NEHİR
Gizem ve Togay'ın çiçeği burnunda ilişkilerinin cicim ayları dolayısıyla ben, çoğu zaman kendi kabuğuma çekilmek zorunda kalıyordum. Ama zaten şu sıralar benim için en makbul olanı da buydu. Yoksa bütün bu aşk acısının üstüne bir de oturup, Togay'dan nasihat üstüne nasihat dinlemek zorunda kalacaktım.
Öyle geçen sefil günlerimin sonunda, kutsal perşembe gelip çattı.
Benle Gizem mekanik, Togay da endüstri bölümünden aldığı termodinamik dersine kadar olan yarım saatlik boşluğumuzu, kantinde çay keyfi yaparak değerlendirmekteydik.
Gizem, kantin masasında bulduğu bir moda dergisinde, vasat bir markanın sonbahar kreasyonunu didikliyordu. Togay da yine belediyeden olsa gerek, telefonda hararetli hararetli birileriyle konuşuyordu ve ben de, hazır kimsenin dikkati üstümde değilken, gözlerimi otoparkın girişine dikmiş, dilediğimce Ateş'in yolunu gözlüyordum.
Geldi nihayet, endamına yandığım...
**
ATEŞ
Direk dersliklere gidesim vardı ama bu, her şey gayet normalmiş gibi davranacağıma dair aldığım kararıma ters düşüyordu. Çünkü normal şartlar altında, normal bir Ateş, derse henüz yirmi beş dakika varken Togay'ın yanına giderdi. Bu yüzden doğruca, Nehir'in de olduğu masaya yöneldim.
Çok sevgili kuzenim beni her gördüğünde olduğu gibi, problem çocuk olduğumu itinayla bana hatırlatmaktan geri kalmayıp, güya halimi hatırımı soruyor ayağına 'Kimseyi gebertmedin inşallah?' temennili cümlesiyle selamladı yine beni:
"Ne haber koçum, her şey yolunda değil mi?"
Aslında 'Dün gece komşumu deştim.' diye dalga geçmek istiyordum ama bu piçin ciddiye alıp ortalığı velveleye vermesi muhtemeldi. Bu yüzden;
"İyi iyi; bir problem yok." deyip geçiştirdim.
**
NEHİR
Buz gibi bir tavrı vardı.
Hayır, sanki Uzay beni sınıfa zorla tıkmamış da, ben Uzay'la isteyerek kuytulara kaçmışım gibi...
Sanki biz sevgiliydik de, ben onu Uzay'la aldatmışım gibi...
Sanki bana 'Bir daha Uzay'la görüşmeni istemiyorum.' demiş de, ben sözünün dışına çıkmışım gibi...
Asıl bu tavırlarından dolayı benim ona soğuk davranmam gerekirdi ama Allah kahretsin, onu da yapamıyordum ki... Bari azıcık umursamaz görüneyim diye, zerre ilgilenmememe rağmen, Gizem'in elindeki derginin sol sayfasını göstererek:
"Bu mint ayakkabı güzelmiş." dedim.
**
ATEŞ
Ah olamaz!
Yine mi ayakkabı?
Bu kızların şu ayakkabı sevdası nedir ya?
"Evet, ben de beğendim ama siyahın altına çok olmamış gibi."
He bir de her renkten olacak illa...
"Yani evet, bence de; mesela dore daha güzel giderdi."
Nehir bari sen yapma güzelim be...
"Ya da yine siyah süet bir stiletto da yakışırdı."
Heh! 'Stiletto' laneti de dillendirildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM YALNIZLIĞIM DAHA BÜYÜK
Teen FictionNehir, sıkıntılı geçmişine rağmen, tek derdi kendine ait bir dünya kurmak olan bir üniversite öğrencisidir. Ancak bu dönem, okuduğu üniversiteye Amerika'dan gelen bir misafir öğrenci yüzünden, bütün hedefleri şaşmış ve bir anda kendini, toz pembe bi...