Herkese merhabaa. Ben geldim.Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?
Bu hafta Miran olayları anlatacak.
Umarım beğenirsiniz.
Yıldızı doldurmayı unutmayın olur mu?
Keyifli okumalar.
Seviliyorsunuz...
❤
22 Haziran Çarşamba...
Miran'dan
Telefonumun titreşim sesini duyunca tek gözümü açtım. Reyyan arkasını dönmüş uyuyordu. Uyanmaması için hemen telefonumu aldım. "Efendim? Hastane kayıtlarında yok muydu? Tamam teşekkürler Mehmet."
Soluma döndüğümde başımı Reyyan'ın boynuna gömdüm. Saçları ıslaktı. Duş alıp tekrar yatmıştı sanırım. Derin nefes aldı ilk, sonra gerindi. Kendine dikkat etmiyordu ki hiç. Onun için bu hareketler zararlıydı. Gözünü ovuşturup açtığında direk beni gördü. "Günaydın."
"Günaydın meleğim." Ayılamamış olacak ki benden tarafa dönüp gözlerini kapadı. "Erken kalkmışsın." Mırıltılı hali, ah şu halleri yok mu? Durumunu bilmesem hiç bırakmazdım. Kendime katardım onu. "Biraz önce kalktım. Hadi sende kalk. Duş alayım aşağı ineriz."
"Uykum var." Koluma sarılmıştı. "E normal güzelim." Yaptığım imayla sırıtmıştı. "Pislik yapma." Yanağına öpücük kondurup kalktım. Suyu açıp direk yıkanmaya başladım. Üzerimden akıp giden suyla birlikte düşüncelerdeydim. Neden saklıyordu benden anlamıyordum. Hastaneye de gitmemişti.
Suyu kapatıp belime havluyu bağladım. Beni her gördüğünde yanakları pembeleşiyordu. Gece neler yaşıyorduk fakat gündüz ışığıyla bana bakamıyordu. Alışacaktı. Alışacaktık. Kirlileri sepete attığımda aynadan kendime baktım.
Öf be Miran Karahan bu ne yakışıklılık be! Saçlarımı hafif düzelttim. Dışarı çıktığımda Reyyan etrafı toparlamış giyinmişti. Beni görünce belki utanmaz demiştim fakat yine gözlerini kaçırdı. Dört gün olmuştu. Dört gün içerisinde neler yaşamıştık ama şöyle görmeye alışamamıştı.
"Güzelim beni her gördüğünde böyle gözlerini kaçıracaksan alışman için antrenmanlar yapmamız şart oldu." Yatağın üzerinden kalkıp kırışan yerleri düzeltti. Bende ona ilerledim. Arkasını dönünce burun buruna geldik. "Alışıyoruz birbirimize Miran." Ellerini göğsüme koydu. Koymasaydın be yavrum. "Alışıyoruz tabi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
Tiểu Thuyết ChungKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...