Ben geldimmm
Keyifler nasıl?
Bölümü yetiştirip gelebildim sonunda.
Umarım beğenirsiniz.
Arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın.
Seviliyorsunuz...
❤
----- 19 Eylül Perşembe -----
Reyyan'dan
Okula adımımı atar atmaz gözler üzerimdeydi. Ne vardı yani bakılacak onu da bilmiyorum. Öğretmenler odasına girince herkesin bakışları kapıya döndü. Ebru ile Çınar'a baktığımda hemen yanıma gelmişlerdi.
Ebru beni incitmeden hemen sarıldı. "Ah canım arkadaşım çok geçmiş olsun." Bende ona aynı samimiyetle sarıldım. "Ebru kızı rahat bırak da soluklansın." Çınar'ın uyarısıyla benden ayrılıp koluma girdi.
Koltuğa oturduğumda herkes geçmiş olsun dileklerini iletiyordu. Herkesi kırmadan teker teker teşekkür ediyordum bende. "Zil çaldı sınıfıma gideyim bende artık. Çınar baktınız mı hiç Ayşe gelmiş miydi?"
"Gözün aydın gelmişti. Sırasında oturuyordu." Allah'ım çok şükür. "O kadar rahatladım ki anlatamam. Hadi ben gideyim ancak çıkarım yukarıya."
"Reyyan?" Çınar'a dönmüştüm. "Tekrardan aramıza hoş geldin. Seni daha azimli görüyorum." Kıkırdadım. "Teşekkür ederim. Sizler yanımda durdukça ben daha da güçleniyorum." Dosyalarımı alıp sınıfa çıktım.
Herkes dersin boş geçeceğini sanıyordu. Okul çağlarındayken bende bu durumdan nefret ederdim. Düşünsenize öğretmen gelmeyecek hep beraber sınıf coşacak ama bir bakıyorsunuz ki öğretmen sınıfta.
Kapıyı açınca içerideki curcuna sustu. "Tünaydın arkadaşlar." Hepsi şok olmuşlardı. "Hocam gelmişsiniz." Kafamı salladım. "Evet geldim."
"İyi misiniz?" Herkes iyi olup olmadığımı merak ediyordu. "Öncelikle şunu söyleyeyim gayet iyiyim. Ufak bir kaza geçirdim ama sıkıntı yok. Bu süreci sizlerle birlikte atlatmak istedim. Sorusu olan var mı başka?"
"Hocam sizin boğazınızı sıkmışlar doğru mu?" Aileler çocukların yanında belli belirsiz konuşursa olacağı bu tabi. "Siz böyle şeylerle kafanızı doldurmayın olur mu? Daha güzel bilgilerle doldurun. Haydi başlayalım dersimize."
Sabah 5, akşam 3 ders görüyorduk. Benim son dersim boştu. Çocuklarla sohbet ettik. Ödevlerini verdim. Zil çalınca sınıftan çıktım. Koridorda Çınar ile karşılaşınca beraber öğretmenler odasına girdik. "Nasıl oldun daha iyisin demi? Ben aslında gelmek istedim ama tatsızlık çıkmasın diye uğramadım."
"Daha iyiyim korkma. Ayrıca istediğin zaman gelebilirsin. Ben burada yaşayabilirim evet ama benim de bir yaşamım var. Buna kimse karışamaz." Odadaki koltuklara oturduk. Çantam titremeye başlayınca bir anda korktum. Telefonumu aramak için elimi sokuşturunca nihayet bulabildim.
Miran okulun bahçesinde olduğunu aşağı inmemi istiyordu. İyi de ben nasıl ineyim şimdi. Birde dip not yazmış. "Sen inmezsen ben gelirim."
"Sin inmizsin bin gilirim. Ben birazdan gelirim. Ebru çantam burada." Çayını yudumlarken "Tamam canım. Sen keyfine bak." Kabanımı giyip okulun bahçesine çıktım. Kapıda arabaya yaslanmış beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
General FictionKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...