BÖLÜM 51 'Aşk' Gibi

325 7 0
                                    


ATEŞ

Önümüzdeki hafta vize haftasıydı ve benim oturup harıl harıl Türkçe çalışmam gerekirken, ben, salonumda, enfes bir kızın enfes dudaklarında kendimi kaybediyordum. Bu gidişle ne bu dersi verebilirdim, ne de Amerika'ya geri dönebilirdim.

Bu kız beni start çizgisine geri çeviriyordu ve benim bu kadar zararı göze almam da hiç mantıklı değildi.

Sırf bu yüzden, kendimi; atölyemi, işimi gücümü, hedeflerimi, hatırlamaya zorladım ama, işi Alyse'i ve hatta Lodos'u düşünmeye kadar getirmeme rağmen, stratejim hiç bir boka yaramadı ve ben, yumulduğum dudakların tadından başka hiç bir şeye odaklanamadım.

**

NEHİR

Cennetin en işlek caddesinde fink atıyordum.

Tepemden aşağı yıldız yağıyordu.

Afrodit önümde diz çökmüş, tacını huzuruma sunuyordu.

Ama ben korkuyordum.

Karşılıksız mutlu olmayı bilmiyordum çünkü.

Her gülüşümün mutlaka bir faturası olmuştu hayatımda şimdiye kadar ve şu anda öptüğüm bu dudakların asgarisini bile ödemeye ömrüm yetmezdi benim.

İşte bu yüzden de çok korkuyordum.

Sonrasından korkuyordum.

Zaten mülküm olmayan varlığımın haciz edilmesinden korkuyordum.

**

ATEŞ

Vücudumdan, milyon santrale rahatlıkla yetecek akım geçmesine rağmen, nasıl olduğunu hiç anlamadığım bir şekilde, öpücüklerden öteye gidecek enerjiyi kendimde bulamıyordum ve bunun vicdandan çok daha sağlam bir dayanağı olduğu kesindi.

Şefkat gibi...

Merhamet gibi...

Babamın, ona Nehir'i anlattığım zaman telefonda bana yaptığı tanım olan 'aşk' gibi...

Başta nefsime hakim olabilmek için kendimi görünmez zincirlere vuruyorken, şimdi bütün iştahıma rağmen bir adım dahi ileri gidemiyordum.

Sırf buna izin vermeyen bu adı her ne karın ağrısıysa hislere inat, Nehir'in üzerindekileri bir hırsla çıkardım ama dudaklarımı değil göğüslerine, çenesine kadar bile indirmeyi başaramamıştım.

Oysa ki o yine titriyordu, benim etrafımı yine açık seçik konuşan şeytanlar sarıyordu ve hormonlarım yine beni işgal ediyordu.

Ama ben hala, öpücükten ileri gidemiyordum.

**

NEHİR

Kaç kadeh ederdi bu keyif ya da kaç keyfe keder kadeh devrilirdi bunun için kim bilir?

Başka başka serüvenleri tatmak için sabırsızlanıyordu yüreğim ama Ateş'in öpücükleri bir türlü dokunuşlara dönmüyordu.

Kanaatkar ruhum bu kadarıyla da yetinirdi aslında ama arsız bedenimin gözü çok daha fazlasındaydı.

Tatlı bir sızı, tenimin her milimetre karesinde, salise salise beni yoklayıp duruyordu. 

Her açmaya kalktığımda gözlerim, yaşadığım hazzın ağırlığıyla tekrar kapanıveriyorlardı.

Bütün gayretime rağmen ellerim, Ateş'in saçlarının arasına firar edip, kafasının arkasından öpücüğün sürekliliği için bana destek vermeye başladı ve en sonunda da ayaklarım devreye girip beni Ateş'in kucağına taşıdı. 

BENİM YALNIZLIĞIM DAHA BÜYÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin