Beklenmeyen Misafir (gxg)

28

*İyi bayramlar 🖤

Eve geldiğimde, anahtarla içeri girmiştim. Uyuyuo uyumadığından emin değildim ama ses gelmediğinde uyuduğunu anladım. Anahtarı girişe asıp, ayakkabılarımı çıkardım. Kapalı ışıkları açıp odama ilerledim. Yatağın üstünde uzanan bedeni görünce, ışığı açmak yerine dolaba ilerledim. Kıyafetlerimin hepsi, yerleştirilmişti. Bunu yapmasına gerek yoktu. Dağınıklıktan rahatsız olmuş olabilirdi. Üstümdekileri çıkarıp, rahat bir şort ve tisört aldım. Giydikten sonra gözlerimi yatağa çevirdim. Salondaki ışıkla, belli belirsiz gözüken bedeniyle bile çok güzeldi. Bacaklarının arasına aldığı yorganı, yastığa saçılmış saçları ve açılmış baldırlarıyla onu izlemekten kendimi alamadım. Dolaba yaslanıp, elimle saçlarımı karıştırdım. Onun benden etkilenmesi gerekiyordu. Benim ondan etkilenmem iyi değildi. Düşüncelerimden sıyrılmak için yatağa ilerledim.

Yaklaştıkça tişörtünden taşan memelerini daha net gördüm. Düşük kollu tişörtü elbisesi iyice aşağı sıyrılmıştı. Kendimi ona bakmaktan yine alamadım. Elin istemsizce dağılmış saçlarına uzandı. Terli saçlarına dokunmamla homurdandı. Saçını kulağının arkasına atıp, kızarmış dudaklarına baktım.

Yalı gerçekten nefes kesiciydi. Bunu onu her incelediğimde tekrar ediyordum.

Gözlerini aralamasıyla elimi çektim. Kısık gözleriyle, uykulu uykulu bana bakarken dikleşmişti. Eliyle gözlerini ovaladığında her hareketini takip ediyordum.

"Gelmişsin. Saat kaç oldu?"

"12 olmadı daha."

Gün bitmeden geldim demek istemiştim. Kısa bir an sadece yüzüme baktı. Ardından gözleri bedenimde turladı.

"Yüzünde morluk yok. Işığı açsana."

Uzanıp, ışığı açtıktan sonra ona döndüm. Dönmemle gözleri irileşmişti. Dudaklarından "Siktir!" kelimesi çıkarken güldüm.

Kaşım patlamış, dudağımın kenarı ezilmişti. Aslında çoğu günden daha iyi durumdaydım ama şu halimle bile pert duruyor olmalıydım.

Yalı dizlerinin üzerinde doğrulup, çenemi tuttuğunda bakışlarım eline kaydı. Kafamı iki yana çevirirken, ona izin verdim.

"Berbat gözüküyorsun."

"Sen bir de rakibi gör."

Kaşları çatılınca, dudağımın kenarı kıvrıldı. Gözleri oraya inerken bakışlarındaki yoğunluğu gördüm. Elini çekip, kafasını da başka tarafa çevirdi. Birileri etkileniyordu.

Yataktan kalkarken "Pansuman yapalım." dedi.

Üzerini düzeltirken, gözlerimle ellerinin dokunduğu yerleri takip ediyordum. Açılan göğsünü kapattı. Saçlarını yana attıktan sonra, baldırlarında toplanmış tişörtü aşağı çekti. Kafasını kaldırdığında onu incelediğimi gördü.

Yanakları kızarırken "Beğendin mi?" diye homurdandı.

Onun yanındayken, istemsizce sürekli gülüyordum. Şu an olduğu gibi. Açık sözlü ve dobra olması hoşuma gidiyordu.

Alayla "Enfes." dedim.

Kaşları çatılırken, ellerimi yukarı doğru kaldırıp "Vurma sakın yaralıyım." dedim.

Nedense yumruk atacak gibi gelmişti. Göz devirip "Eminim canın çok acıyordur." deyip dolaba ilerledi.

İlk yardım çantası tarzı şeyi alırken, yatağa oturdum. Çantanın içinden yara bandı ve kremi alıp yanıma geldi. Yaralarımı çoktan temizlemiştim bu yüzden bunları yeterli bulmuş olmalıydı. Yanıma oturmak yerine önümde durdu. Yara bandını yatağın üstüne atıp, kremi açtı.