-
Akın'ın elimi bırakıp hızlı hızlı yürüyerek Kevser'in yanına gitmesi hayli canımı sıksa da aynı hızla arkasından yürüdüm. Sağ koridordan gelen Çetin'le karşılaşınca durumu az çok anlamıştım. Bu ikisi bir iş çeviriyorlardı. Akın konuşmadan Çetin konuştu hemen.
''Kevser artık bizimle aynı evde yaşayacak.'' Kevser'i görmemle yaşadığım şokun üzerine bir de Çetin'in söyledikleri eklenmişti. Ne demek şimdi bu? Ne demek bu ne demek?
''Çetin. Kevser'le tanıştığın günü hatırlıyorsun değil mi? Formalitede olsa evlilerdi..'' dedim sinirle. Akın'ın bakışıyla bende ona bakış attım 'ne var?' dercesine. Sanki evli değillerdi. Şuna bak ya. Bir de bana kızıyor.
''Çetin. Ne demek oğlum Kevser bizimle yaşayacak?''
''Nikah günü aldım. Yarın imzaları atacağız.''
''Sen gelsene bi benle.'' Çetin'in kolundan tutup sürükleyen Akın'ın gittiğini görünce bende aynı şekil Kevser'i kenara çektim. Başında siyah şalı üzerinde de siyah bir elbise vardı. Siyah şişme kabarık montu canımı sıksa da kendim tuttum. Kapılı mıydı değil miydi anlamıyordum. Saçları dümdüz açık sadece bir şal geçirmişti.
''Ne biçim bir insansın sen be. Sana yardım eden bir adamın kuzeniyle mi evleneceksin birde. Bumerang gibi atıyoruz geri geliyorsun. Senden kurtulmanın bir yolu yok mu ya?''
''O sadece bana yardım eden adam değil. Az önce sende söyledin. Formalitede olsa Akın benim eski kocam. Siz hiç evlenmediniz değil mi? Ayrı bir eviniz olmadı..'' Gerçekten kendi evimiz yoktu. Konak harici annemin eski evi ve Akın'ın evi vardı. Ama bizim bir evimiz yoktu. İkimize özel.
''Yarın Çetin'le evleneceksin. Bana söyleyeceklerin bunlar mı? O adam benim Kevser. Hiçbir zaman senin olmadı.''
''Çetin beni seviyor. Bende ondan hoşlanıyorum. Sende artık bize karışmasan iyi edersin.''
''Kevser gidelim. Bavulları eve götüreceğiz daha.'' Çetin'in bu sözünden sonra önce Akın'a sonra Çetin'e baktım. Çetin'e sinirle baktım. Ama o fark ettiği halde bana bakmadı bile. Gerçekten sinirlerim bozulmuştu.
''Ne konuştunuz?''
''Gördüğün gibi işte.'' Bir of çektikten sonra Akın'ı orada bırakıp yürüdüm. Tarık'ın yanına oturduktan sonra ölümcül bekleyiş devam etti..
-
Akın sol elini belime koymuş sağ eliyle yanağımı tutarak beni uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerimi yavaşça aralayınca herkesin doktorun başında toplandığını gördüm. Hızla ayağa kalkıp herkesle beraber doktora döndüm. Akın'da yanımda duruyordu. Cengiz ve Vuslat'ın orada olması beni şaşırtsa da doktora odaklandım.
''Üzgünüm. Kestiği yer atardamar. Kesik derin. Hemşirenin sizle konuşmasını söylemiştim. Yaklaşık iki saat önce Seyhan hanımı kaybettik. Başınız sağ olsun.''
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Action* Yağmurdan siyah saçları hafif ıslanmış , yeşil gözlerine hafif su inmiş sert suratıyla bana bakıyordu. Yaşlı değildi. Aksine aramızda çok yaş farkı var gibi durmuyordu. Yüzüme donuk suratıyla bakmaya devam ediyordu. ''Saati ver.'' *