşünmeyi hedefliyorum. Ve tabi ki yeni hikaye için de adımlar atmayı da düşünüyorum. Ve inanın bu kadar yorulmasaydım kesintisiz devam ederdim. Ne zaman ara vereceğim belli değil. Ya bir bölüm önce, ya bölümün başlangıcında ya da duyuru olarak paylaşırım. Beni anlayabileceğinizi düşünüyorum. Şunun teminatını verebilirim. Bu ara asla üç-dört aylık olmayacak. Kısa olacak. Sadece kendimi toplamak ve seri bölüm atabilmek için bu ara...
Kontrol ettim ama yazım hatam olursa affola...
Keyifli okumalar dilerim...
❤
Reyyan'dan
37 gün sonra...
13 Mayıs...
Bugün tam 40 günlük olmuştuk. Ben kendimi iyice toparlarken Baran biraz daha büyüdü. Biz büyüdükçe o da büyüdü. Kahvaltımızı yapmıştık. Yatağı düzeltip hala uyuyan Baran'a baktım. İnadına bugün uyuyordu. 40 mevlidi yapmak için insanlar doluşmuştu. Kadınlar arasında olacaktı. Erkekler meydandaki yemek için hazırlık yapacaktı.
Miran küçük havluyla kafasını kurutarak banyodan çıktı. "Uyuyor mu hala?" Belindeki havlu düştü düşecekti. "Hı hı uyuyor." Onu öyle görünce bir iç çektim. Muzip bakışlarla yanıma gelip belimden tuttu. Hızla kendine çekince tenlerimiz birbirine değdi. "Sen nasılsın yavrum?"
"Çok iyiyim." Bakışlarını yüzümde gezdirdi. Dudaklarımda takılı kaldı. "O zaman akşam... Yani bir şey olmazsa bizde kavuşuruz." Sıcak mı oldu? Bir sıcaklık var yani. "Hı hı." Kıkırdadı. "Neye hı hı?" Dayanamayıp dudağına öpücük kondurunca daha da derinleştirdi. Kendimi geri çektim. "Allah aşkına git giyin. Duştan çıkana kadar Baran'a göz kulak ol." Yanağımı öptü. "Merak etme o iş bende."
Kendimi hemen geri çekip banyoya koşuşturdum. Aklımı karıştırıyordu. Hızlıca bir duş alıp bornozuma sarıldım. Banyodan çıkınca Baran'ın ufak ufak söylenmelerini duydum. "Tamam babam sakinleş. Vallahi bende yok ya. Çıkacak anne şimdi banyodan." Beni görünce gözleri ışıldadı. "Bak çıktı. Ne bağırıştın oğlum ya."
"Acıktı demi?" Bornozun kuşağını iyice bağladım. Yatağa oturdum. "Ver bana hemen emzireyim. Sevgilim şuradaki kuru havluyu da ver ıslanmasın üstü." Miran dediklerimi yaptı. "Yavrum giyinseydin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
Genel KurguKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...