15 (Yalı'dan)

8K 660 189
                                    

*Bölüm Yalı'dan. İyi okumalar.

Geldiğimiz mekana bakarken, üstümü değiştirmeliydim diye düşündüm. Çünkü sosyetiklerin takıldığı mekanlardan biri gibiydi. İlay arabadan inip, valeye anahtarı verdikten sonra yanına gelmemi beklemişti. Boğazımı temizleyip ona doğru ilerledim.

"Keşke başka bir mekana gitseydik." dedim.

Kapıdan, düğüne gider gibi giyinmiş çıkan kızlara baktım. Ben yırtık kotumun üstüne siyah bir tişört giymiştim.

İlay kolunu uzatırken "Neden?" dedi.

Onun kıyafetleri de normaldi ama ben rahatsız hissetmiştim. Uzattığı koluna girmeyip ellerimi cebime soktum.

"Düğün makyajımı yapmayı unuttum çünkü."

Gülerken, kolunu indirdi. Ardından içeri doğru ilerlemeye başladı. Ben de adımlarımı ona göre ayarladım. Girdiğimiz gibi "Hoşgeldiniz" deyip gülümseyen kıza baktım.

"Rezervasyonunuz var mıydı?"

"İlay Kelam." dedi.

Kız hızla dikleşirken "Hoşgeldiniz İlay hanım." deyip ilerlemeye başladı.

Biz de onu takip ettik. Bizi asansöre götürüp, ismimizi söylediğinde başka biri eşlik etmeye başladı. Daha önce gittiğim bir barda bu sistemi görmüştüm.  Kapıda duran, telefoncu, asansörcü hep farklı oluyordu. Güzel kızları işe alıyorlardı genelde.

Asansöre bindiğimizde, 8.kata basan kız "Afiyet olsun." dedi.

Kapı kapanınca "Mekan çok kasıntı." dedim.

Bu tarz mekanlar bana hep kasıntı geliyordu. Yani asansöre basması için birine ne gerek vardı? Neyse, iş işti.

"Yemekleri güzel." dedi.

8.kata çıktığımızda önden o çıktı. Yine başka biri bizi karşıladı.

"Buyrun efendim."

Cam kenarında bir masaya bizi götürürken başka kimsenin olmaması dikkatimi çekti. Tüm masalar boştu. Ben çevreyi incelerken gözlerim sandalyeyi çeken İlay'a kaydı.

Kibar bir sesle "Otursana." dediğinde, onun benim sandalyemi çekmiş olması kısa bir anlık şok yaşattı. Oturduğumda o da karşıma geçti. Onun birden bu kadar kibar hale gelmesi cidden garipti. Önümüze koyulan menüyle yerimde dikleştim. Açtığımda her sayfada en az üç basamaklı sayı görmemle içimden 'yuh' dedim. Sadece çorba ve içecekler sayfasında iki basamaklı sayılar vardı. Zengin mekanlarına daha önce sadece çalışmak için gitmiştim. Buralara gelen gösterişçi mallardır diye düşünüyordum.

"Karar verdin mi?"

Gözlerimi İlay'a çevirdim. Menüyü hiç açmamıştı.

Eğer samimi olduğum bir arkadaşım olsa fiyatlar hakkında konuşabilirdim. Buraya beni getiren oydu. Bana hesap ödeteceğini sanmıyordum. Yine de rahatsız hissettim.

"Ben aç değilim. Soda alacağım sadece."

Menüyü kapatırken, söyledim. Kendi hesabımı ödemek istiyordum. En son ki konuşmamızdan sonra onun ısmarlamasına izin vermek yüzsüzlük olurdu.

"Buraya seni yemekleri için getirdim. Sadece soda içip, beni red mi ediyorsun?"

Dediği şeyle kaşlarım hafifçe çatıldı. Alt dudağımı dişleyip "Aç değilim, gerçekten." dedim.

İç çekip "Öyle olsun. En azından şarap içerken bana eşlik et." dedi.

Ardından bir şey dememe izin vermeden garsonu çağırdı.

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin