Herkese merhaba.Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?
Yetiştirebildiğim için aşırı mutluyum?
Bakalım beğenecek misiniz?
Baya uzun bir bölüm oldu sanki.
Keyifli okumalar diliyorum.
Seviliyorsunuz...
❤
28 Eylül Cuma
Reyyan'dan
Annem, Akın ile beni içeri almış sorgularcasına bakıyordu. "Aç mısınız?" Başımı olumsuzca iki yana salladım. "Yok anne değiliz." Akın'dan da onay almak için ona döndüm. Fakat o kadar stresliydi ki sadece önüne bakıyordu.
"Hoşgeldiniz Akın Bey." Babamın sesiyle senkronize olmuş bir şekilde ona döndük. "Hoşbuldum." Akın'dan başka söz çıkmayınca boğazımı temizledim. Muhtemelen annemler Akın'a ayıp olmasın diye neden geldiğimizi de soramıyorlardı.
"Anne otur istersen." Babamın yanına oturdu. "Ne oluyor kızım? Korkutma bizi." Babama döndüm. "Aslında güzel bir şey baba. Güzel ama anlatması çok zor bir şey." Damla'ya baktım. Şüpheyle bakıyordu. "Kızım, biz her zaman senin dediklerini dinleyip saygı duyan bir anne baban olduk. Lütfen bizi daha da fazla meraklandırma Reyyan."
Dudaklarımı yalayıp Akın'a baktım. O da hafifçe başını salladı. "Ee içimden geldiği gibi anlatacağım aslında bunun yolda provasını yapmıştım ama silindi tamamen."
Yerimde biraz doğrulup öne kaydım. "Bu olay bizi geçmişe götürecek bir şey." Annemin gözünün içine baktım. "Taa anneannemle dedemin ölümüne götürecek bir şey." Annemin gözleri dolmuştu. "Ne alakası var Reyyan bu olayla?"
Şimdi kadına dan diye anne dayım yaşıyormuş diyemezdim. En baştan anlatmaya karar verdim. "Anne, sana hep diyordum ya buraya gelmemde bir iş var. Bunu çözeceğim ben diye. Çözdüm." Babam, anneme döndü.
"Bir gün bana Akın bir mesaj attı. Gerçekleri öğrenmek istiyorsan konuşalım diye. Dayanamadım ve gittim. Anne, biz geçmişi hep yanlış biliyormuşuz."
"Ne demek o?" Gözümdeki yaşı sildim. "Anneannemi, dedemden önce seven biri varmış. Dedemle evlenince sende doğunca peşini bırakmış. Ama dayımın olduğunu öğrenince tekrar peşine düşmüş. Anneannemle dedem hastaneye giderken... Giderken pusu kurmuş."
Annem, derin nefes alıp veriyordu. Eliyle ağzını kapattı. "Dedem orada ölmüş. Ama anneannem yaşıyormuş." Annem, ağlamaya başladı. Babam hemen sarıldı. Damla'ya döndüğümde dehşetle bana bakıyordu. Annemin sakinleşmesini bekledim. Bana döndü. Ardından koltuktan kalkıp karşıma diz çöktü. "Sonra?"
"Anneannem o esnada yaşıyormuş. Yoldan geçen çift anneannemi hastaneye götürmüş. Anne..." Gözlerimin içine baktı. "Söyle annem." Bende yanına oturdum. Ellerini tuttum. "Anne, kardeşin yaşıyormuş."
Dondu kaldı. Korkuyla babama sonra da Akın'a baktım. "Anne!" Babam koştu hemen. "Berfin!" Babama döndü. "Yalan! Yalan söylüyorlar Bekir!" Olumsuzca salladım başımı. Babama ağlayarak döndüm. "Değil baba."
"Nerede Reyyan o zaman. Nerede benim kardeşim? Toprağın altında küçücük bedeni onun. Hadi de bana şu senin kardeşin de!" Annem ilk defa bana bu kadar bağırıyordu. Gocunmuyordum da. Acısından yapıyordu. "Göster bana!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
Ficção GeralKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...