*iyi okumalar 🖤
Yalı, düşündüğümden daha iyi bir yöneticiydi. İşlerin altından iyi kalkıyordu. Bunca yoğunluğun arasında, dediği gibi bana çektirmeyi de başarıyordu. Beni küçük düşürmek için her yolu denemişti. Önce pub'daki odam, sonra bloke olan banka hesaplarım, aileden ciddi anlamda dışlanmam hepsi onun eseriydi. Bunak kızının isteklerini sorgulamadan yapıyordu. Gerçekten iyi bir babaydı, aşağlık herif.
Her zaman hayat güvencelerim olmuştu. Bunağın bana verdiklerine güvenmediğimden, kendi hesaplarımı oluşturmuştum. Yani istediği gibi sefillik çekmiyordum. Elimdeki mülkler tek tek alınırken, Yalı'nın beni parayla ne kadar vurmak istediğini anlamıştım. Para umrumda değildi. Paradan nefret ederdim. Para yüzünden ailemi kaybetmiştim. Para benim için hiçbir şeydi.
Yalı benden hiçbir şey almıyordu. Mevkim de sadece isimden ibaret değildi. Bardaki her olay, kulağıma geliyordu. Yalı'ya gitmeden, bana geliyorlardı. Yalı bir şey yapmadan işler hakkında bana bilgi veriyorlardı. İşte Yalı'nın asla alamayacağı şey buydu: Tecrübe.
Onun içim isim ve paradan fazlası gerekirdi. Çalışanlar ona güvenmiyordu. Bunun için bir şey yapmamıştım.
Yalı yeterince sürünmediğimi görüp kudurmuştu. Ben de öfkesi daha hızlı dinsin diye ona yol açmıştım.
'Neden ailedeki konumuma biraz daha oynamıyorsun?'
Bunu alayla söylesem bile, gerçekleştireceğini biliyordum. Yine bir akşam, aile toplanmasındaydık. Bahçede oturmuş kahve keyfi yapan herkes, birkaç hafta önceki olayları kabullenmişti. Eskisi gibi işler ve özel hayat hakkında konuşuyorduk. Bunak halimizden memnundu. Diğerleri de halinden memnundu.
Herkesin bu oyun için çabaladığını biliyordum. İstedikleri gibi olmasa da bitmesi rahatlatmıştı. Sonuçta, en başından beri gergin bir konunun içinde kasılmıştık.
Yankı "Yalı, işler nasıl gidiyor uyum sağladın mı?" dediğinde, Yalı dudaklarına götürdüğü kahveyi indirip gülümsedi.
"Her şey mükemmel."
"Sen doğuştan Kelam'sın."
Aslan gururla konuştuğunda, Anıl "Biz değiliz" diye fısıldadı. Geç anlamıştı bunu.
Yankı bunağa bir şey söylemedi. En azından babasıyla yakın olmaya çalışmaması iyiydi. Öyle olsa, her şeyi silip atabilirdim. Bu ihanetin katlanamayacağım kısmı olurdu.
Yankı alayla "İlay sen baya zorlanıyormuşsun bu aralar?" dediğinde, arkama yaslanıp "Zevk mi aldın?" dedim.
Dudak büzüp "Şakacı" dediğinde, öpücük attım.
Yankı hayatının sonuna kadar şerefsiz olacaktı. Yanımdaki Yavuz gergince parmaklarıyla oynarken, ben de şerefsiz olmaya karar verdim.
"Anıl, Yavuz'la bir tatile çıkalım diyorduk ama malum artık çalışanım. Benim yerime ona eşlik etsene?"
Yavuz anında bana bakarken, Anıl'da hevesle Yavuz'a bakarak "Gideriz tabi" dedi.
Yankı'nın alaylı ifadesi kayboldu. Donuklaşan bakışlarına bakarken tebessüm ettim. Birilerini alaya almadan önce, kendi haline bakmalıydı.
Yavuz durumlarından iyice bahsetmişti. Anlaşılan Yankı, sadece kardeşine karşı şerefsiz olamıyordu. Kendisine bile şerefsiz olan bu herif, duygularını hiçe sayıyordu.
Yavuz sertçe "Gideriz" deyince, fısıltıyla "Kızma bana" dedim.
Bunu onun için de yapıyordum. Gergince kendini yiyeceğine, olayları sıcak sıcak yaşamalıydı. Uzaktan birbirlerine bakmakla olmuyordu. Bana kalırsa Anıl, feci üzülecekti.
Yalı'yla göz göze gelince tebessümüm büyüdü. Gözlerini kısmış, ne yaptığımı çözmeye çalışıyor gibi bakıyordu. Eminim her şeyi kendisiyle ilgili sanıyordu. Son zamanlarda çoğu şey onunla ilgiliydi. Bu yüzden egosuna hak verdim.
"Belki patronum bana izin verir de biz de tatile çıkarız?"
Anında yüzü sinirle çarpılırken "Tatil için önce çalışman lazım." dedi.
Kahkaha atıp "Ben ne yapıyorum?" diye sordum.
Yalı benden garsonluk yapmamı bile beklemişti. Beni aşağlamak için yaptığı şeyi umursamadan kabul ettim. Çünkü 'hizmet' benim için sorun değildi. Tüm insanlar bir şeye hizmet ediyordu. Ya başka insana, ya tanrıya... Bunun aşağlanacak yanı yoktu. Biri yapmaya kalksa, onu yok edecek güce hala sahiptim.
Yalı derin bir nefes verip "Sana kötü hissetme diye oda bile verdim ama bu durum yanlış anlamana yol açmış. Hala mekanla ilgili bilgileri alıyormuşsun. Artık patron değilsin." diye soğukça cümlelerini sıraladı.
Herkes birden nefesini tutmuştu. Benim patlamamı bekliyorlardı. Gitmeden önce, ailemin evinde patlamamı yaşamıştım. Yeniden toparlanma nedenim buydu.
Soğumuş kahveyi masaya bırakıp, iç çektim.
"O kulubeye oda mı diyorsun? Ayrıca bilgi aramıyorum. Otoriteni sağlamadığın için, bana geliyorlar."
Söylediğim şeyin hoşuna gitmediğini biliyordum. Bunak sessizliğini bozup "Yalı'ya yardım etmek senin görevin." dedi.
Sinirle dudağımın içini kemirirken, kafamı eğip sakin kalmak için kendime telkinler verdim. Kafamı kaldırıp bunağa baktığımda gözlerimdeki nefretim tutamı yoktu.
"Aramızdakileri biliyorsun amca. Görmezden gelemiyoruz."
Bunak sinirle bana bakarken, sahtece dudak büzdüm. Kızıyla sevgili olduğumu biliyordu. Dile getirmemesine rağmen, bu konunun üstünü de örtemezdi. Aramızdakiler geri plana atılacak durumlar değildi. Yalı'nın bana yaptığı tek iyilik bunağı bu konuda yumuşatmasıydı. Eğer konuşmasa bu adamın beni kimsenin ruhu duymadan harcayacağına emindim. Aslan Kelam'ın affı yotku. Ben de affedilecek şeyler yapmamıştım.
Yalı "Ben görmezden geliyorum. Sen de artık unutsan iyi olur." dediğinde tekrar ona baktım.
Gözlerimiz arasında duyguların çatıştığı bir savaş vardı. Yalı'nın tarafı o kadar güçlüydü ki ben çoktan kaybetmiş hissediyordum. Bu hissi haftalar önce de şimdi de sevmemiştim.
"Görmezden gelsen, benimle uğraşmazdın."
Buzdan ifadesi çatladı. Gözlerinden birkaç duygu aynı anda geçti. Yakaladıklarım öfke, üzüntü ve kırgınlık oldu. Çok çabuk toparlanmasını, yanımda fazla durmasına bağlıyordum. Birbirimize alışmış ve etkilenmiştik.
Yutkunuşunu gizlemeye çalışıp, sert ifadesini tekrar yüzüne kondurdu.
"Sadece üstünlüğümün keyfini çıkarıyorum. Her şey seninle ilgili değil."
Beni ezmek için kullandığı egosunun kendi bile altında kalıyor gibiydi. Yalı gerçekten bu değildi. Aslan Kelam kızına gururla bakarken, bu sefer gerçekten tebessüm ettim.
Yaptıklarım meleği şeytana döndürmüştü ve itiraf ediyorum ki, meleğimin bu hali bile inanılmaz çekici geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Misafir (gxg)
RomanceTAMAMLANDI "Ailemize yeni biri katılıyor." diyen manevi amcama baktım. Yine mi evleniyor yaşlı bunak diye düşünürken arkama yaslandım. Çocuklar pür dikkat ne diyecek diye bekliyordu. "Meral'i hatırlıyorsunuz, benden kaçmıştı." Acı bir tebessüm dudak...