Bitmiş Bir Hayat...

331K 12.1K 2.8K
                                    

Yine başlamasından nefret ettiğim bir sabaha açmıştım gözlerimi. 


Nefret ettiğim mavi duvarlar,nefret ettiğim siyah yatak ve her gün inatla, her şeye rağmen doğmaktan bıkmayan güneş! 


Nefreti iliklerin kadar hisseden,  içindeki nefret hayatına kara bulut gibi çöküp, herbir hücresini kezzap gibi yakmış olan bir adet ben! 


  Saate baktığımda öğleden sonra ikiyi gösteriyordu. Aralıksız kaç saat uyudum onu bile bilmiyorum. Kaç saattir saate hiç bakmadığımı , kaç saattir yemek yemediğimi... Şu anda neden bu s**tiğimin hayatınıda nefes aldığımı... İçtikten ne kadar sonra bu siyah yatağın kenarında sızıp kaldığımı... Son bir haftadır ne bunları,  ne de hayatımda bundan başka varolan soruların cevabını bilmiyor, bilmekte istemiyordum.


 Başımda ayakta durmama bile engel olacak kadar sert bir ağrı vardı. Beynim artık çatlama raddesine gelmişti. Hayatımı düşündükçe başım ağrıyor, başım ağrıdıkça içki şişesini kafama dikiyor, sarhoş oldukça unutuyor ama içtikçe de yeniden ve daha fazla başım ağrıyordu. Bu kısır döngü beni mahvetmişti. 


Üzerimdeki pikeyi toplayıp bir kenara fırlattım, gözüm koltuğun dibinde duran cep telefonuma ilişti. Tam bir haftadır açmadığım telefonumu bu gün açmaya karar verdim,telefonumu elime aldığımda sanki o bile yabancıyı bana, bana ait olan her şey gibi... 


Artık, bedenimin içinde atan organ bile nefretin gölgesinde kalmış, bana ait olmayan herhangi bir şeymiş gibi geliyordu. 


Yüreğimde ki yoğun nefret beni kurutmuştu. Hissettiğim bu yoğun nefretin altında eziliyordum. 


Her yer nefret ile dolup taşmıştı. 


Kendimden nefret ediyordum! 


Telefonun açma düğmesine basılı tuttum parmağımı. Bir an şifresi bile gelmedi aklıma....Bir sürü cevapsız arama,sesli not ve mesaj... Mesajları okuma gereği bile duymadım, acınacak durumumu anlatan o yazıları okumayı içim kaldırmadı çünkü, hele beni düşünen taklidi yapan o çıkarcı sesleri, tam telefonu fırlatacakken titremeye başladı. Baktığımda Selim amca arıyordu. Ali denen o şerefsizin babası,yani babamın en iyi arkadaşı, ortağı, kardeşi olarak gördüğü ve bana bir amca olduğunu öğrettiği o adam. Babam öldükten sonra yeri geldiğinde bana cok iyi babalık yapmış kişi. Ama umrumda değil .Tam bir haftadır hiç kimse ile konuşmadım . Belki içimdekileri kusmam için iyi bir fırsattır ,doğru kişi olmasa da.

"Evet" dedim, nefret telefonun ucuna ulaşmıştı, emindim. 

"Hakan! Oğlum! Yemin ederim ben çok korktum. Belki o günden sonra seni yüz defa aradım ama açmadın ,iyi misin? Nerdesin yanına geleceğim?"


Yanına geleceğim? Ne için? Bu adam kimin babası olduğunu mu unutmuştu? 


"Benim nerede olduğum sizi hiç ilgilendirmez Selim Bey! " dedim, üzerine basa basa. Artık bu adama amca demek, midemi fazlasıyla bulandırıyordu." Artık ne seninle ne de oğlun olacakla tek kelime etmek istemiyorum. Oğlun olacak o p**in neler yaptığını biliyorsundur değil mi? Ama belki de bilmiyorsun, yoksa benim anlatmam için mi aradın beni? " dedim, yaşlı adamın halini umursamadan." Oğlun olacak o p*ç ve nişanlım olacak o or***u beni aldatıyormuş , kim bilir belki aylardır, belki de yıllardır. Sevgilim olacak o faişe bana seni seviyorum mesajlarını meğer kardeşim dediğim o adam sıfatlının kollarında atıyormuş,ama şanslıymışım ki ikisini yatakta değilde dudak dudağa bastım deği mi Selim Bey? Ben o şirketi büyütmek için gecemi gündüzüne katarken onların daha neler yaptıklarını biraz daha anlatmamı ister misin? Kaldırır mı miden? "

Çocuğumun Annesi Olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin