Umut

139K 6.9K 278
                                    

Bakışlarımı önüme çevirdim ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Ölümüme belki de bir dakikadan bile daha az bir zaman vardı. Enseme batan silah biraz daha fazla bastırıldığında küçük bir inleme daha dudaklarımdan döküldü. Kendimi öleceğime artık iyice alıştırmıştım.

Öleceğimden emin olduğum o saniyelerde bir ses, tanıdık bir ses doldu kulaklarıma.

"Bırak! " diye bağırdı o tanıdık ses. Kolumun tutulduğunu fark ettiğim o anlarda, hızlıca ayağa kaldırıldım." Onu öldürünce sana ne faydası olacak? " diye soran sesin sahibine baktığımda Alev abla olduğunu anladım.

" Sen karışma Alev! " diye bağırdı bela kavramının eş anlamlısı olan adam.

" Hamile bir kadını öldürünce eline ne geçecek? "

" Senin ve sen gibi diğer fahişelerin sesi kesilecek. "

" Onu öldürme Mahir. " dedi Alev abla.

" Sana karışma dedim Alev! " diye bir kükreme duyduğumda, kulaklarımın bile şiddeti yüksek olan bu sesten dolayı acıdı." Ama onun yerine sen ölmek istersen o başka. "

" Ahsen gibi güzel bir kızı asla bulamazsın. " dedi Alev abla, beni kurtarmaya çalışırken Belalı denen o pisliğin karşısında kıvranıyordu adeta." Üstelik hamile de. Bebeği babasına ya da başka bir aileye satıp yüklü bir para alabilirsin. " dediğinde, Belalı 'nın yüzünde düşünüyormuş gibi bir ifade oluştu.

" Bu or***uyu arka odaya götür Alev. " dediğinde, Alev abla bana bir anne şevkati ile baktı. Beni ölmekten kurtarmıştı. Aylar önce bu bataklıktan beni kurtaran şefkatli kadın şimdi ise beni ölümden kurtarmıştı.

Alev abla beni kolumdan tutup yavaşça ayağa kaldırdı. O sırada Belalı ile göz göze geldik. Beni onun yanından geçirip götüreceği sırada Belalı parmağını havaya kaldırdı ve " Ama benden habersiz bir bardak su, bir tas çorba vediğinizi duyarsam, onunla birlikte siz de cehennemi boylarsınız." diye tısladı altın dişlerinin arasından.

Ayağa kalktığımda tüm bedenimin sızladı. Acımayan tek bir yerim yoktu. Canım çok yanıyordu.

Alev abla beni küçük ve duvarları kirden görünmeyen bir odanın içerisine soktu. Odanın içerisinde eski ve kırık olduğunu fark ettiğim bir kanepeden başka hiçbir şey yoktu. Beni yavaşça odanın içerisinde ki kanepeye oturttuğunda burnuma dolan rutubet kokusu ile midemin kasıldığını hissettim.

Alev abla da yanıma oturunca ona sımsıkı sarıldım. Başımı boynuna gömdüm ve dakikalardır gözlerimde donup kalmış yaşların çözülüp yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.

"Sana gerekirse öl ama geri gelme demiştim be kızım. " dediğinde ağzımdan çıkan kısık sesler yüksek hıçkırıklara dönüştü. Yüzüm her ne haldeyse, Alev ablanın omuzunu kırmızıya boyamıştım.

" Beceremedim. " dedim kesik kesik." Her zamanki gibi beceremedim. "

" Tamam ağlama. Allah'tan umut kesilmez. Kocana ulaşmanın bir yolunu buluruz belki."

"Bebeğim. " dedim ve Alev abladan ayrılarak ellerimi karnıma doladım." Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum. Çok hırpaladılar beni. " dediğimde gözümden akan yaşlar daha çok artmıştı.

Çocuğumun Annesi Olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin