10

8.2K 606 72
                                    

*İyi okumalar 🖤

Şoför geldikten sonra, önden biz gitmiştik. Ejderhalı kapı açılınca içeriye girip arabayı park ettik. Ardından arabadan inip eve ilerledik. Buraya gelmeme nedenim sinir patlaması yaşamayayım diyeydi ama Hikmet'in çöküşü adlı tiyatro bana sinir değil kahkaha patlaması yaşatırdı. Eve girdiğimizde Yankı ve Anıl'ın salonda oturduklarını gördüm. Diğerleri ortada yoktu.

Anıl başını bize çevirirken "Hoşgeldiniz" dedi.

Kısa bir merhabaşma faslı yaşadık. Sonra da karşılarında ki koltuğa geçip oturduk. Ardından Yankı'nın alaylı sesini duydum.

"Amcamın işleriyle çok meşgul olmalısın bir kaç gündür yok olduğuna göre."

Koltukta dikleşirken yüzüme onun gibi samimiyetsiz bir ifade yapıştırdım.

"Amcamı bilirsin, işleri asla bitmez."

Kafasını sallayıp, dudaklarını büktü.

"Biliyorum elbet ama sen halledersin."

İkizleri bazen birbirlerine dikip, denize atmayı düşünürdüm. Dalgacı karakterleri benim lügatıma tersti. Diğerleri gibi kötü niyetli değillerdi, karakterleri böyleydi. Yine de deniz fikri aklıma sık sık gelirdi.

"Hallederim." dedim.

Yavuz "Siz neler yaptınız?" dediğinde ortaya bir taş atmıştı. Uğraşacakları tek şey bunağın kızını bulmaktı. Ne kadar ilerlediniz demek istiyordu. Yankı ikizine baktı. Anıl sadece omuz silkti.

"Takım elbise bakıyoruz. Koltuğa oturduğumuzda kırışmayacak yeni bir tane."

Kendisinden emin sesi güldürdü. Beni Hikmet dışında kimse endişelendirmiyordu. Çünkü diğerleri, benim kadar sağlam tanıdıklara sahip değildi. Camiaya, kirli olan camiaya onlardan daha hakimdim. Hikmet'te zaten kendi kendini devre dışı bırakacak bir yol bulmuştu. Çok kolay şekilde kazanacaktım.

Uğur "Kızın nerde olduğuna dair bilginiz var yani?" dediğinde Yavuz "Meral Anta-" diyecekken Anıl ona dirsek atmıştı.

"Herkesin bilgisi kendine değil mi?"

Tabi ben onların Antalya sonucuna ulaştıklarını anlamıştım. Bu sonuç zor değildi. Önemli olan sonrasıydı. Topuz ölmüştü o yüzden pezevengi olduğunu öğrenseler bile ona ulaşamazlardı.

Yavuz "Rakip miyiz şimdi?" dediğinde, Anıl ona bir kaç saniye baktı.

"Siz aramıyor musunuz?"

Yavuz burnunu çekip "Uğraşamam." dediğinde, Anıl güldü.

"Doğru, İlay saf dışı kaldı sonuçta. Kendi başınıza hareket etmezsiniz siz."

Yavuz'un kasılan bedenini gördüm. Aralarında da ki ters bakışma Uğur'un boğazını temizleyip "Gerilmeyin beyler." demesiyle bitti.

Yavuz "O koltuk çift kişilik değil biliyorsunuz değil mi?" dediğinde ikizler kaşlarını çattı.

Yaptığı ima netti. İkisi arıyordu ama biri kazanacaktı. Eninde sonunda onlardan biri de saf dışı kalacaktı.

"Doğru bir başınıza hareket edemezsiniz siz." dediğinde Anıl öfkeyle yerinden kalktı.

Sertçe yere vurulan baston sayesinde sadece ayakta kalmakla yetindi. Yavuz size alayla gözlerini kısmıştı. Merdivenlerin başında beliren bunağa döndük hepimiz. Yüzü anında sertleşmişti. Aramızda kavga etmemizden asla hoşlanmazdı.

"İki dakika da it sürüsü gibi birbirinize giriyorsunuz. Yine derdiniz ne sizin!"

Merdivenlerden inerken öfkeyle Anıl'a baktı.

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin