60

145 25 17
                                    

+18 bölüm. Okumak istemeyen atlayabilir.

-

Su isteğiyle bir anda uyandım. Yanıma baktım Akın hâlâ gelmemişti. 

''Nerede bu adam ya?'' diye söylendikten sonra daha önceden komodin üzerine koyduğum sürahiden bardağa su koydum ve tek içişte bitirdim. Çok susamıştım. Ağzımın kenarlarına taşan suları sildikten sonra oturur pozisyona geçip telefonumu aldım. Saat 02:38'di. Tam Akın'ı aramak üzereydim ki kapı açıldı. Sessiz adımlarla içeri girip kapıyı kapattı. 

''Akın neredesin ya?''

''Geldim.'' dedi ama ayakta duramıyordu. Ayağa kalkıp göğsünden tuttum.

''Kaç şişe devirdiniz siz? Şuraya bak ayakta duramıyorsun? Sen içmezdin bu kadar.''

''Şişe şişeyi açtı.'' Güldüm.

''Konu konuyu açtı diyecektin herhalde. Gel otur şuraya da üzerindekileri çıkartalım.'' 

Onu yatağa oturtup arkamı döndüğüm sırada bir baktım ki yatağa devrilmişti. Yine güldüm. Onu ilk defa bu kadar içmiş görüyordum. Demek ki sohbet koyuydu diye düşündüm. Dolaptan kısa şort tarzı pijamasını çıkarttım. Yanına gelip pantolonunu çektim ve kenara bıraktım. 

''Bir şey giymek istemiyorum.''

''Pijama giydirmeyeyim mi?''

''Giydirme. Ver elini göremiyorum.'' 

Işığı açmamıştım. Elimi uzatınca yavaşça elimden çekip üzerine düşmemi sağladı. Küçük bir kahkaha attım. Bebek gibiydi. Koca bebek. Her yer rakı kokuyordu.

''Dur üzerini de çıkartalım. Gömlekle mi uyuyacaksın?'' 

Kucağına oturup onu da oturur pozisyona geçirdim. Gömleğinin düğmelerini çözerken arada sırtından da tutuyordum düşmesin diye. Ben düğmelerini açarken o da gözlerime bakıyordu bebek gibi. Gülmekten kendimi alamıyordum. 

Gömleğini çıkartıp yere -pantolonunun üzerine- koydum. Şimdi sıra onu yatırmaya gelmişti ama yaramaz çocuk rahat durmuyordu.

''Çok güzelsin.'' dedi açık saçlarımı eliyle okşarken. 

Kucağında oturmuş onu izliyordum. Sanki bütün gücü gitmişti de bir bebek gelmişti yerine. Tam böyle düşünürken elleriyle kalçamı tutup beni kaldırmasıyla duvarla birleşmem bir oldu. Sırtım soğuk duvara değerken burnuyla burnum birbirine değiyordu. Anlaşılan bizim bebeğin gücü yerindeydi. Yavaşça dudaklarıyla dudaklarımı birbirine değdirdi. Tutkuyla öpmeye başladı. Çok yavaş öpüyordu. Kalbimin atışlarını duyacak diye ödüm kopuyordu. Bu kadar yavaş öpmesi beni daha da heyecanlandırıyordu. Daha fazla öpmesini istiyordum. Daha fazla. 

Beni biraz aşağı indirdiğini fark edince tekrar kaldırdı ve bu sefer çenemden başlayarak boynumu emmeye başladı. Boynumu emerken ufaktan acıyla inledim. Daha sonra beni indirip aynı yavaşlıkla üzerimdeki pijamayı yavaşça yukarı çekip çıkardı. Sütyenim yoktu. Külotumla karşısında kalmıştım. Külotumu ben çıkardım ve bu sefer ben dudaklarına yaklaştım. Bir tık daha sert öpmeye başladım. Geri geri giderken yatağa oturmasıyla bende kucağına oturdum. Kalçamı hareket ettirirken erkekliği boxer içinden kadınlığıma değiyordu. Büyümüştü ve içeri sığmıyordu. Onu hissedebiliyordum. Beni bir anda çevirip altına almasıyla ona baktım. Adeta gözü dönmüştü. Şimdi nefes nefes göğüslerimi emmeye başladı. Bu sefer kapının açılmasına veya birinin bu anı bölmesine imkan yoktu. O da bende kendimizi kayıp etmiştik. Göbek deliğime kadar öperek indiği sırada yavaş yavaş kadınlığıma geldi. Bacaklarımı usulca açtıktan sonra diliyle yalamaya başladı. Huylanıyordum ama o haz hoşuma gidiyordu. Yavaş yavaş yalarken bir anda derinden dil attı. Tam büyük bir inilti koparacaktım ki hissetmiş olacak ki eliyle ağzımı kapattı. Altındaki çıkarttıktan sonra erkekliğini kadınlığıma sürtmeye başladı. İleri geri sürterken daha fazla dayanamıyordum. İçime girsin istiyordum. Gözlerimi kapatmış bir şekilde anı yaşıyordum. 

Yavaş yavaş kalkıp bu sefer ben onu altıma aldım. Erkekliğini ağzıma alıp bu sefer onun bu zevki yaşamasını istedim. Ama o fazla sabırlı davranmadı. Daha bir dakika geçmemişti ki beni tekrar altına alıp bu sefer bir anda erkekliğini içime soktu. İlk önce yavaş yavaş ileri geri yapmaya başladı. Gözlerim yarı kapalı yarı açık anı yaşıyordum. Sonra hızlanmaya başladı. 

''Ah.'' En sonunda içimden çıkıp sonuna kadar içime girdi. Zevkten dört köşe olmuştuk. Yaklaşık bir buçuk saat süren seksimizden sonra ikimizde sırt üstü yatağa uzandık. Yavaşça göğsüne sokulup sarıldım.

''Akın.''

''Hı?'' Sarhoşluğu yavaş yavaş geçiyor gibiydi. Belki de çoktan geçmiş yerini uyuşmaya bırakmıştı.

''Bugün söyledin ya. Zamanı var diye. O zaman ne zaman?'' Bu sefer bana döndü. Karanlıkta gözlerimin içine baktı.

''Sen evlenmek istiyor musun?''

''Ne demek şimdi bu? Seninle neden evlenmek istemeyeyim ki? Zaten evli gibi değil miyiz?''

''Senin istemeyeceğini düşündüğüm için bu durumu hep ertelemeye çalışıyordum. İstemezsin diye düşündüm.''

''Dediğim gibi zaten evli gibiyiz. Kağıt üzerinde imza attığımız zaman bir şey değişmeyecek. Ama bilmiyorum. Küçük kendi aramızda bir düğün yapsak. Ya anla işte beni bilmiyorum. Seninle neden evlenmek istemeyeyim. Benim senden başka kimsem yok.'' Pikenin altından belimden tuttu ve vücuduyla vücudumu birleştirdi. Alnıma bir öpücük kondurduktan sonra başımı boynuna sakladım.

''Benimde senden başka kimsem yok.''

-


BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin