9

8.3K 625 177
                                    

*İyi okumalar

Aksiyonların içinde yaşamama rağmen gereksiz aksiyonları sevmezdim. Yalı'yla yaşadığımız tam olarak buydu. Üstelik gider ayak tacizci damgası da yemiştim. Bana göre fazla abartmıştı. Odama hızla giren Emre ise 2.abartan kişi olacak olmalıydı. 2 gün geçmişti ve şimdi karşımda kızgın boğa gibi gözüken Emre'yi görüyordum. Yalı ona daha yeni anlatmış olmalıydı. Zira 2 gündür onu işe almam için, Emre ısrar ediyordu.

Adımlarını hızla masamın önüne getiren çocuk, üstündeki önlüğü fırlatırken "Arkadaşıma bunu nasıl yaparsınız!" diye gürledi.

Kafamı yana eğip, kütletirken ona soğuk gözlerle baktım. Kendi mekanımda, bana atar yapılıp duruyordu ve ben sınırımı çoktan geçmiştim.

"Ne yapmışım Emre?"

Buna rağmen sakin bir sesle sordum. Gözlerim önlüğüne kayarken dudaklarımı yaladım. 2.bir istifa mı geliyordu, harika.

Emre ellerini masaya dayayıp bana doğru eğildiğinde, öfkeli gözlerini gözlerime dikti.

"Onu sıkıştırmışsınız! Size bunu yapmamanızı söylemiştim! 2 gündür size yalvarıp arkadaşımın gururunu da hiç ettim."

Öfkeli gözlerine bakıp iç çektim.

"Geri çekilmezsen kendini de hiç edeceksin."

Kaşları çatılırken, derin derin nefesler aldı. Kim olduğumu biliyordu. Neler yapabileceğimi de. Bu atarı onunla birlikte gömerdim. Sertçe geri çekilirken "İstifa ediyorum." dedi.

Kafamı sallayıp, elimle kapıyı gösterdim.

"Gidebilirsin."

Yüzüme dikçe bakmaya devam ederken öfkeyle birlikte dışarı çıktı. Ben de arkama yaslandım. O an, sakin kalmayı da bıraktım. Telefonu çıkarıp Halit'i aradım.

"Efendim patron."

"Emre'yi evine bırakın. Bir kaç gün de istirahat etmesini sağlayın."

Telefonu kapatıp masaya bıraktım. Bunağın başkalarını alttan aldıkça zayıfladığına şahit olmuştum. Ben böyle bir zayıflık göstermeyi düşünmüyordum. Yalı, istisna olmuştu. Emre ise amortiden çıkmıştı ve karşılığını almalıydı. Gözlerimi kapatıp, biraz kendimi dinlendirdim. Telefonumun çalması ise bu dinlendirme işini sonlandırdı. İsme bakmadan açtım.

"Efendim?"

"İlay, Hikmet kızı bulmuş."

Hızla dikleşirken "Ne?" diye soludum.

"Yanındaki adamlardan biri haber verdi. Kızı dağ evinde tutuyormuş. Bu akşam amcama getirecekmiş."

Sakin kalmak için yerimden kalkıp, odada yürümeye başladım.

"Nasıl bu kadar hızlı olabilmiş!" diye öfkeyle konuştum.

Hikmet, benim kadar hızlı sonuca şimdiye kadar hiç ulaşmamıştı. Ağırdan falan da almamıştık. Şimdi ise keşke bu işi daha da hızlandırsaydım diye düşünüyordum.

Yavuz "Bilmiyorum, ne yapalım?" dediğinde durup derin bir nefes aldım.

"Yola çıkış saatlerini öğren."

"Sonra?"

"Söylemiştim. Kızı öldüreceğiz."

Biri daha önce bulursa, ortadan kaldıracağımı söylemiştim. Kız yoksa, yarışta yoktu. Hikmet kızı kaybettiğini asla söylemezdi. Bu itirafı zaten onun ipini gererdi. Böylece 1 ay tamamlandığında yine çarklar bana dönerdi.

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin