Sürpriz!!! İki gün ara ile yeni bölüm. :)Dünya'ya ilk gözlerimi açtığımda, eğer ne istersin diye sorsalar "Hissetmemek. " derdim. Hissetmemeyi talep ederdim, hissiz bir insan, en önemlisi hissiz bir kadın olmayı dilerdim. Acıyı, kederi , üzüntüyü ya da aşk gibi tüm duyguları yasak etmeyi isterdim kendime.
Hayat boyunca yediğin tüm kazıklara, hayatın sana attığı tüm çelmelere kibarca 'tecrübe ' diyorlardı. Bazen bu tecrübeyi sen kazanamaz, hayat sana kazandırırdı.
Belimde hissettiğim sıcak bir el ile irkildim. Elim , ayağım, elbiselerim, her şeyim buz gibi olmuştu. Ama en önemlisi ben buz gibiydim, ruhum buz tutmuştu.
"Kaç dakikadır buradasın Ahsen? "
Sahi, kaç dakikadır burada böylece dikilmiştim? Çevrede ki korumalar bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Koruma. Bu ne kadar da saçma bir sıfattı aslında. Para ile adam tutuyorsun ve onlar seni koruyorlar, öyle mi? Canları için çalışan , bunu bir meslek olarak seçen insanlar, seni canı pahasına koruyacaklardı , öyle mi? Gülümsedim. Hangi paranın piyonu haline gelmiş insan, seni canı pahasına korurdu ki? Bir annenin, evladını koruduğu gibi koruyabilir miydi? Canı pahasına yapabilir miydi bunu?
Hangi koruma, Hakan'ın koruduğu gibi koruyabilirdi beni? O bellerine taktıkları hangi silah, o adamın kollarıyla beni sardığı an, hissettirdiği o güven duygusunu hissettirebilirdi ki?
"Ahsen, iyi misin?" dedi Açelya. İyiye benzer bir halim var mıydı?
"İyiyim, dalmışım. " Çoğu zaman bu klasik sorulara hep bilindik bu cevapları verirdik, iyi olmasakta, iyiyim demek âdet haline gelmişti çünkü. Bir insanın gözleri anlatmaz mıydı aslında ne halde olduğunu, kelimelerin yok yere ziyan olması kime ne fayda sağlıyordu?
"Sizde bir şey var, Ahsen. Neden bize anlatmıyorsunuz? " diğinde ona döndüm. "Ben de, Engin de sizin en yakın dostlarınız sayılmaz mıyız? " Sayılır mısınız, demek geldi içimden. Evet, Engin'in son zamanlarda bana olan tavırları değişmişti ama bu, ilk zamanlar bana olan davranışlarının insanlık dışı olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Bani para ile satın alıp, arkadışını koruyabileceğini düşünmüştü. Ben acıdan inlerken, sohbet adı altında, sizin aşk hikayenizi anlatmıştı. Aklıma hep, rahminden ibaret bir varlık olduğumu sokmuştu. Aşağılayıcı bakışları altında yok olduğum günler, bu kadar yakın bir tarihin gölgesindeyken, Engin benim en yakınımdı, öyle mi? Kendi kızı da vardı, aşşağıladığın durum ile aşşağılanmadan, gider miydi insan hiç!
Açelya, sevecen bir kadındı, onunla vakit geçirmeyi seviyordum. Ve şimdilik iyi bir kadındı, şimdilik. Ortada kötü olmasını gerektirecek bir durum yoktu. Eğer Engin, gerçekleri bilmeseydi, muhtemelen o da bana karşı iyi bir adam olacaktı. Önemli olan, benim aylar boyunca fuhuş çetesinin elinde kalmış ve de bir çocuk üzerinden soyut bir anlaşmayı imzalamış bir kadın olduğumu öğrendiğinde , nasıl bir kadın olacağıydı.
"İçeri geçelim Açelya, üşüdüm. "
**********
Dakikalardır, göz bebeklerimi tek bir noktaya kilitlemiş, bakışlarımın değdiği o noktada ki vazoyu inceliyordum. Bakırdan yapılmış bu vazoda kırmızı motifler vardı. Kırmızı motiflerin arasında, sarı renk sızmış ve görsel anlamda canlılık katmıştı. Orta boy bir vazoydu ve kesinlikle çok eskidiydi. Bu Hakan'ın zevki değildi, kesinlikle Ayşe Sultan'dı bu vazonun sahibi. Sahi, Ayşe Sultan neden gelmiyordu? Memlekette, eşi dostu ziyarete gidiyorum, geri döneceğim demişti ve bunu demesinin üzerinden aylar geçmişti. Neden gelmemişti? Ben buraya ilk geldiğimde, çalışan mini etekli bir sürü kız vardı, acaba onlar neden yoktu ? Hakan, Ayşe Sultan'ı arıyor muydu, benim de aramam gerekiyor muydu? Sonuçta bana kızımsın demişti. Aramamı ister miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğumun Annesi Olur musun?
RomanceRomantizm #1 Hiçbir hasta inancını kaybetmiş bir insan kadar umutsuz vaka değildir. Umudumu ve sahip olduğum tüm inancımı kaybetmiş ve son olarak da kendimi de kaybetmemle bitiş noktasına ulaşmıştım. Her şeyin bittiğine, hayatın acımasızlığına kar...