*Bölüm senin için rahatimisteaq iyi okumalar 🖤
Evde beni karşılayan beden, tüm gerginliğimi alıp götürürken bunu nasıl başardığını sorguladım. Gelir gelmez kollarını boynuma dolamıştı ve ben o an rahatlamıştım. Boynuma dolanan iri ve nasırlı ellerden sonra, ince ve zarif elleri sevmiştim.
Yalı "Nasıl geçti?" diye sordu.
Konağa gideceğimi öğrendiğinde, bunu istememişti. Ellerimi beline sarıp "Kötüydü" diyerek, gözlerinin içine baktım.
Üstündeki şort ve kısa tişörtle yine nefes kesiciydi. Hafif yanık teninden gelen avakadolu duş jeli kokusu, burnumu okşuyordu. Nefesim kesilmesin diye gözlerine bakmaya direttim.
Yalı rahatsızca kımıldanıp "Olaylar, nasıl gelişiyor?" diye sordu.
Az çok her şeyden haberi ve çokça tahmini olduğunu biliyordum.
"Amcam, kızını tekrar aramaya başladı. Bulan ben olmazsam, işim bitecek"
Kaşları çatılırken, dudağımı yalayıp gözlerimi kıstım. Bana söylemesi gerekiyordu. Verdiğim seçim şansı, şimdi kendini göstermeliydi.
Yalı "Neden?" dedikten sonra, öfkelenmiş gibi "Bunun senle ne alakası var!" diye sinirle soludu.
İnsanlara yollar açsanız bile, yollara çukur kazarak gideceği tek bir yeri olmasını sağlayabilirdiniz. Şu an yaptığım buydu. Yalı'nın bana verdiği değeri kullanıyor olmayı umursamadım. Onu seviyordum. Seviyorum diye her şeyi oluruna bırakamazdım. İpler elimden kaydığı anda, tutana kadar ellerimde çok yara olurdu.
"Amcam, bana diğerlerinden çok güvenir. Onun güvenini boşa çıkarırsam, bana yapacaklarını hayal bile edemiyorum."
Gözleri irileşirken korkuyla "Bir şey yapar mı?" diye sordu. Usulca kafamı salladım. Gözlerinden geçen düşünceleri buğulandırmak için dudaklarına eğildim. Yumuşak dolgun dudağında dilimi gezdirirken, aklındaki düşünceleri iyice karman çorman etmek istiyordum. Böylece, benden başka şey düşünemeyecek hale gelecekti. Aklımdakilerin tam zıttını, dudaklarına doğru fısıldadım.
"Neyse, bunu sonra konuşalım. Rahatlamak istiyorum."
Onun yanına geldiğim an rahatlamıştım ama sanki gergin gibi, nefes verdim. O da beni daha fazla rahatlatmak için hızla dudaklarıma kapandı. İkimiz de içinden geçenleri gizliyorduk. Bu karşılıklı sahtelikti.
Kollarını sıklaştırıp, bedenini yukarı kaldırdı. Parmaklarımı kalçalarına indirip, sıkarak onu kendime bastırdım. Önce üst dudağımı emdi. Sonra alt dudağımı sertçe dişledi. Bedenimden geçen elektriği yakalayamayacak kadar, yorgun hissediyordum. Buna rağmen onu kucağıma alıp duvara yasladım.
Dudaklarımdan ayrılırken "Kafam çok dolu. Boşaltmam gerekiyor" diyerek elini boynumda gezdirdi. Dudağımın kenarı kıvrıldı.
"Bunun için harika yöntemlerim var."
Dilini çenemde gezdirirken "Biliyorum" dedi.
Bu sefer hırçın şekilde dudaklarına kapandım. Beni anında kabul eden dolgunlukları sertçe öperken, dolgun poposunu yonurmaya başladım. Bacaklarını belimde sıklaştırarak kendini bana sürttü. Gözlerimi kapamış, anın keyfini çıkarıyordum. Zihnimdeki yılanlar hafifçe uzaklaştı. Yaptığım oyunun aksine, ben de ana kapılmaya karar verdim. Bu tamamen ihtiyaçtandı.
Yalı'nın inleyişiyle dilimi, diliyle birleştirdim. Birbirimize dolanan dillerimiz üstünlük savaşı verdi. Yalı'nın parmakları rahat durmayıp tişörtümü yukarı sıyırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Misafir (gxg)
RomanceTAMAMLANDI "Ailemize yeni biri katılıyor." diyen manevi amcama baktım. Yine mi evleniyor yaşlı bunak diye düşünürken arkama yaslandım. Çocuklar pür dikkat ne diyecek diye bekliyordu. "Meral'i hatırlıyorsunuz, benden kaçmıştı." Acı bir tebessüm dudak...