12

7.9K 642 149
                                    

*İyi okumalar. (:

Akşam yemeğinden sonra uyumak için bara gelmiştim. Bunak bir kaç güne Dna testi yaptırır ve Hikmet testi değiştirirdi. Tiyatronun finaline kadar yaşanan hiç bir şeye karışmayı düşünmüyordum. Üstümü çıkarıp rahat bir tişört giydim. Yatağa ilerlerken birden açılan kapıyla kaşlarımı çattım.

Kıpkırmızı bir surat, çatık kaşlar, öfkeli gözler ve sıkılı yumruklarla içeri giren Yalı'ya baktım. Öfkeyle üstüme yürüdüğünde öylece bekledim.

"Sen nasıl bir insansın!" diye bağırdı.

Gözlerimi yumup açtım. Derin bir nefes alırken, uykuya hazır olan bedenim isyan ediyordu.

"Burası dingonun ahırı mı?" dedim.

Burcu da aynen bu şekilde odama dalmıştı ve ona da aynı tepkiyi vermiştim. Kaşları biraz daha çatıldı. Tam karşımda dikilmeye başladı.

Elini bana doğru sallayıp "İçinde ayı olduğu kesin!" dedi.

Gülsem mi onu yaka paça dışarı mı atsam emin olamadım. İşten çıktığını henüz kimseye söylemediğim için buraya kadar elini kolunu sallayarak gelmiş olmalıydı. Bunu halletmeliydim.

"Bittiyse, odamdan çık."

Gayet sakin bir tonda konuştum. Gözlerimi zor açık tutuyordum. Beni göğsümden ittiğinde, yerimden oynamadım.

"Emre'ye yaptığının hesabını vereceksin!"

Buna hiç takılmadan bağırmaya devam etti. Emre, demek sorun buydu. Ona güzel bir uğurlama sunmuştum. Hala yaşıyorsa, sıkıntı yoktu.

Alayla "Tamam, vereyim." dediğimde afaladı.

Gözlerini kırpıştırırken, anlamayarak bana baktı.

"Polise git ve ona bunu yapanın ben olduğumu söyle. Gelip tutuklasınlar beni."

Kaşları tekrar hızla çatılırken ifadesini toparladı.

"Senin gibi insanlara polisin dokunmadığını biliyorum."

Bunu kesin Emre söylemişti. Çünkü benim tam olarak nasıl bir insan olduğumu bu bal gözlü kız bilmiyordu. Belki de ona tam şu an göstermeliydim. Yavaştan sinirlendiğimi hissediyordum.

Kafamı yana eğip "O zaman sen mi alacaksın hesabımı?" dedim.

Dişlerini sıktı. Gözlerini bir kaç saniyeliğine kaçırsa da ardından bakışları tekrar bana döndü.

"Yıllardır seninle çalışan birine bunu nasıl yapabildin?" dedi.

Bu sefer bağırmamıştı. Vicdanıma oynamak istiyor gibiydi. Oynayabileceği bir vicdanım yoktu. Onun da bundan haberi yoktu. Kendimi yatağa bıraktım. Otururken onun ayakta olan bedenini süzdüm. Bu sefer bacağında bir pijama vardı ve anladığım kadarıyla evden direkt buraya gelmişti.

"Basit." dedim. "Yıllardır benimle çalışan biri, beni tanımalıydı. Her şey karşılıklıdır. Emre tavrının sonucunu çekti."

Bana tiksinir gibi baktığında bunu umursamadım. Bu bakışı ilk kez görmüyordum sonuçta.

"Sen ne saçmalıyorsun ya! Hastaneye götürdük Emre'yi! Sonuç dediğin birini öldüresiye dövmek mi?"

Öfkeyle soluduğunda alayla güldüm. Sonuç demek, öldürmekti.

"Yalı, kimsin de bana böyle dikleniyorsun?"

Bakışları donuklaşırken, başımı kaldırıp ona baktım. Fazla imtiyazın sonucu karşımdaydı. Gözleri kısıldı.

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin