8

9.6K 641 443
                                    

*iyi okumalar 🖤

Şiddet, her zaman başvurduğum bir yoldu. Bu çocukluktan gelen bir şeydi. Çocuklardan oluşan küçük bir çetede hırsızlık yaptığımız zamanlarda çok dayak yemiştik. Bildiğimiz tek şey çalmak ve kavgaydı. Bunak bizi alana kadar bizimle konuşan kimse olmamıştı. İkizler, onlar şiddeti bırakıp, konuşarak halletme konusunda başarılardı. Geri kalanlarımız ise bildiğimiz yoldan şaşmıyorduk. Augustine haklıydı. Alışkanlıklar bırakılmazsa, zamanla gerçekten ihtiyaç haline geliyordu. Artık şiddet bizim ihtiyacımız olmuştu.

Ağlamaktan yüzünde gözyaşları yol izlemiş 50'li yaşlarda adama baktım. Vücudu bu işkencelere dayanamayacak kadar çöküktü. Vicdanım bu görüntü karşısında gayet rahattı. Çünkü karşımda pezevengin teki vardı. Gerçi olmasa da rahat olurdum.

"Topuz, Seher'e yamuk yapmışsın. Bizi niye uğraştırıyorsun?"

Kafamı eğip sorduğumda, Yavuz adamın yüzünü tutup bana çevirdi. Burnundan akan kan kurumuştu. Seher, bu herifin ona ters davrandığını ve bulduğumuzda onun için küçük bir ders vermemizi istemişti. Eski muhattabımı kırmak olmazdı. Yoksa bu adam, ilk dayakta dökülürdü zaten.

"Siz kimsiniz!" derken tükürüğü yüzüme geldi. Elimle silerken doğruldum.

"Eğer canımızı sıkarsan azrailiniz."

Sıkmazsa da şu anki aldığı yaralarla evine dönebilirdi. Onu Antalya'dan buraya getirmek için büyük uğraş vermiştim. Topuz, bilinen bir pezevenkti. Otoban mafyası tarafından korunuyordu. Onun yüzünden küçük bir sürtüşme yaşamıştık.

Öfkeyle bakan adama gülümsedim.

"Kararını hızlı ver. Arkandaki çocuk seni doğramak için sabırsızlanıyor."

Yavuz kafasını çektiğinde inledi. Gözlerine bakmasını sağladı.

"İlkini seçmeni yeğlerim." dediğinde kafamı salladım. Kesinlikle yeğlerdi. Adamın gözlerine daha da öfke yayılırken "Ben dünkü çocuklardan korkmam piç kuruları!" diye tükürüklerini saçtı. Neyse ki doğrulmuştum. Uğur'a bakıp ellerimi çırptım.

"Bana aletleri getirsene. Oynayalım biraz."

Uğur masanın üstüne her boyutta bıçak ve iğneyi çizerken adamın gözleri irileşti. Şimdiye kadar yediği tek şey dayaktı ama o bununla yetinmemeyi seçmişti. Şırınganın içine yılan zehri basıp topuz denilen adama baktım.

"Bu vücudunu diri tutacaktır. Bayılmaman için."

Yanına ilerlediğimde Yavuz onun hareket etmesini engelledi. Çırpınan adamın koluna şırıngayı sapladığımda gözleri irileşti. Acıyla buruşan yüzüyle sıvıyı derisine enjekte ettim. Çekildiğimde hareketsiz kalmıştı.

"Kısa bir an felç kalacaksın. 1 dakika kadar."

Daha büyük dozajı onu ömür boyu felç bırakırdı. Onun bu durumu geçene kadar nerden başlasam diye düşündüm.

"Parmaklarını mı keselim? Bacağını mı?"

Yakup "İkisi de hoşuna giderdi bence." dediğinde kendine gelmiş adam "Durun ne istiyorsunuz söyleyeceğim!" diye korkuyla bağırdı.

Ona bakıp kaşlarımı çattım.

"Bunu geç söyledin. Sana her şeyi daha net hissetmen için verdiğim zehir ne kadar nadir biliyor musun? Ziyan mı olsun?"

Sonunda kıskaçta karar kılırken ona doğru ilerledim. Gözlerinde ki dehşeti gördüm.

"Ne isterseniz söyleyeceğim dedim!"

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin