Evet, yeni bölüm erken geldi. Öncelikle geçen bölüm ilk yorum atana ithafta bulunacağımı söylediğim için bölüm ithafı " funnywithcworld" adlı kullanıcıya geliyor. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum, yorumlara göre yeni bölümü erken yayınlarım, beğenmenize dileğiyle...
Son cümlesi kinaye ile söylenmiş bütün cümlelere ağır bir cevap olmuştu, hayatım boyunca bu kadar utandığım tek bir an bile hatırlamıyorum. Hakan tüm özgüveniyle kalktı yerinden ve beni de kolumdan çekip dışarıya götürdü, yaşadığım bir şok vardı beni esir almış. Tekrardan geri dönmüştük kalabalık salona, benimle konuşmak istediğinin farkındaydım, hemen, şimdi... Ama sakin tek bir yer bile yoktu, çalmaya başlayan dans müziği buna izin vermişti, beni dans pistine çekti ve dans etmeye başladık. Şu anda ona ne yaptığını soramıyordum, bedenim ona engel olacak bir reflexi gerçekleştiremiyordu, hissizleşmişti... Aslı ile ilgili soruları duyduğundan beri sinirliydi ama neden? Ona olan aşkının bittiğini, ondan nefret ettiğini söyleyen bu adamın gözlerindeki ateşin sebebi neydi, kimdi ya da...
"Ben... Dans etmeyi bilmiyorum.... "
" Öğrenirsin... " dedi, sesinde sinirli bir tını vardı.
" Sen nasıl geldin buraya? "
" Ben... Sana yalan söylemiyeceğim Hakan, sizi dinledim, Engin ve seni... "
" Sen hiçbir şeye mecbur değilsin, anladın mı beni? "
" Ben mecburum aslında, anlaşmamız gereği mecburum ama beni bu mecburiyetten muaf tutan sensin. Ama ben mecbur olduğum için değil ki, sadece senin bu saçma dedikodular arasında yalnız kalmanı istemediğim için geldim. "
Aramızda varolan mesafe çok ama çok azdı. Onu inceleme fırsatım hiç bu kadar yakından olmamıştı. 1.80 cm boylarında olan bu adamın dik ve sabırlı duruşu onu olduğundan bile daha otoriter gösteriyordu. Vücudunda varolan kaslar ne onu güçsüz gösterecek kadar az, ne de karşısındakini korkutacak kadar fazlaydı... Güçlü bir duruşu, güçlü bir bakışı vardı. Ten renginin açık olmasına karşın saçları simsiyahtı, bu saçları simsiyah gözler tamamlamıştı. Gözleri bakanı kendine hapsedecek kadar derindi, sevdiği insana cenneti yaşatabilecek bu gözler, sevmediğine ise cehennemi yaşatabilecek kadar ateş doluydu. O ismi duyduğundan beri o ateş daha fazla alevlenmişti. Boyum ondan kısaydı ama giydiğim topuklular sayesinde aynı boya ulaşmıştık, kafamı ağır ağır yasladım omuzlarına. Bir erkeğe ilk defa bu kadar yakındım ama korkmam gerekirken ben neden bu kadar huzur doluydum, bu kollar neden bu kadar güvenli bir limandı. Ona ilk defa bu kadar yakındım, yabancıydı dokunuşları... Acemiydim bu dokunuşlara...
Beni öpmüştü, ona kızması gereken ben şu an bunu düşünemiyordum bile, dudaklarımdaki sızı hala geçmemiş olmasına rağmen ben o sızıyı değil o ismi duyduğunda Hakan'ın gözlerinde gördüğüm o ateştopunda takılı kalmıştım, balığın oltaya takılı kalması gibi benim aklımda takılmış kalmıştı o ateşte. O ateş çok zorlayıcıydı... Müziğin bitmesi ile birlikte birlikte masaya geçtik, uzun süredir bu topukluların üzerinde ayakta kalmaktan yorulmuştum, alışkın değildim. Engin'in karısı bizim masaya yönelmemiz ile birlikte öne atılmış ve Hakan ile yer değiştirmişti, bu kadın kocasının aksine çok tatlı ve zarif bir kadındı ve de bizim evliliğimizi gerçek sanan bir insandı.
"Ahsen'cim, az önce duydum, hamileymişsin, çok tebrik ederim hayatım. "
" Şey... Sağolun Açelya Hanım."
"Hanım? Bana Açelya de sadece. Biraz önce herkes senin hamile olduğunu öğrendi. Canım çok tebrik ederim, inan bana Hakan harika bir baba olacak. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğumun Annesi Olur musun?
RomanceRomantizm #1 Hiçbir hasta inancını kaybetmiş bir insan kadar umutsuz vaka değildir. Umudumu ve sahip olduğum tüm inancımı kaybetmiş ve son olarak da kendimi de kaybetmemle bitiş noktasına ulaşmıştım. Her şeyin bittiğine, hayatın acımasızlığına kar...