28. Bölüm

2.3K 100 62
                                    

Merhabaa. Ben geldim.

Keyifler yerinde mi?

Hem Reyyan'dan hem de Miran'dan olayları göreceğiz.

Keyifli okumalar.

Umarım beğenirsiniz.

Seviliyorsunuz...


29 Eylül Cumartesi

Reyyan'dan

Fısır fısır sesler uykumun aralanmasına neden oldu. Dayım ile sözlüsü konuşuyordu. Neler olduğunu dinlemek için gözlerimi de açmamıştım. "Miran kaçıncı defa arıyordur. Açmayacaksın?" Dayım nefes alıp verdi. "Daha zamanı var. Kudursun it herif. Benim yeğenime neler dedi. Bırah sende açma."

"Reyyan'a dün çok üzülmüşümdür." Dayım, kolumu sıvazladı. "Birde beni düşün. Ah bir Reyyan izin verseydi de ağzını yüzünü dağıtsaydım." Sanırım Sevgi -sözlü- dayımın yanına oturmuştu. "Sakın. Reyyan'ı üzecek şeyler etme. Ben gözlerinde görmüşüm seviyor hala. Sevdalıdır."

"Eyi de delalım seven sevdiğine böyle laflar eder mi? Hele de bana." Gözümden yaş gelmişti. "Demez. Ama onun da içinde ne yaşadığını bilemeyiz. Bırah onlar halletsin aralarında." Dayım saçımı sevdi. "Yok öyle aralarında halletme falan. O şansını kaybetti."

"Akın etme. Bırak kozlarını paylaşsınlar. Reyyan karşı evlerinde yaşıyor. Hele bir düşün her gün yüz yüze bakacaklar." Kısa bir sessizlik olmuştu. "Gerekirse taşınır." Yavaş yavaş gözlerimi açtım. "Miran'ın evinde kalmayacağım." Bakışları bana çevrildiğinde doğrulmuştum. Dayım gülümsedi.

"Kalmak istiyorsan kalacaksın. Orası Miran'ın evi değil." Şüpheyle baktım. "O ev benim. Ondan seni oraya taşındırttım. O ev benim hakkımdı. Benim olan her şeyde sizlerin. Kalmak istiyor musun o evde?" Sevgi'ye baktım. "Ben kimseye bir kötülük etmedim. Gitmesi gerekende, utanması gereken de ben değilim. Madem senin evin kalacağım orada kalmak istiyorum."

"Reyyan, burası senin de evin istediğin kadar kalabilirsin biliyorsun değil?" Sevgi elini elimin üzerine koymuştu. "Biliyorum, teşekkür ederim." Akın, ayaklandı. "De hayde kahvaltıya." Sevgi ile beni yalnız bırakmıştı. "Size de rahatsızlık verdim böyle."

"Şişt sakın ha. Vallah darılırım. Kaç sene sonra biz görüştük ne rahatsızlığı. Reyyan?" Bakışlarım ona dönmüştü. "Ben senin gözlerinde görmüşümdür. Sen hala seversin değil?" Gözümden akan yaşı sildim. "Seviyorum. Ama kalbimdeki sevgiyi söküp atmayacağım anlamına gelmez."

"Sana bir tavsiye vereyim. Bu sevgini feda etme. Dayın dün anlatmıştır bana. Zehirli sözler demiştir sana. Affet demem, diyemem sana. Ama süründür onu. Pişman olsun dediklerinde ama sen kalbini ona kapatma. Eğer bir kadın kalbini sevdiğine karşı kapatırsa bir daha açmaz."

"Kafam çok karışık. Gerçekten bilmiyorum." Göz kırptı. "Hele sen bir düşün dediklerimi. Ben senin yanındayımdır." Gülümsedim. Aşağıdan sesler gelmeye başladı. "Hele çaylar soğudu nerede kaldınız!"

"Akın, ortalığı daha fazla dağıtmadan inelim mi aşağıya?" O kadar güzellerdi ki. "Neden? Neden bu kadar zaman beklediniz evlenmediniz?" Sıkıntılı nefes verdi. "Reyyan, benim anamla babam feci şekilde öldüler. Akın'ın ailesi bizim her anımızı görsün diye beklettim hep onu. Sizin hakkınızdır. Bu kadar zaman zaten habersizsiniz. Bunu sizden esirgeyemezdim."

Mezopotamya'nın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin