21. Bölüm

1.9K 97 27
                                    


Ben geldimmm.

Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?

Bu akşam Hercai var. Heyecan var mı? Bakalım neler olacak?

Umarım yeni bölümümüzü beğenirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim...

Seviliyorsunuz...


~ 23 Eylül Pazartesi (Akşam) ~

Reyyan'dan

"Ağam sofra hazırdır buyurun." Bu cümle transtan çıkarmıştı beni. Ne mi yapıyordum? Miran'ın yanındaki teyze kızı Berivan'ı göz hapsine almıştım. Asla sevgilimin yanından ayrılmıyordu. Üstüne daha da yanaşmaya çalışıyordu. Utan utan büyükler var burada Allah'ın cezası deyip saçlarını yolmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Biraz sakinleş. Çok belli ediyorsun." Akın'a döndüm. "Efendim?" Gülümsedi. Aynı annem gibi. "Diyorum ki Berivan'a bu kadar bilendiğini ya da her an dövmek için hazırlıktaymışsın gibi durma. O bunu bilerek yapıyor."

"Ama ne yapayım ki? Yaklaşmış Miran'a nasıl görmüyor musun?" O da etrafa göz gezdirip hafifçe bana yaklaştı. "Bırak umursama sen. Sen umursamazsan eğer daha da sinirlenecek."

"Annem gibi konuştun aynı." Bilerek yapmıştım. Suratı değişmişti. Sonra gülümsedi. "Onur duyarım." Dudaklarımı ıslattım. "Bir ara seninle konuşmak istiyorum." Başıyla onayladı. "Her zaman beklerim."

Önüme döndüm. Bu sefer Miran öldürücü bakışlar atıyordu. Canıma değsin. Omuz silkip İbrahim ağaya döndüm. "De hayde sofraya geçelim." Herkes ayaklandı. Akın eliyle öne geçmemi isteyince ilk ben geçtim. Miran ile yan yana oturmuştuk.

Yardımcı kız çorbaları teker teker uzatıyordu. Elden ele bende Miran'a kaseyi vermiştim. Ortam kalabalık olunca daha da fazla gerilmiştim. İbrahim ağa "Afiyet olsun" deyince yemeğe başladık. Masanın başında dikilen yardımcıları gördüğümde üzülmüştüm. Bari onlarda katılsalardı.

"Niye suratın düştü?" Miran kulağıma fısıldamıştı. Etrafa bakınınca herkes yemeğiyle ilgileniyordu. "Kızlar ayakta kaldı bari onlarda bizimle beraber yeselerdi." Çorbasından yudum alıp bana döndü. "Merak etme onlar önceden yiyor sonra geliyorlar." İçim biraz rahatlamıştı en azından.

Karşıdan bir boğaz temizleme sesi geldi. "Eh Reyyan sen neden bu kadar geç kaldın? Sonuçta herkes seni bekledi demi?" Şuna bak bir de hesap soruyor bana. "Kızım sen niye sormuşsun?"

"Merak etmiştim enişte." Fazla merak iyi değildir diye fısıldadım. Miran hafif öksürünce duyduğunu öğrenmiş oldum. İbrahim ağaya döndüm. "Kusura bakmayın İbrahim Bey. Sizi bu kadar bekletmek istemezdim ama öğrencimin ailesiyle ilgiliydi." Berivan'a dönüp bakmadığım için kudurduğuna yüzde yüz emindim.

Hala akıllanmamış olacak ki İbrahim Ağa konuşacakken o konuştu. "Her öğrencinin anasıylan babasıylan böyle ilgileneceksen işin vardır Reyyan." Sakin olmaya çalışarak ona döndüm.

"Ben işimi severek yapıyorum. Araya fitne, fesat, kötü düşünceler koymadan sadece öğrencilerimin geleceğini düşünerek yapıyorum. Tabi herkes kendi bildiğini yaparmış doğru diyorlarmış." Masada sessizlik hakim olmuştu. Berivan bozulmuş diğerleri ise dudaklarını birbirine bastırmıştı. Miran etrafa bakınıyordu. Akın ise dudaklarını birbirine sıkıca bastırmış kendini sakinleştirmiş gibi hali vardı.

Mezopotamya'nın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin