Herkese merhaba sonunda yeni bölümle gelebildim.
Nasılsınız? Keyifler iyi mi?
Umarım bölümü beğenirsiniz.
Keyifli okumalar diliyorum.
Seviliyorsunuz...
❤
Bu arada Hercai Cuma günü başlıyorrr. Ben heyecanla bekliyorum. Peki ya sizler?
22 Eylül Pazar
Reyyan'dan
Çırptım çırptımmm karıştırdımmm
Kendimi onla yarıştırdıımmmm
Kimse kimseye benzemezzzzz
Kendimi kekle yatıştırdııııımmmmmmm
Oturdum ellerimleeee sana kek yaptımmm
Yaklaşık yarım saattir aynı şarkıyı söylüyordum. Ama ne yapayım kek yaparken bu şarkı güzel gidiyordu. Elim boş gitmeyeyim diye hem kek hem yapmıştım hem de börek. Aslında onlar daha güzel şeyler yaparlardı ama elimden bu geliyor.
Ah annem olsaydı ne güzel şeyler yapardı. Telefonumun sesini duyduğumda ellerimi yıkadım. Kağıt peçeteyle silip telefonu açtım. "Sevgilim?" Bir süre ses gelmemişti. "Miran?"
"Sevgilimi tercih ederdim." Kıkırdadım. "Dediğimde cevap vermeyen sensin ama." Cıkladı. "Şaşırdıysam herhal."
"Bil bakalım birazdan nereye gideceğim?" Hımladı. "Bizim eve." Suratımı astım. "Benim söylemem gerekiyordu. Ayrıca orası bir ev değil hayatım saray." Güldü. "Şu sıkıntılı zamanda bile beni güldürdün ya. Ne diyeyim sana güzelim. İyi ki varsın."
"Yaa ama şimdi ağlayacağım. Sen yeter ki iyi ol. Ben elimden gelen her şeyi yaparım." Ses çıkarmadı. "Şimdi bu yaşta ağlamadan kapatalım biz en iyisi." Kahkaha attım. "Ahahah Miran ya. Gideyim de babaannenle seni çekiştireyim."
"Babaannem de zaten beni çekiştirmeye yer arar." Kıkırdadım. "Tamam kapatıyorum kekim yanacak."
"Kek mi yaptın sen?" Telefonu kulağıma sıkıştırıp bez alıp fırına ilerledim. "Evett." Keki fırından çıkarıp böreğin yanına koydum. "Ve ben o kekten yiyemeyeceğim öyle mi?"
"Eh artık şansına küs." Derin nefes alıp verdi. "Hay şansıma ben ya." Kıkırdadım. "Güzelim kapatıyorum şimdi. Abimler çağırıyor."
"Miran!" Sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attım. "Eğer ki yani belki bir gaflete düşersin falan diye söylüyorum. O gözlerin başkasına bir kaysın Miran Karahan." Keyifle "Eee?" dedi. "O zaman benden günah gider. Haberin olsun."
"Seni seviyorum Reyyan." Ama şimdi yani ben tehdit yağdırıyordum burada dediğine bak. "Bende seni." Telefonları kapatıp üzerimi değiştirmeye gittim. Güzel bir elbise giyip çeki düzen verdim kendime. Zilan abla mesaj atınca gidecektim. Kekimi kalıptan çıkarıp tabağa koydum. Börekleri de güzelce kesip tabağa yerleştirdim.
Telefonuma bildirim sesi gelince baktım. "Reyyan anamlar gitti de hayde gel." Son kez aynada kendime baktım. Tabakların üzerine de havlu peçete koydum. Üzerine toz falan gelmesin. Bir anda karşımda Mustafa abiyi gördüm. Ben irkilince "Korkma bacım korkma. Zümrüt Hanım gitti de onu haber edeyim dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezopotamya'nın Kıyısında
General FictionKüçüklüğümden bu yana öğretmen olma hayaliyle yanıp tutuşuyordum. Mezuniyet, KPSS derken en sonunda atanmıştım. Mardin'de bir ortaokulun rehber öğretmeniydim artık. Okutulamayan, küçücük yaşta evlenmek zorunda kalacak kızların sesi olmaya gidiyordum...