18

7.7K 639 195
                                    

*İyi okumalar (:

Kolumda ki saate bakıp, arabayı kapattım. Yalı eşyalarını almaya gideli 20 dakika olmuştu. Bana aşağıda beklememi söylemişti ama bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim. Oflayıp parmaklarımı direksiyonda gezdirdim. Sonunda bir sırt çantası ve valizle çıkan kızı görünce bagajı açıp, arabadan çıktım.

Yanıma gelince valizi alıp "Eşyaların bu kadar mı?" dedim.

"Evet, bir de yatağım var ama onu Emre'ye bıraktım. Almama gerek var mı?"

Kafamı iki yana sallayıp, valizi bagaja yerleştirdim. Çantasını kendi koymuştu. Eşyaları gerçekten azdı. Arabanın içine girince "Eksik bir şeyin var mı?" dedim.

Maddi durumunun kötü olduğunu biliyordum. Eksikleri varsa onun için karşılardım. Babasının serveti tüm ulusu doyuracak gibiyken, kızının kendini zor doyurması oldukça kötüydü.

Yalı saçını düzeltirken "Hayır, her şeyim tam." dedi.

Olmasa da söyleyecek biri değildi. Arabayı çalıştırıp evime doğru sürdüm. Arada bir bana baktığını hissediyordum. Hatta bir ara baya uzun yüzümü incelemişti. Bakışlarına yandan çaktırmadan bakıyordum. Alaylı bir gülümseme yüzüme yayıldı.

"Gördüğün şeyi beğeniyor gibisin."

Ona yandan bakıp, önüme döndüm. O da benim gibi alayla gülünce dudaklarımı yaladım.

"İdare eder işte."

Alayıma eşlik etmesi hoşuma gitti. Kesinlikle onla flört ederdim. Onun tavırları beni arada sinir etse de hoşuma gidiyordu. Direksiyonu kırıp, sitenin aşağısına girdim.

"Tamamen ilgini çekemedim yani?"

Sanki bu durumdan çok rahatsız gibi "Bana yavşamayı bırakmayacaksın değil mi?" dediğinde güldüm.

Arabayı park ettikten sonra ona dönüp "Bakmayı kesemeyen sensin." deyip göz kırptım.

Yanakları hafif allaşmıştı. Arabadan indiğimde aynı anda o da çıktı. Bagajdan eşyalarını indirdim.

Valizini çekerken "Makyaj malzemeleri bir valiz olan kızlar tanıyorum." dedim.

Tüm eşyalarının bunlar olması, ona bir kez daha hayran olmama neden oldu. Hayran olduğum şey fakirliği değildi elbet. Çünkü fakir ve 1 valiz makyaj malzemesi olan kızlar da tanıyordum. Hayran olduğum kısım onun biraz da minimalist olduğunu düşünmemdi.

Arkamdan sırt çantasını takıp gelirken "İhtiyacım yok o kadar makyaj malzemesine." dedi.

Kapıyı açıp, asansöre ilerledim.

"Kendine güveniyorsun yani, doğal güzellik ha?"

"Hayır ben makyaj yapmayı severim ama 1 kutu malzeme yetiyor."

Asansörden inip, kapıya gelene kadar konuşmadık. Kapıyı açıp, yana çekildim. İçeri girdiğinde ağzı hafif aralanmıştı. Çantayı yere bırakıp salona ardından da yatak odasına girdi. Ben de içeri girip kapıyı kapattı. Çıktığında yüzünde ki şaşkın ifade yerini koruyordu.

"Sana inanamıyorum her yeri değiştirmişsin!"

Tekrar salonu süzerken saçımı arkaya atıp "Beğendin mi?" dedim.

"Bayıldım! Yani gerçekten burası bir dergiden çıkma gibi ama buna hiç gerek yoktu."

Onun için yaptığımı anlamıştı. Evi düzenlemesi için iç mimar tutmuştum. Ben de ilk defa görüyordum. Amerikan mutfağını iki kişilik kesmiş ve siyah granitle restore etmişti. Evde ki çoğu siyah eşyayı renklendirmesini istemiştim. Mutfak malzemeleri kırmızı, mavi ve yeşil renklerindeydi. Sandalyeleri siyah bar taburesi olarak tezgahın önüne koymuştu ve üzerinde yumuşak minderler vardı. L koltuk siyah renkteydi ama üzerine koyduğu yastıkları renklendirmişti. Tv ünitesinin etrafında yapay ağaç sarılmıştı. Kahverengi plazma da güzel gözüküyordu. Halı sevmediğimi söylemiştim ama küçük sarı bir kilimi ortaya sermişti. Uzun camların önünde ki iki sandalye ve küçük masa da kahverengi rengindeydi. Koltuğun ve TV ünitesinin yanında kitaplık başlıyordu. Duvarlarda kübist resimler vardı ve tv ünitesinin olduğu duvar tamamen orman temalı bir duvar kağıdıyla süslenmişti. Salonu sevmiştim, gerçekten. Yatak odasını daha çok sevmeyi umuyordum.

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin