64

64 13 3
                                    

-

Sabah uyandığımda Akın yanımda yoktu. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sabah duşa da girmemişti. Saçlarımı düzenleyip dolabıma doğru yöneldim. Siyah pantolon giyip üzerine de beli açık siyah bir tişört tercih ettim. Günlük bir ayakkabı giydikten sonra küçük sırt çantamı hazırladım. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra parfümümden sıkıp odadan çıktım. Herkes masaya oturmuş beni bekliyorlardı. Saate baktım. Fazla gecikmemiştim. Yerime geçip oturdum. Herkese usulca 'Günaydın' dedim. Zümrüt hariç herkesin keyfi yerinde gibiydi. Emine çayı getirdikten sonra içeri gitti. Salonda yerde koliler görmüştüm yine. Oraya baktığımı gören Cengiz konuştu.

"Bir saat önce temizlik şirketiyle konuştum. Yarım saat içerisinde diğer evde olurlar. Orası temizlendikten sonra adamlar tek tek eşyaları o eve taşıyacak. Uzun süre bir daha taşınma duymak istemiyorum. Artık buradayız. Her şey yerli yerinde yerleştirilecek. Kimse odasındaki eşyalarına dokunmasın. Gece davetten döndüğümüzde yeni evimize geçmiş oluruz. Zümrüt sende yorma kendini. İlk sizin odayı yerleştirecekler. Sen odanda dinlenirsin."

"Olur." dedi Zümrüt sessizce. Akın konuştu sonra.

"Zümrüt iyisin değil mi?"

"İyiyim Akın , teşekkür ederim."

Yaklaşık bir on beş dakika kimse konuşmadı. Ferdi'ye ne olduğunu sormam gerekiyordu. Daha doğrusu ne olduğunu biliyordum ama nereye gömmüşlerdi.

"Şey sorucam. Malum kişi. Nerede şu an? Ne yaptınız?" Çetin cevapladı.

"Sabah erkenden götürüp yerine koydum. Muğla dışına."

Bir şey söylemedim. Ceseti Çetin halletmişti. Yemeğimi bitirdikten sonra kalktım. O sırada Mustafa konuştu.

"Bela. Bugün Güngör gelecek. İş için. Öğle saatlerinde şirkette olur musun?"

"Bakarız."

Çıkış kapısına gelince Akın'ında geldiğini gördüm ve durdum.

"Müstakbel kocana nereye gideceğini söylemeyeceksin sanıyorsam."

"Geleceğini bildiğim için bir şey demedim." dedim gülümseyerek. Ağzım kulaklarımdaydı yine. "Alışverişe gideceğim. Akşam için abartılı bir kıyafetim yok."

"Beraber mi gitsek? Sabah şirkette işim yok. Ticaret toplantılarını Mustafa idare ediyor."

"Arabayı ben kullanırım ama."

"Yavaş. Geç sağa." dedi ş 'leri uzatarak. Gülerek asansöre yöneldim. Asansör aşağıdaydı gelmesini bekledik. Asansöre binip indikten sonra Akın'ın arabasına binip en yakın Avm'ye geldik. Sağ elini uzatınca sol elimle elinden tuttum.

"Acaba diyorum ki bugün sadece alışveriş yapmasak mı?"

"Ne yapacağız başka?"

"Sinemaya gidelim önce. Biz hiç sinemaya gitmedik. Hiç oturup bir film bile izlemedik. Sonra oyun parkı var yukarıda biraz oyun oynarız. Öğlen gitmeyecek misin şirkete? Bir sürü vakit var."

"Güzel. Film konusu ne olacak? Lütfen aksiyon , silah , çatışma bunlar olmasın. Bizim hayatımızdan uzak bir yaşam izleyelim."

"Romantik mi olsun Beren hanım. Hiç durmuyorsun yerinde." sırıtmasına güldüm bende.

"Ben mi durmuyorum yerimde sen mi?"

"Sen tabi. Ben istemem yaklaşmam."

"İyi deneyelim o halde. İlk dokunan kaybeder."

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin