Herkese merhabaaa.
Ben geldimm.
Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?
Bu bölümü sevdim ben sanki. Sizde beğenirsiniz umarım.
Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
Beğenmeyi, yorum yapmayı ve arkadaşlarınıza tavsiye etmeyi unutmayın lütfen.
Seviliyorsunuz...
❤
Reyyan'dan
5 Gün Sonra...
4 Ekim Cuma
"Anne erken değil mi ya?" Okuldan çıkmış bahçedeydim. Arabaya doğru ilerliyordum. "Tamam haklısın çok bile beklemişler ama onların kararı sen neden karışıyorsun?" Bağırışlarıyla telefonu kulağımdan çektim. "Annem tamam araba kullanacağım sonra konuşuruz." Sonunda kapatabilince arabaya geçmiştim.
Okulun karşı kaldırımına baktığımda Miran orada bekliyordu. 5 gündür sürekli o kaldırımda beni bekliyordu. Sanırım gelip ona sataşmamı bekliyordu. Ama yapmayacaktım. Gelmesi gereken biri varsa o da Miran'dı.
Gözlerinin içine baka baka arabaya bindim. Telefonda dayımı arayıp aramaya bastım. Hoparlöre aldım. "Reyyan'ım."
"Dayı, müsait miydin?"
"Müsaitim. Hayır mı?"
"Korkma korkma yok bir şey. Annem senle konuşmuş." Kıkırdadı.
"He çok sert konuştu vallah."
"Dayı, annem böyledir. Bak siz nasıl içinizden geliyorsa nasıl geçiyorsa öyle yapın olur mu? Zorlamayın kendinizi. Yengeme de söyle bak."
"Valla yengenleyiz biz duyuyor seni. O memnun halinden."
"Ay iyi o zaman. Ben annem emrivaki yapınca söyleyeyim dedim."
"Reyyan sana şey diyecektim ya." Evet bu ses tonunu herkeste anlardım. Sevmeyeceğim bir şey geliyordu. "Ne diyecektin dayı?"
"Şimdi biz konağa geçiyoruz, yemeğe. Sende bizimle gelmek ister misin?" İki gündür bir ısrar vardı dayımda. "Yok dayı. Afiyet olsun size."
"Ama neden benim adıma gelsen. Dayı-yeğen olarak." Evin sokağına girdiğimde, konağın önünde dayımla burun buruna geldim. Arabayı köşeye park edince indim. O da eş zamanlı inmişti. Gözlerindeki ifadeyi anlamıyordum.
"Gelsen Reyyan ne olur?" Şimdi anlamıştım. Ayaklarıma kapanacaktı neredeyse. "Dayı ne oluyor? Sen böyle değildin? Bir iki gündür tuhaf davranıyorsun." Yengem yanımıza geldi. "Anlatalım Akın." Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Anlatmamız gereken şeyler var Reyyan. Eve geçelim mi?"
Başımı salladım. Üçümüz bahçeye girerken acı frenle bir araba durdu. Arkamı dönüp baktığımda Miran'dı. Umursamadan anahtarı çantamdan çıkardım. Kapıyı açtığımdan ilk onlar sonra da ben eve girdim. Montumuzu çıkarıp astım.
Mutfağa yönelip bir şeyler hazırlayacakken "Hele gel Reyyan bırak mutfağı." Dayımın çağrısıyla karşılarını oturdum. İkisi de birbiriyle bakışıp duruyordu. "E anlatın artık!" Hafif yüksek çıkan sesimle irkildiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
General FictionKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...