Orta yaşlı adam, girdiği mekandan çıkmış ve mekanın önünde duran lüks arabasına binmişti. Yakınlara bir iş görüşmesi için gelmiş, başarısız bir görüşmenin ardından kafa dağıtmak için, yolunun üzerinde duran bu mekanı seçmişti. Ancak o kadın, az da olsa kafa dağıtmasına izin vermemişti.
Taner, baş ağrısının geçmesi, bozulan sinirlerinin düzelmesi için seçtiği mekanla, ne kadar yanlış bir seçim yaptığını oraya adım attığı ilk saniye anlarken, o kadında buna tuz biber olmuşu.
Orta yaşlı adam, yalnız yaşadığı evine ulaştığında, ışıkları açma gereği dahi duymadan odasına çıkmış ve üzerini değiştirme gereği dahi duymadan yatağına girip, kendini uykuya bırakmıştı.
Ertesi sabah uyandığında, kendini dün akşam bıraktığı gibi bulmuştu. Ceketi dahi hâlâ üzerindeydi.
Yatağından çıktı ve giymiş olduğu takım elbiseyi çıkartıp, hizmetlisinin kuru temizlemeye göndermesi için ayırdı.
Evinden çıkan Taner, akşama kadar işleri ile uğraşmıştı. Dün başarısız bir görüşme yapmış olsa da, bu kötü unsur, onun çalışma verimini düşürmeye yetmiyordu.
İşlerini bitiren Taner, akşam saatlerinde şirketinden çıkmış ve evinin yolunu tutumuştu. Eve ulaştığında, her akşam olduğu gibi hizmetlisi açmıştı kapıyı. Taner'in yıllardır yanında, para ile tuttuğu bu hizmetlisinden başka kimsesi yoktu. Yalnızlığı onun yaşamının en temel özelliklerinden biri haline gelmişti.
"Hoşgeldiniz efendim. " diyen hizmetli, tebessüm etti. Taner, içeriye girdiğinde önce ellerini ve yüzünü yıkamış ve hemen ardından yemek masasına oturmuştu.
Hizmetli, yemekleri doldururken asık suratlı patronu ile sohbet etmeye çalışıyordu.
Taner, sesizlik içerisinde yemek yemiş ve yediği yemeğin sonuna yaklaşmıştı. Önündeki peçeteyi alıp, ağzını temizlediği sırada, hizmetlisinin sesini duymuştu.
"Taner Bey. " dediğinde, bakışlarını, elinde bir ceket ile bekleyen genç kıza çevirdi." Bu gün, bu kağıt parçasını, kuru temizlemeye gidecek kıyafetlerinizden, ceketinizin cebinde buldum. Unuttuğunuzu düşünerek, atmadan önce size göstermek istedim. " dediğinde, Taner umursamaz bir tavırla, kızın elinde duran kağıt parçasına uzandı.
Kağıt parçasını eline alıp, yazan yazıları okuduğunda, büyük bir şaşkınlığın kucağına düştü.
Bu ceketi, dün giymişti ve kısa süreliğine girdiği ucuz mekanda da bu ceket üzerindeydi. Aklında kısa bir tartışmaya giriştikten sonra, bu kağıt parçasını, kendisini onunla yatmaya zorlayan fahişenin koymuş olduğunu anladı.
Yüzünde anlamayan bir ifade belirmişti. Bu kadının amacı neydi?
Hakan Demir'i yakından olmasa da iş camiasından tanıyordu. Ama bu saçmaydı. Kendisi çok güzel bir kadınla evlenmişti ve gözden uzak mutlu bir evliliği vardı. Üstelik aylar önceki iş davetinde, karısının hamile olduğunu açıklamıştı. Bu notta, özenli yazılmış bu yazı haklı olarak Taner'e saçma geliyordu.
Hakan Demir'in karısı Ahsen Demir gecekonduda tutuluyor da ne demekti?
Taner alayla gülümsedi. Bu fahişe kendisiyle nasıl bir oyun oynamaya çalışıyorsa, o fahişeye istediğini verecek kadar aptal değildi. Bu çok... Çok saçmaydı.
"Kahvemi çalışma odamda içeceğim Seda. " dedikten sonra ayağa kalktı ve elinde tuttuğu kağıt parçasını, gelişi güzel bir yere bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuğumun Annesi Olur musun?
RomanceRomantizm #1 Hiçbir hasta inancını kaybetmiş bir insan kadar umutsuz vaka değildir. Umudumu ve sahip olduğum tüm inancımı kaybetmiş ve son olarak da kendimi de kaybetmemle bitiş noktasına ulaşmıştım. Her şeyin bittiğine, hayatın acımasızlığına kar...