NEHİRGüya benim toparlanmam için giriş yaptığımız odam, an itibariyle önceki halinden bile beterdi.
Bir hışımla birbirimizin üzerinden sıyırdığımız giysilerimiz kendilerine zeminde bir yer bulmuştu, hırsla savurduğumuz konsoldaki çeşitli prototip meşrubatların her biri bir köşeye saçılmıştı ve tutkuyla dağıttığımız yatağın üzerinde olması gereken örtünün ise akıbeti belli bile değildi.
Odanın her köşesinde ayrı sevişmiştik sanki. Derli toplu tek bir milimetre kare dahi kalmamıştı. Üstelik onca aksiyona rağmen, doyuma da ulaşabilmiş değildik hala. Ben, beni birazcık daha öpmesi için Ateş'in koynunda edepsizce fingirdiyordum; o da hiç bir yangınımı kaçırmıyor, hepsine tek tek körüğüyle karşılık veriyordu.
Akşama kadar, böylesi bir sefayla tükettik durduk saatleri. Ama sonrasında, nihayet vazife başına gelen akıllarımız, bizi sorumluluklarımıza ayıltmayı başardı da, yerimizden kalkıp bu sefer gerçekten toparlanmaya başladık.
**
ATEŞ
Bir merasim için binlerce fit yükseklikten kilometrelerce yol gelmiştim ve hazır bu kadar zahmette bulunmuşken de sözüm ona işten-güçten uzak, öyle bir kaç gün kafa tatili yapacaktım. Şimdi ise durduk yere kendime, şu kısacık zamana sığdırılacak bidünya iş çıkarmıştım.
İlk olarak vize işlemleri için William aranacaktı. Daha sonra yeni yetme damat Togay'dan nikah prosedürleri öğrenilecek ve akabinde bir sürü resmi daire fellik fellik gezilecekti.
Bütün bunların yanısıra, örfü-adeti kendine yaşam felsefesi bilmiş büyük annelerim tarafından kesin, çeyizdi/kınaydı; bir sürü fuzuli iş, aralara bir yerlere sıkıştırılacaktı.
Son olarak da, zevksiz Gizem'le, ondan da zevksiz Togay'ın, karavanda gece gündüz direksiyon sallamaktan ibaret olan saçma sapan bal ayı programlarının bitmesi beklenecek ve yağmur ormanlarında safari planına onlar da dahil edilip, bal ayı nasıl yapılırmış, bizzat gösterilecekti.
Ama tüm bunlardan önce, ilk olarak bana, muhalif güçlere iktidarlığımı ilan edecek, kallavi bir balkon konuşması gerekti. Çünkü ben oturmuş böyle düğün planları kurgularken, Nehir Hanımlar, telefonuyla bir köşeye çekilmiş, dakikalardır halasına beni aklamanın derdine düşmüştü.
**
NEHİR
Daha Renas'la ayrılığımızı bile dökülmeye fırsat bulamamışken tutup da halama, yeni ilişkimden bahsetmeye kalkışıyordum. Üstelik en duymak istemeyeceği isimle...
Ee olacağı da, pek tabi ki buydu... İkna olması şöyle bir kenara dursun, beni dinlemeye bile yeltenmiyordu. Taramalı bir tüfek gibi paso kendi paranoyalarını anlatıp duruyordu ve hatta sadece anlatmıyor, kadın resmen zamanda geleceğe yolculuk yapmış, benim güya korkunç evliliğimi bizzat yaşıyordu.
"...Yaa Allah'ın Amerikasında senin böcek ilaçlarını kim, ne yapsın ayrıca ya! Tarım bile yok onlarda doğru dürüst tarım. Domuzları deşip yiyorlar orada! Ne bokuna o kadar seneni verdin sen? Bunca okudun ettin. Seminerler, konferanslar, sertifikalar... Gidip evde dip köşe temizlik yapıp, akşam kocana pilav pişirmek için mi?
Bir de bana uğruna her şeyini teptiği adama bak hele ya? Tıp literatürünün şimdiye dek gelmiş geçmiş bilinen en psikopatı. Nevri dönünce o şahane, o alevli aşkından eser mi kalacak sanıyorsun onun? Ne yapacaksın o zaman? Koşup bir domuz çiftliğine falan mı saklanacaksın?
Dayıların alışkanlık yapmışlar sende anlaşılan! Şurada huzurla geçirdiğin üç senenin açığını da bu manyakla kapatmak için uğraşıyorsun resmen. Yani bunun başka hiç bir açıklaması olamaz. Kesin rahat battı sana! Mis gibi yediğin önünde, yemediğin arkanda... Ama yok! Neymiş? Aşık olmuşmuş?..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM YALNIZLIĞIM DAHA BÜYÜK
Ficção AdolescenteNehir, sıkıntılı geçmişine rağmen, tek derdi kendine ait bir dünya kurmak olan bir üniversite öğrencisidir. Ancak bu dönem, okuduğu üniversiteye Amerika'dan gelen bir misafir öğrenci yüzünden, bütün hedefleri şaşmış ve bir anda kendini, toz pembe bi...