Uçak saatine az kalınca yavaş yavaş vedalaşmaya başladım. "Dikkat et kendine kızım. İlk göz ağrımsın sen benim. Kimsenin seni üzmesine izin verme. Bu Miran da seni üzerse ağa falan dinlemem tüfekle gelirim ona göre." Ağlamakla gülümsemek arasında bir noktadaydım. "Tamam babam. Sende dikkat et kendine olur mu? İlaçlarını aksatma." Sarılırken saçlarımı okşuyordu. Ondan ayrılıp anneme sarıldım.Her vedada son olarak anneme sarılırdım."Annesinin kuzusu. Çok dikkatli ol tamam mı? Attığın adıma bile dikkat et. Benim gözümü arkada bırakma kızım." Kulağıma yaklaşarak fısıldadı. "O sırların içinde boğulmana müsaade etme. O konuyla ilgili dediklerimi de unutma. Sıkışırsan söyle birine yardım iste. Reyyan anneannen gibi olma tek başına halletme hiçbir şeyi."
"Tamam anne. Merak etme sen." Onunla da vedalaştıktan sonra Miran ile babama döndüm. Miran babamın elini öpüyordu. "Seni sevdim evlat. Ama kızım senin yüzünden üzülürse bu sevgim biter bilesin. İlk geldiğimde başkasına emanet etmiştim ama artık asıl sana emanet. Önce Allah'a sonra sana emanettir kızım."
"Merak etmeyin siz. Gözüm gibi koruyacağım."
Evettt. Bu bölümdeki alıntıyı da paylaşayım dedim.
Bu bölüm Bekir ile Berfin'i yolcu ediyoruz. En kısa zamanda bölümü tamamlayıp sizlerle paylaşacağım.
Beklemede kalın lütfen.
❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
Fiksi UmumKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...