Kısa bir zaman sonra ulaşmıştım hastaneye . Kapıdan girdiğimde beyaz renk karşılamıştı hemen beni. Sırf şu hastaneler yüzünden soğumuştum beyazdan ve hatta neredeyse nefret etmeye başlamıştım. Aslında beyaz temizliğin sembolüydü değil mi? Ama hayatınızda hep kırmızı ile lekelenmiş beyazlar görmüşseniz eğer temizliğin değil, ölümün rengi olup kalıyordu zihninizde.
Danışmaya gittim ve hasta hakkında bilgileri verip, hangi odada olduğunu öğrendim. Adını bile bilmediğim için kimi aradığımı anlatmam biraz zor oldu. Tabi odasıyla birlikte adını da öğrenmiş oldum,adı Ahsen'miş, Ahsen Kaya.
Asansörü dahi kullanmadan, odasına koşar adımlarla çıktım ve kapıyı vurdum. Şu an içimde değişik bir duygu karmaşası vardı, beni yiyip bitiren bu karmaşa aklımın en baş köşesinde kendine yer edinmişti.
İçeride ki insanlara yapacağım açıklamayı tasarlamaya girişmişti aklım.
Bir kez daha vurdum kapıya, bu kapıya üçüncü vuruşumdu ama hâlâ içeri girmeme müsade eden tek bir ses yoktu. İçerideki manzara belliydi, yatan bir genç kız ve başında onun yaptığı her şeye rağmen kurtulmasına şükreden bir dolu insan. Beşinci vuruşumda da ses gelmeyince kapı koluna uzandım ve içeri girdim. Ben içeride kızın başında bekleyen bir dolu insan beklerken oda bomboştu ve genç kız yatağın üzerinde oturmuş,dizlerini kendine çekmiş ağlıyordu. Kapıdan girince ağlamaktan şişmiş gözlerini bana dikti, bu gözler o kadar çok duygunun ifadesini barındırıyordu ki anlaması ve anlatması çok zordu. .
"Ahsen!" dedim, beklenti dolu bir sesle.
Seslenmemle kafasını ağır ağır çevirdi kapıya doğru ve ateş topundan bile daha alevli gözlerini sabitledi üzerimde.
"Sen de kimsin?" dedi.
"Ben size çarpan daha doğrusu önüne atladığınız kişiyim. Buraya sizin gerçekten iyi olduğunuzu görmek için geldim. Nasılsınız?" diye sordum, direkt konuya girerek, lafı dolandırmadan.
"İyi değilim,senin yüzünden iyi değilim!" diye kükrdi genç kız, sesi olabildiğinden veya olması gerektiğinden daha yüksek ve öfke dolu çıkmıştı. Oysa onu zamanında yetiştirmiştim hastaneye, benimle ne derdi olabilirdi ki? " Anladın mı ben şimdi senin yüzünden iyi değilim! "
Bir eli yumruk olup yanına düşmüşken diğer elinin işaret parmağı ise havadaydı, sesi tenha odayı bile korkutuyoru.
"İyi de siz benim önüme atladınız ,ben bu kaza olduğu için gerçekten..."
Lafımı kesti ve hemen atladı!
" Ben o arabanın önüne ölmek ve ölümle birlikte her şeyden kurtulmak için atladım. Eğer sen o gün beni alıp bu lanet hastaneye getirmek yerine bırakmayı becerseydin şimdiye ölmüş olacaktım. Ölmüş ve her şeyden kurtulmuş! Çıkarın olacak mıydı da bırakmadın beni orada, lanet adam! "
Duyduklarım ile şaşkınlık denen duyguyu dibine kadar yaşamaya başlamıştım. Onun intihar ettiğini biliyordum ama bunları duymak... Gerçekten beklediğim şeyler değildi. Bir dost gibi ona yaklaştım ve yatağının ucuna oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğumun Annesi Olur musun?
RomanceRomantizm #1 Hiçbir hasta inancını kaybetmiş bir insan kadar umutsuz vaka değildir. Umudumu ve sahip olduğum tüm inancımı kaybetmiş ve son olarak da kendimi de kaybetmemle bitiş noktasına ulaşmıştım. Her şeyin bittiğine, hayatın acımasızlığına kar...