ATEŞ
Malum içkinin vücuttaki keskin etkisi yüzünden benim hatun artık yarı baygın halde olduğu için, benim gözümde parti bitmişti. Ama sarışınla kuzenim, sanki eğlencenin dibine vuruyorlarmış gibi hiç kalkma niyetinde değillerdi. İleri sürmüş olduğum eve gitme fikrine sırayla tepki gösterdiler:
"Daha erken ya!"
"Biz daha partiliyoruz oğlum!"
Geldiğimizden beri kıçlarını oturdukları yerden bir kez olsun kaldırmamışlardı;
önlerinde duran kadehler de hiç eksilmiyordu. Ama nasıl oluyorsa partiliyorlardı!"Ben size evde de böyle tıptıslı müzik açar, alkol ikram ederim. Kalkın hadi." dedim, partiden anladıklarına götümle gülerek.
Bu kez itiraz etmediler. Sadece benim ev yerine, kendi evlerine geçmeyi yeğlemişlerdi.
Nasılsa Nehir eve kadar bile dayanamayıp daha yolda sızacağı için, benim fanteziler her türlü öbür güne kalacaktı. Bu yüzden ben de buna hiç itiraz etmedim. Hatta üstüne, vaad ettiğim alkol ve müzikten de kurtulmuş olacaktım. Böylesi daha bile iyiydi.
Siteye vardığımızda, kızların evi Togay'ınkine oranla, bir yaşam alanı olmaya çok daha müsait olduğundan, ortak kararla oraya geçtik.
Yarım saat önce bardan zar zor kaldırdığım Togay efendi, daha eşikte düşük batarya sinyalleri vermeye başlamıştı.
Ee tabi! Herifin manitası ayıkken benimle salonda pinekleyecek değildi. Herhalde 'Uykum var!' ayaklarına yatıp, odalarına çekileceklerdi.
Ben de salonda oturup, karşı duvarın hemen ardında gecelerini nasıl taçlandırdıklarını tahayyül edecek değildim. Gidip sevgilimin yanına kıvrıldım ve internette sörf yapmaya başladım.
**
NEHİR
Uyandığımda kendi yatağımdaydım.
Bunun anormal hiç bir yanı yoktu tabi. İnsan, sabah uyanınca kendi yatağında olurdu.
Gelin görün ki ben, kendimi, hücrelerde, kör kuyularda, zindanlarda, terk edilmiş hissediyordum. Çünkü Ateş yanımda yoktu.
Kırgın ve sinirli bir şekilde kalktım.
Şartröz denen zıkkımın tadı hala ağzımdaydı ama neyse ki artık, o iğrenç sersemlikten kurtulmuştum.
Mutfaktan gelen tıkırtılara aldırmaksızın hızlı adımlarla salona devam ettim.
Tek amacım Ateş'i bulmaktı ve onu görünce de tüm sorunlar bitecek sanıyordum.
Ama öyle olmadı.
Çünkü Ateş'le birlikte, Togay ve Gizem de salondaydı ve bu da demek oluyordu ki, ya evde aç bir hırsız vardı, ya da ben, gaipten sesler duymaya başlamıştım.
"Günaydın küçük hanım! Ayılabildin mi sonunda?"
...ve dahası, bu gaipten ses, halamın sesine de çok benziyordu.
**
ATEŞ
Hiçbir zaman uykularım çok derin olmamıştır benim. Ama öyle kapı gıcırtısına uyanan cinslerden de değildim. Bu yüzden şimdi, koridorun sonunda kalan odaya kadar oldukça kısılarak gelen zile uyanmam, Nehir'in güvenliği için sürekli tetikte bekleyen beynimin işi olsa gerekti.
Saat daha sabahın dokuzu bile değildi ve bu münasebetsizlik bile, gelenin pekte hayırlı bir misafir olmadığını göstermeye yetiyordu. Bir de üstüne Gizem'in afallamış sesi patlayınca, fırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM YALNIZLIĞIM DAHA BÜYÜK
Teen FictionNehir, sıkıntılı geçmişine rağmen, tek derdi kendine ait bir dünya kurmak olan bir üniversite öğrencisidir. Ancak bu dönem, okuduğu üniversiteye Amerika'dan gelen bir misafir öğrenci yüzünden, bütün hedefleri şaşmış ve bir anda kendini, toz pembe bi...