Beklenmeyen telefon

218K 8.8K 381
                                    

Evet,yeni bölüm geldi. Önceki bölümlerde yorum ve özellikle de vote gönderen arkadaşlara çok teşekkür ederim. İnanin sınav haftamda yeni bölüm yazmak icin hem boş derslerimi hem de öğle aralarını harcıyorum. Yeni bölümle ilgili yorumlarınizi çok merak ediyorum. Ve bu yüzden okuyan arkadaşlardan yorum ve vote bekliyorum. Keyifli okumalar,umarım begenirsiniz...

Sabah gözlerimi açtığımda boğazımda sert bir acı vardı,yutkunmam ise bu acının boğazımdan kulaklarıma doğru şiddetlenmesini ve ağzıma konmuş derecenin düşmesine neden olmuştu. Hakan da karışımdaki koltuğun üzerinde oturmuştu. Gözlerimi açmamla birlikte Hakan da bana doğru yaklaştı. Gözlerinde merhamet ve endişe ile karışık bir ışık vardı.

"Ahsen,iyi misin,dün akşam beni yine çok korkuttun. "

"Ben... Ne oldu bana,kendimi çok kötü hissediyorum."

"Dün akşam seni eve getirirken bir türlü uyanmadın. Çok fazla ateşin vardı ve sürekli sayıklıyordun,ben de seni hastaneye götürdüm. Çok fena üşütmüssün, hem de çok kötü. Ama sanırım ilaçlar ve serum işe yaradı . Ateşin çok az da olsa düşmüş."

Üzerime baktığımda gecelik olduğunu gördüm ve kuşkulu bir şekilde gözlerimi Hakan'a diktim. Ve tedirgin bir şekilde sordum. Sesimde çok bariz bir ima vardı,üzerimi o değiştirmiş olamazdı.

"Benim üstümü kim değiştirdi?"

"Hastanede hasta bakıcıları değiştirdi,yani gelinlikle muayene edemediler elbette"

"Anlıyorum."

Bu kelimeyi söylememle birlikte Hakan kafasını ellerinin arasına aldı ve belki de saniyeler süren bir sessizliğin ardından kafasını kaldırarak gözlerini bana sabitledi.

"Ama ben seni hiç anlamıyorum. Dün kendine ne yaptında bu kadar üşüttün. Ahsen ben senin ne kadar kötü bir durumda olduğunu görüyorum anlamaya da çalışıyorum ama sen her seferinde beni daha fazla hayal kırıklığına uğratıyorsun. Beni anlamamak icin nedenini bilmiyorum ama büyük bir çaba sarf ediyorsun. "

"Ben..."

"Biz seninle bir anlaşma yaptık. Tamam belki çok insaflı,çok iyi bir anlaşma değildi ama sen her şeye rağmen bunu kabul ettin. Sen bu anlaşma gereği bu çocuğu doğuracaksin , sonra da çekip gideceksin,bir daha ne beni göreceksin ne de onu! Ama sen her şeyi çok ama çok zorlastiriyorsun,ben seni anlamaya çalışırken,her durumda kendimi senin yerine koyarken nedenini bilmiyorum sen bana düşmanınmışım gibi davraniyorsun. Her durumda bana benden nefret ettiğini söyleyip duruyorsun,dün aksam senden nefret ediyorum diye sayiklayıp durdun. Oysaki hayatıma girmene bile ben neden olmadım. Birini suçlamak istiyorsun ama artık anlamalisin ki başına gelen şeylerden ben sorumlu degilim!Simdi bu işte daha fazla ileri gitmeden bana derdinin ne olduğunu söyle! Sonuçta zararın neresinden dönülse kar,öyle değil mi?"

Sırtımda büyük bir ağırlık vardı. Üzerim terden dolayı sırılsıklam olmuştu,boğazım çok aciyordu,nefes almak bile sanki bedenimde büyük bir ağrıya neden oluyordu. Sanki hastalık bütün vücudumu esir almıştı. Virüsler her zerreme işlemişti..."

"Ben... O kadar çok karmaşık ki içim,aklım... Ben benimle bu kadar uğraşmak zorunda kaldığın için özür dilerim. Ama benim durumumu anlamaya çalış lütfen! Sadece altı ay içinde girip çıkmadığım hayat kalmadı. Hani bazen bir dal çekip kopartirsin defterinden, sonra pencereden rüzgarın insafına bırakırsın. Dal parçasının rüzgara karşı koyabilecek bir gücü yoktur,rüzgar nereye isterse götürmek o da oraya gider. Benim durumum bundan farksız değil,o yüzden nolur biraz daha anlamaya çalış beni."

Çocuğumun Annesi Olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin