ATEŞ
Ben, 24 yaşında, sinir ve kas sisteminde radyoaktif bozunum olan bir hiper innervasyonum ve bu nedenden dolayı hayatımın kendimi bildiğimden beriki kısmını; öfke kontrolleri üzerine yığınla fiziksel ve psikolojik eğitimler alarak geçirdim. Şimdi ise bu lavuk yüzünden tüm eğitimlerimi piç edecek bir sinir harbinin içerisindeydim.
Bu sabah spor yapmamış olmamı da denkleme katarsak, her an potansiyelleri kinetiğe çevrilecek kaslarımın, böylesi zonklamaya son derece hakları vardı.
Artık şimdi çikolataların da hiçbir etkisi olmazdı üstelik. Benim acilen bir bara gitmem ve bir şeyler içip kendimi alkolle sakinleştirmem gerekiyordu.
Bu yüzden ders biter bitmez hiç oyalanmadan, yanımdakilere yarım ağızla bir veda edip, kaçar gibi amfiden çıktım.
Neredeyse koşar adımlarla aşağıya indim.
Kantindeki kalabalığı yara yara bahçeye doğru ilerledim.
Arabama atlayıp etrafa hiç aldırmadan hızlı bir manevrayla park yerinden çıkıp gaza bastım.
**
NEHİR
Apartmana henüz giriyorduk ve Gizem; yol boyunca katıla katıla güldüğü yetmezmiş gibi, Uzay'ı reddetmek için kullanmış olduğum 'pazar' mazeretine hala kıkırdıyordu.
Sadece sabah dersimiz olduğu için bütün öğleden sonramız boştu ve böylesine güzel havayı değerlendirip, hiç olmazsa sahilde bir yürüyüş yapmak dururken; benim tek istediğim kendimi odaya kapatıp faili pek de meçhul olmayan bu keyifsizliğimin üzerine gitmekti.
Şimdi bu failin her saniye benim aklımda ne işi vardı?
Beni bu kadar etkileyecek ne yapmıştı?Üstelik bilakis, gıcık olmak için onca sebebim varken...
Kimdi ki bu adam? Neydi? Neciydi?
Sorgulamamın vardığı nokta bu olunca, telefonumu elime aldım. Doğrulup yatağımda bağdaş kurarak oturdum. Arkama yaslanıp iyice rahatımı aldım ve Facebook'a girip arama kısmına 'Ateş' yazdım.
Bakalım bakalım kimdi bu adam?
Dayı-hala çocukları oldukları için Togay'la soy isimleri farklıydı, bunu biliyordum. Ama ortak arkadaşlığımızdan mutlaka bir şeyler çıkacağını düşünüp, büyük bir hevesle araştırmama başladım.
Nitekim 'Ateş' isminde bir sürü hesaba da ulaştım ama hiç birinin profil resminde kendisi yoktu ve dahası, hiç biri Togay'ın hesabında ekli değildi.
Vazgeçmedim.
Togay'ın kendi sayfasına girdim ve sayısı 3546 olan arkadaş listesini tek tek taramaya başladım.
En sonunda uğraşlarım meyvesini verdi ama keşke hiç vermez olaydı...
Çünkü Ateş; 'Elif Su' isimli, güzel bir kızın profil fotoğrafında, onunla yanak yanağaydı.
**
ATEŞ
Çevre yolunda bir kafenin önüne arabamı çektim. Burası, körfezi ve şehrin genişçe bir kısmını tepeden gören güzel bir yerdi.
Güneşten süzülen ışık huzmeleri sayesinde, deniz, adeta bir mücevher kutusu gibi parıl parıl parlıyordu ve mevsim normallerine göre efil efil esen rüzgâr da, bu muazzam manzaranın cabasıydı.
Saat öğleden sonra biri biraz geçiyordu ve yoğunluk gece başlayacağından, içeride iki çalışan dışında hiç kimse yoktu.
Bir bateri seti ve ayaklı mikrofonun olduğu küçük bir sahne ve en fazla üç kişiyi sığacak dar bir bar tezgahının önünden, birbirlerine oldukça yakın konumlandırılmış bistro masaların arasından, genişçe bir terasa açılan kapıya doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM YALNIZLIĞIM DAHA BÜYÜK
Teen FictionNehir, sıkıntılı geçmişine rağmen, tek derdi kendine ait bir dünya kurmak olan bir üniversite öğrencisidir. Ancak bu dönem, okuduğu üniversiteye Amerika'dan gelen bir misafir öğrenci yüzünden, bütün hedefleri şaşmış ve bir anda kendini, toz pembe bi...