*İyi okumalar
"B-ben bilmiyordum"
"Üzgünüm!"
"Affet!"
Masadan bıçağı alırken alayla sırıttım.
"Neyi affedeyim?"
Adam titrerken önünde diz çöküp göz göze gelmemizi sağladım. Artistliği çabuk sönmüştü.
"Lütfen" dediğinde gözlerimi devirdim.
"Bir soru sordum"
Titremesi artarken gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı. Açılan kapı ile başımı oraya çevirdim.
"Eğlendiğini duydum"
Burcu yaslanıp bana bakmaya başlamıştı. Elimdeki bıçağı adamın göğsüne getirirken homurdandım.
"Git işine"
Göğsünde büyük bir çizik açtığımda, kendini geriye doğru çekmesi beni daha sert olmaya zorladı.
"Hareketi kesmezsen, bıçak yanlışlıkla kalbine saplanabilir"
Ağlayan adam kendini tutmaya çalışırken mahvolmuş göğsüne baktım. Tabi bu yaralar geçiciydi. Onu bir daha kafese çıkamayacak hale getirecektim. Hala nefes alırken göğsüm acıyordu. Bıçağı koluna sapladığımda çığlık attı.
"kolunu kaybetsen bir daha dövüşemezsin değil mi?"
Dudaklarımı yalayıp, başını kaldırdım. Gözlerindeki yaşlara sürekli yenisi ekleniyordu.
"K-karşına çıkmam bir d-daha n-nolur." dediğinde iç çektim.
"Zaten çıkmayacaksın."
Bıçağı, kolundaki sinirlerde gezdirdim. Gözleri irileşirken, yavaşça delmeye başladım. Çığlık atacakken Yavuz'a bakmamla hızla ağzını kapatmıştı. Güzel. İşim bittiğinde geri çekilip kanlar içindeki sol koluna baktım.
'bir rakibi katlettiniz!'
Ayağa kalkarken yüzüne doğru eğildim.
"Sokak arasında kadınları sıkıştırmamalısın"
Baygın duruşuyla, kısa kısa nefesler aldığında başına vurdum.
"Anladın mı?"
Zorlanarak kafasını salladığında, geri çekilip elimdeki eldiveni çıkardım. Uğur ve Yavuz'a "Siz devam edin" dedikten sonra Burcu'nun yanına gittim. Ellerini göğsünde bağlamış bana bakıyordu.
"Sıkıştırma mı ciddi misin?" dediğinde omuz silkip mahzenin kapısını kapattım.
Dün, bana onları yapan bir adamdan intikam alacağım kesin bir şeydi. Kanımı sadece kafeste yerde bırakırdım. Merdivenlerden çıkarken Burcu de beni takip ediyordu. Salona geçince kendimi koltuğa attım. O da benim gibi yapmıştı.
"Niye geldin?"
"Amcam seni kontrol etmemi istedi."
Ah şu yaşlı bunak.
"Uğrarım akşam yanına"
Ne zaman birini arkamdan gönderse, ardından benim gelmemi bekliyordu. Bu alışık olduğum bir tepkiydi. Dün ki randevumuzu ağır yaralamamdan dolayı ekmiştim. Delirmiş olmalıydı. Bir sigara yakıp gözlerimi kapadım.
Burcu paketime uzanıp bir dal çıkardığında "Sorun?" demişti. Kafamı sallayıp çakmağı verdim.
"Önemli bir konuşma yapacağını söyledi. Herkesin toplanmasını istiyor."
Dün, herkes yok diye yapmamış olmalıydı.
"Konuyu biliyor musun?"
Burcu kafasını iki yana salladı. Koltuktan kalkıp kucağıma oturduğunda tek kaşımı kaldırdım. Sigarasından bir duman çekip, dudaklarıma doğru üfledi.
"Belki de varisine karar vermiştir."
Hafifçe gülümserken kolumu beline sarıp onu kendime bastırdım. Dudaklarını ısırıp hafifçe sürtünmüştü.
Sigaramdan bir duman daha çekip küllüğe bastırdım. Ardından dudaklarımı boynuna bastırıp küçük bir öpücük verdim. Kollarını boynuma doladığında geriye çekildim.
"Senden istediğimi yaptın mı?"
"Hıhım." derken hafifçe sürtündü. Elimi kalçasına atıp sıktım.
"Sonuç?"
"Seni çok iyi eğittiğini düşünüyor."
Sinirle gülerken, hızlıca ifademi toparladım. Beni sokaktan alıp, buraya getirdiğinden beri bunağın işlerini yapıyordum. Buna hala devam etmemin tek nedeni sonunda ulaşacağım yeri istememdi.
"Koltuğu kime devredeceğiyle ilgili bir şey demedi mi?"
Burcu ile 3 senedir sevişiyorduk. O bunakla gerçekten kan bağı olan tek insandı. Diğerleri gibi toplama değildi. Koltuğa geçmeyeceği de kesindi çünkü hiç birimiz gibi eğitilmemişti.
Dudaklarını dudaklarıma bastırıp geri çekildi.
"Bunu mu konuşacağız?"
"Evet?"
Yüzünü astı.
"Bugün o konuyu açacak büyük ihtimalle. Artık ara vereceğini söyledi. Son bir işi kalmış."
Sonunda diye düşündüm. Koltuğa yapışmıştı resmen. 56 yaşına gelmiş adamın bir zamanlar herkesi titreten heybetinden eser kalmamıştı. Artık tek dayanağı bizlerdik. Onun eli ve kulakları olmuştuk. Ama herkes onun gitmesini bekliyordu.
"Harika." diye mırıldandığımda gülümsedi.
"Bence seni seçecek. Ona ilişkimizden bahsetme zamanımız gelmedi mi?" dediğinde gülüp burnunu öptüm.
Yeğenini ayarttım diye ağzıma ederdi. Burcu'nun lezbiyen olduğunu biliyordu ama benimle olmasını onaylamazdı. Nasıl biri olduğumu biliyordu sonuçta. Onun eseri bile sayılırdım.
Ve bu ilişkiyi gizli tutma taraftarıydım. Sadece takılıyorduk.
"Bunları sonra konuşuruz." deyip dudağına kapandım. Üst dudağını emip, dilimi ağzına yolladım. Dilimi, diliyle sardı. Boynumdaki kollarını sıklaştırdı. Vücudunu bana daha çok bastırıp inledi. Yukarıya katlanmış eteğinden içeri elimi soktum. Kalçasını sertçe sıkıp onu kendime bastırdım.
Soluklanmak için geriye çekildi. Ardından alt dudağımı emmeye başladı. Elimi kilodundan içeri sokup onu hafifçe kaldırdım. Önüne doğru getirip, ıslaklığını hissettim. Tekrar inlediğinde parmağımı deliğinin üzerinde gezdirdim.
"Her an gelebilirler."
İstekli şekilde mırıldanmıştı. Uğur ve Yavuz'un bu durumdan haberi vardı ama bunu ona söylemedim.
"Odaya geçelim öyleyse." dediğimde hemen kafasını sallamıştı. Parmağımı deliğine biraz daha bastırdım. Ucu içine kayarken gözlerini kapatıp başını arkaya attı.
"Hemen geçelim." diye mırıldandığında elimi çekip kalçasına bir şaplak attım.
Kucağımdan kalktığında, bende ayağa kalktım. Dudaklarını sertçe öpüp elimi beline sardım. Yukarı kata doğru çıkarken şehvetle bana bakıyordu. Odaya girdiğimizde bana ihtiyaçla baktı.
Yatağa ittiğimde hızlıca üstünü çıkarmıştı. Tişörtümü çıkarıp ona göz kırptığımda geriye doğru gitti.
Aklıma moruğun bu akşam bizimle konuşacağı önemli konu gelirken, üzerine çıktım.
Umarım, Burcu onun aklına girmeyi başarmış olurdu. Yoksa büyük bir kargaşa aileyi sarardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Misafir (gxg)
RomanceTAMAMLANDI "Ailemize yeni biri katılıyor." diyen manevi amcama baktım. Yine mi evleniyor yaşlı bunak diye düşünürken arkama yaslandım. Çocuklar pür dikkat ne diyecek diye bekliyordu. "Meral'i hatırlıyorsunuz, benden kaçmıştı." Acı bir tebessüm dudak...