Beklenmeyen Misafir (gxg)

41

*İyi okumalar

Hayatım boyunca, eski benliğim dışında kaçtığım hiçbir şey olmamıştı. Bunun değişmesini Yalı sağlamıştı. Onunla seviştikten sonra, işlerimi halledene kadar uzak kalmak istemiştim. Mantıklı tarafım o yanımda yokken daha düzgün çalışıyordu. Yaklaşan parti için hazırladığım oyunun detaylarını netleştirmiştim. Partide açıklanacak varis olayını ertelemek için çevirdiğim dolaplar her an parçalanabilirdi. Ben kimseye güvenmezdim ve planıma ortak ettiğim yeni oyun arkadaşımı uzun süre yalnız bırakmıştım. Şimdi de onu mekanıma çağırıp, netleşen düşüncelerimi onunla paylaşmaya karar vermiştim. Onu buraya çağırma nedenim belliydi. Sırtlanlar sürüsünden, kurtlar da evinden ayrılınca güçsüzleşirdi. Soner'in kurt mu sırtlan mı olduğuna partiden sonra karar verecektim. Hangisi olursa olsun, onu kendi mekanımda ağırlamak güç gösterimin parçasıydı. O da bunun farkında olarak adamlarıyla gelecek olmalıydı. Tabi, Halit'e çoktan Soner'in yanındakileri locada ağırlamasını söylemiştim. Diğer deyişle, güç sadece bendeydi.

Gözlerim saate kaydı. Ona verdiğim buluşma saatine, saniyeler kala kapım çalınmıştı. Dakik ve sorumluluk sahibi biri olduğunu anında anlayıp "Gir" dedim.

Açılan kapıyla, arkama yaslanıp tamamen rahat bir duruşa geçtim. Soner, yüzünde öfkeli ifadeyle içeri girmişti. Arkasındaki Halit'e de ters ters bakmıştı. Anlaşılan adamlarıyla ayrı düşmek onu sinirlendiriyordu.

"Hoşgeldin ortak."

"Hoş karşılanmadım ama hoş buldum."

Karşımdaki sandalyeye ilerlerken, benden komut bekleyen Halit'e "İçeri girip, kapıyı kapat" dedim.

Halit'in planlarımızı duymasına izin verecektim çünkü bir gözcüye ihtiyacım vardı. Bana kendimden bile daha sadakatli olan Halit'e bu işi gözüm kapalı verebilirdim. O da gözünü kapamadan hallederdi.

Soner "Özel konuşacağız sanıyordum. Bana adamlarımı bıraktırdın ama kendi köpeğini göndermiyorsun." deyip, alayla Halit'e baktı.

Sözleri bana olsa bile, kışkırtmaya çalıştığı kişi Halit'ti. Ona 'köpek' diyerek, öfkelendirmeyi ummuş olmalıydı. Bilmediği şey bu köpeği çok iyi eğitmiş olmamdı. Halit ne sözlerine, ne de bakışlarına karşılık vermeden sadece bana baktı. Gözlerimi kapatıp açarak 'tepki verme' uyarısında bulundum. Bu da tamamen bana dönmesine yol açtı.

"Halit'i bir süre yanına vereceğim. Ondan yabancılık çekme."

Soner sertçe "Bir köpeğe ihtiyacım yok." dediğinde, "İşlerde yeni olduğun çok belli. Yanına bir adam veriyorsam, ihtiyacın vardır." dedim.

Bu sefer sert bakışları bana dönmüştü. Bizim dünyamızda sadece aptallar fevri hareket ederdi ve yine sadece aptallar birine açıkca öfkesini gösterirdi. Soner'in liman işlerini incelemiştim. İşinde mükemmel olsa bile, davranışlarında eksiklikler vardı. Bunun nedeni de bizim aksimize 'sokak' gormeyen 'elit' piçlerden olmasıydı. Çünkü sadece o elit piçler bu kadar şımarıkça konuşurdu.

"Kendi adamlarım var."

Kafamı sağa oynatarak, Halit'e işaret verdiğim an önceden bana bıraktığı dosyaları dolaptan gidip aldı. Getirip, Soner'in önüne koyduğunda Soner dosyaları gelişigüzel incelemişti. Ardından dikkatini bir şey çekmiş gibi dikkatle okudu.

"Burdaki isimler?"

"Partide, sakınman gereken isimler. Suikast girişimini sadece rüşvetle kapatamayız. Rüşvet almayacak sadakatli insanlar da var. Onları bulmak, Halit'i azıcık zorladı."

Senin adamların onları bulamazdı demek istediğimi anlamış olmalıydı. Tabi, Halit'in ona sağlayacağı fayda bu kadardı. Devamında yanında olmasını istemem sadece kendim içindi.