*iyi okumalar
2 gün üst üste beni uyandıran poğaça kokusuyla yataktan kalkıp, odadan çıkmıştım. Yine dopdolu bir sofra ve mutfak önlüğü giymiş Yalı'yla karşılaştım. Beni görür görmez "Günaydın." demişti.
Gayet enerjik gözüküyordu. Ben sabah sabah enerjik olamıyordum. Kahve içip açılmam lazımdı. Yalı ise uyanıp, mastürbasyon yapacak kadar enerjik bir insandı. O an ben de enerji kazanmıştım.
"Günaydın, bu sefer neyin teşekkürü?"
Masaya ilerleyip, ağzıma domates attım. Cazgır Yalı "Çatal kullan!" diye bağırdı.
"Chery domatesini çatalla yiyen şov yapıyordur."
Elinde ki tabağı getirip ortaya koydu. Yaptığı kreplere bakarken ıslık çaldım. Krepe değildi ıslığım; Krep, simit ve mükemmel gözüken menemeneydi.
"Gastronomi mi okuyorum demiştin?"
Kaşlarını kaldırıp "Tıp demiştim sanırım" dedi.
Bu konuyu konuşmuş muyduk hatırlamıyorum. Özgeçmişinde okumuştum ve konuştuysak o da hatırlamıyordu. Yani tıp okuduğunu biliyordum ama sabahın köründe el yapımı simit yapacak ve menemeni bile bu kadar güzel yapabiliyorsa bölüm değiştirmeliydi.
Sandalyeye oturup "Bence yanlış bölümdesin." dedim.
O da oturup tabağını doldurmaya başladı. Benim tabağımı da doldururken sanki bu çok olağan bir şeymiş gibi davranıyordu. 2 gündür değil de 2 aydır aynı sofraya oturuyor gibiydik. Beni elleriyle besliyordu resmen.
Çatalı kendi tabağına çekip "Gastronomi de tanıdık ya da ailende de aşçı olan birileri lazım. Tıp öyle değil, başarı yeterli." dedi.
Yani, cidden gastronomi okumak istemişti. Öylesine söylediğim şeyin onun için gerçeklik barındırdığını anladım.
"Sevmediğin bir bölümü mü seçtin?"
"Hayır tıpa bayılıyorum. Halam hasta ve ilerde onu bizzat tedavi etmek istiyorum ama mutfak benim hobim. Hobimi işe çevirsem zevk alır mıydım diye düşündüm ama ilerde bunu para kazanmak için yapıp, para kazanamazsam hobimin bana zevk vermeyeceğine ikna ettim kendimi."
Yaptığı uzun açıklamayı, dinleyip "Haklısın." dedim.
İş hayatı her zaman keyifli değildi ve keyif almadığın şeylerden zevk almayı bırakıyordun. Yalı doğru kararı vermişti. Yaptığı simidi ağzıma atıp, çıtırlığı ve aynı anda içinde ki yumuşaklığı hissedince beğeniyle ses çıkardım. Gözleri bana dönüp, parlamaya başlamıştı.
"Ama fena lezzetli elin."
Menemenden de bir lokma alıp, ağzıma attım. Bu da inanılmazdı. Peynir tabağını kaldırıp bana uzattı. Ona baktığımda "Ben yaptım bunu, el yapımı yani." dedi.
Peynirden de alıp yediğimde beklentiyle bana baktığını görüp "Leziz." dedim.
"Seni mutfağa mı alsak?"
"Olur."
Hemen kabul ettiğinde güldüm. Mutfağa alsam, onu göremezdim. Bu düşünce gülüşümü silmeme neden oldu. Resmen kızı göremem diye düşünüyordum anasını satayım.
"Ne oldu birden somurttun?"
Çaydan bir yudum alıp "Uykumu tam alamadım sadece. Gece uyanıp du-" derken irileşmiş gözlerine baktım.
Hay ya, pot kırmıştım. Hafifçe öksürüp "Durdum, beni uyandırdıktan sonra uyumam zor oldu." diye devam ettim.
Sanki öncesinde hiç uyanmamışım gibi. O da boğazını temizleyip "Anladım." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Misafir (gxg)
RomanceTAMAMLANDI "Ailemize yeni biri katılıyor." diyen manevi amcama baktım. Yine mi evleniyor yaşlı bunak diye düşünürken arkama yaslandım. Çocuklar pür dikkat ne diyecek diye bekliyordu. "Meral'i hatırlıyorsunuz, benden kaçmıştı." Acı bir tebessüm dudak...