*İyi okumalar
Birçok şey görmüş, binbir şeye tanık olmuştum. Bu yüzden beni şaşırtabilecek çok az şey olduğunu söyleyebilirdim. Bir kız tarafından öpülmek, kesinlikle bunların arasında yoktu. Buna rağmen, Yalı tarafından öpülmek bunların arasına girmişti. Rol için bu kadar ileri gitmesini beklemiyordum. Utangaç biri olmadığını deneyimleyerek öğrenmiştim. Çekinceleri olan biri de değildi. Dudakların anlık teması, öpüşme bile sayılmazdı. Yine de bunu yapmasını beklemiyordum.
Onunla ilgili çoğu şey beklenmedikti. İlk karşılaşmamızda çektiği orta parmak, bunağın babası olması, garip şekilde fazla düşünceli biri olması ve son olarak bu küçük öpücük gibi. Onunla zaman geçirdikçe beklentilerimi daha fazla aşacağına dair hissiyatım vardı.
Gece boyunca, oynadığımız oyunun onun tarafından yönetilmesine izin vermiştim. Yaptığım şey ana karaktere uyum sağlayan, doğaçlama karakterdi. Başarılı olduğumu da, onun memnun ifadesinden anlıyordum. Burcu'yu çıldırtmıştı. Kendini herkese sevdirmişti ve bunu yaparken sadece kendi olmuştu. Rol olarak yaptığı tek şey bana karşı fazla samimi oluşuydu. Bu halinin gerçek olma ihtimalini birkaç saniye düşünmüştüm. Sonuç ise düşünen beynimi sikmek istememdi. Asla olmayacak biriyle, olmayacak durumlar hayal etmemeliydim.
Önümdeki viskiden bir yudum alıp, çocuklara baktım. Bunak, bizi biraz erken terketmişti. Eğer yıllardır görmediği kızına kavuştuğunu bilse hasta midesine rağmen yanımızda kalırdı. Ramiz, sahibinin gitmesi ve ikinci sahibinin onu siklememesiyle kulubesine dönmüştü. İlhan'da efendisi gittikten sonra fazla kalmamıştı. Yavuz, Uğur, Yalı ve ben olsak biz bizeyiz diyebilirdim ama malesef fazlalık çoktu. İkizler alkollerle geldiklerinde, Hikmet gitmekten vazgeçip Yankı ile gereksiz bir sarhoşluk yarışına girmişti. Anıl, Yavuz'a yaslanmış oyun oynuyordu. Yavuz bir yandan içip, diğer yandan gökyüzünü seyrediyordu. Herkes farklı alemdeydi. Aslı uykusu geldiğini söyleyip, Uğur'un omzuna yaslanınca gözlerim onlara kaydı. Uğur yumuşak kalpliydi. Aptal bir oyuncu olduğunu bildiği birine bile omzunu verecek kadar yumuşak kalpli.
Yalı "Nereye bakıyorsun?" deyip, benimle aynı yöne baktı.
Ardından sertçe nefes verip "İnsan gizlemeye çalışır." dedi.
Bardaktan bir yudum alıp "Neyi gizlemeye çalışır?" diye sordum.
Bakışlarını gözlerime çevirdi. Dudakları birkaç kez aralansa bile ardından sıkıca birbirine bastırdı. Gözlerimi dudaklarından çekmediğimi farkedip, kendime gelmek için tüm viskiyi dikledim. Boğazımdaki acı tad beni biraz da olsa kendime getirdi. İnsan gözlerine hakim olamıyordu. Özellikle kiraza benzeyen dudaklar önündeyken.
Yalı hafifçe öksürdüğünde, bu sefer ona bakmadım. Eğer bakmazsam, görmezdim ve görmezsem aptalca şeyler düşünmeyi keserdim. Hayatımda ufak dahi olsa, aptal bir davranışa yer yoktu. Aptallık benim gibileri öldürürdü. Yaşamak için tek nedenim intikam olsa bile, ölmek için hiç nedenim yoktu.
"Sana bir şey anlatacağım ama eve dönmeyi bekliyorum. Bu ortam bunun için uygun değil."
Yalı bana doğru eğilerek fısıldadığında, kaşlarımı kaldırdım. Bana ne anlatabileceğini düşünüp, tekrar gözlerimi az önce baktığım iki bedene çevirdim. Onlara baktığımı gördükten sonra 'gizlemiyorlar' demişti. Anlatacağı şey bu ikisiyle ilgili olabilir miydi? Aklıma ikisinin samimiyeti bir tık ileri taşıdığı bir senaryoda Yalı'ya yakalanmış olabilecekleri gelince kalkan kaşlarım indi. Yine negatif düşüncelere sarılmıştım.
"Benimle mi ilgili?"
"Sana dokunan bir olay ama detayları sorma. Şimdi sadece gelme amacımızı yerine getirelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Misafir (gxg)
RomanceTAMAMLANDI "Ailemize yeni biri katılıyor." diyen manevi amcama baktım. Yine mi evleniyor yaşlı bunak diye düşünürken arkama yaslandım. Çocuklar pür dikkat ne diyecek diye bekliyordu. "Meral'i hatırlıyorsunuz, benden kaçmıştı." Acı bir tebessüm dudak...