5

1K 42 21
                                    

Reyyan hastaneye ucu ucuna yetişmişti. Fırtınanın da etkisiyle dolmuş gecikmişti. Üzerini giyip hocasının yanına gittiğinde diğer arkadaşları çoktan gelmişti. Serkan hoca yanına yaklaştı.
S:Reyyan iyi misin? Fırtına vardı. Sıkıntı olmadı inşallah senin için.
R:Hayır hocam olmadı. Sadece biraz geç kaldım.
S:Önemli değil. Sen iyiysen sıkıntı yok.
R:Teşekkür ederim hocam.
Reyyan anlatılanlara çok konsantre olamıyordu. Aklında ela gözlü, asık suratlı bir adam vardı. Acilde her zamankinin aksine bugün daha sakindi. Sabahı zor etti. Hastaneden çıktığında saat sekizdi. Hızlıca eve gitti. Yatarken iç çamaşırı giymeyi oldum olası sevmezdi. Alt neyse ama üst çamaşırla asla rahat edemezdi. Her zamanki gibi çamaşırını çıkartıp, en sevdiği geceliğini giydi. Yatağa yatıp, alarmını kurdu.
Birkaç saat sonra alarm sesine gözlerini açtı. Hızlıca hazırlanıp okula gittiğinde dersin başlamasına on dakika vardı. Dersi Serkan hocasıylaydı. Staj için kendi çalıştığı hastaneyi ayarlamıştı. Okulda öğretmenliğini, hastanede hocalığını yapıyordu. Her hareketini ince bir detayla inceliyordu Serkan hocasının. Üstelik bunu yapan sadece kendisi değildi. Okulun bütün kızları Serkan hocadan hoşlanırdı. Çok yapılı değildi ama çelimsiz de değildi. Gerçekten de yakışıklıydı, tamam Miran kadar değil ama oldukça dikkat çekiciydi.
Aklından geçen düşünceyle birlikte hızla silkindi. Neden durduk yere Serkan hocasını o kaba adamla kıyaslıyordu ki? Tamam yakışıklıydı kabul ediyordu ama kabaydı, emrivaki yapıyor, sert konuşuyordu. Üstelik asık suratlıydı. Derse konsantre olmaya çalıştı tekrar. Telefonuna gelen mesajla irkilip başını ekrana çevirdi. Mesaj Mirandandı. Dersinin ne zaman biteceğini soruyordu. Gerekli cevabı verdikten sonra, telefonunu sessize alıp tekrar derse döndü.
Bir saat sonra dersin bitmesiyle çantasını alıp sınıftan çıktı. Bahçede ilerlerken arkadan duyduğu sesle birlikte adımlarını yavaşlattı. Serkan hoca kendisine sesleniyordu. Arkasına dönüp, hafifçe gülümsedi.
R:Buyurun hocam.
S:Nasılsın Reyyan?
R:İyiyim hocam siz nasılsınız?
S:Bende iyiyim. Her şey yolunda mı?
R:Yani. Yolunda sayılır.
S:Ev arkadaşlarınla nasılsın? Anlaşabiliyor musun?
R:Evet. Çok memnunum hocam. Bu yıl çok rahat ettim. İyi ki önerdiniz. Çok sağ olun.
S:Rica ederim. Eve mi gidiyorsun?
R:Yok hocam bir işim varda. Bir arkadaşımla buluşacağım.
S:Öyle mi?
Reyyan bakışlarını ileriye doğru çevirdiğinde, Miran’ın arabasıyla karşılaştı. Miran arabasına yaslanmış, Reyyan’ı bekliyordu. Reyyan’ın baktığı yere doğru bakışlarını çeviren Serkan, Miran’ı görünce tekrar Reyyan’a döndü.
S:Şu bekleyen kişi mi arkadaşın?
R:Yok değil o. Ama evet onunla gideceğim. Daha sonra görüşmek üzere hocam. Benim gitmem lazım size iyi günler dilerim.
S:İyi günler Reyyan.
Reyyan sessizce arabasına doğru giden Serkan’ın arkasından baktı. Derin bir nefes çekip, Miran’ın yanına doğru ilerledi.
R:Sizin ne işiniz var burada? Ben gelirdim.
M:İşim erken bitti. Bende gelmek istedim. Vakit kaybetmeyelim diye. Hadi gidelim bir an önce.
R:Tamam.
M:O kim?
R:Öğretmenim. Aynı zamanda hastanede de hocam.
M:Yakışıklı adam. Senden hoşlanıyor. 
R:Ne alakası var?
M:Ben anlarım. Ve sanırım duyguları karşılıklı, sende ondan hoşlanıyorsun.
R:Siz yanlış anlamışsınız. O benim hocam.
M:Tatlım kusura bakma ama bende bir erkeğim. Ve kalıbımı basarım ki, hocan sana karşı bir şeyler hissediyor. Merak ettim doğrusu. Sende ondan hoşlanıyor musun gerçekten?
R:Sizi ilgilendirmez.
M:Hadi ama. Arkadaşız biz. Benimle paylaşabilirsin.
R:Biz sizinle arkadaş değiliz. Siz benim iki ay sonra hayatımdan çıkacak, patronumsunuz o kadar.
M:Tamam gerilme hemen. Bir şey demedim. Hadi gidelim.
Reyyan ve Miran ilk olarak avukatın yanına gitmişti. Gösterişli bürodan içeriye girdiğinde gözlerini etrafta gezdirmeye başladı Reyyan. bir odanın kapısından girip, orta yaşını geçmiş bir adamın karşısında durdular. Miran’ın bu avukatla arasının iyi olduğu belliydi. Samimice sarılmıştı.
M:Nasılsın Ahmet abi?
A:İyiyim Miran. Valla biraz da şaşkınım. Annen sonunda muradına eriyor ha. Oturun hadi.
M:Öyle oldu Ahmet abi. Ama söylediğim gibi, sadece iki aylık bir şey. Sözleşmeyi hazırladın mı sen?
A:Hazır hazır.
Ahmet bey, kilidini çevirdiği çekmeceden bir iki kağıt parçası çıkartıp elinde çevirdi.
A:Annen hep dünya güzeli, dünya iyisi bir kızla, mutlu bir evlilik yapacağını düşünmüştü. Kısmette böylesi varmış.
Reyyan duyduğu cümleler karşısında hafifçe irkildi.
R:Sanırım beni Miran beye yakıştıramadınız. Ama emin olab…
A:Hayır asla. Bu hem benim haddim değil, hem de çok yanlış. Aksine tam Miran’ın hem hayatına, hem yanına çok yakışırsın. Kızım yaşındasın söylemekten çekinmeyeceğim. Gerçekten çok güzelsin.
Reyyan utançla gözlerini kaçırıp teşekkür etti. Gözleri Ahmet beyin elinde ki kağıtlara takıldı. Miran bakışlarını görmüş olmalı ki, hızla eline alıp uzattı incelemesi için.
M:Bir bak maddelere. İçine sinmeyen bir şey olursa ekler veya değiştiririz.
R:Tamam.
Reyyan maddeleri incelemiş, sonucunda da imzalar atılmıştı. Ahmet bey kağıtları çantasının özel bölmesine koyarken konuşmaya başladı.
A:Ben yarın notere onaylatır, size teslimini sağlarım. Nikah işlemleri içinde kimliklerinizi ve yeni fotoğraflarınız lazım. Birde hastane ye gitmeniz lazım. Ardından herşey tamam.
M:Tamam o zaman Ahmet abi. Ben fotoğrafları sana ulaştırırım. Bizlik başka bir şey yoksa gidelim.
A:Görüşürüz. Hayırlı olsun.
R:İyi günler.
M:Görüşürüz Ahmet abi.
Büronun bulunduğu apartmandan çıktılar. Karşılarına çıkan fotoğraf stüdyosunu görünce sessizce adımlarını o tarafa yönlendirdiler. Fotoğrafı çekinip, hazır olduğunda Ahmet beyin ofisine gönderilmesi talebini verdiler. Ardından diğer işlemler için birlikte çıktılar.
Hastanede tahliller için kan verilirken yan yana durdular. Miran’ın ardından kan vermek için hazırlanan Reyyan, vücuduna iğnenin temasıyla birlikte hafifçe irkildi. Bu irkilme Miran’ın gözünden kaçmamıştı. Canının yanması hoşuna gitmemişti. Kaşlarını çatıp, arkasını döndü. Hastaneden çıkıp arabaya bindiklerinde sessiz bir yolculuk onları bekliyordu. Telefonun çalan sesiyle birlikte ikisi de gözlerini telefon ekranına çevirdi. Arayan Ayla hanımdı.
M:Alo anne.
A:Ne yapıyorsun oğlum?
M:İyi anne. Bildiğin gibi.
A:Oğlum ben dünden beri düşünüyorum. Bir türlü inanamıyorum. Bak sen bana doğruyu söylüyorsun değil mi? Yoldan geçen bir kızla konuşturmadın değil mi beni? Bak valla hakkımı helal etmem.
M:Anne ben sana ne zaman yalan söyledim?
A:Belki de bu ilktir.
M:Sor bakalım Reyyan’a yalan mı, değil mi?
A:Yanında mı?
M:Evet duyuyor seni.
A:Reyyan kızım orada mısın?
R:Buradayım Ayla hanım. Nasılsınız?
A:Teşekkür ederim yavrum. Hala şaşkınım doğrusu.
R:İnanır mısınız bende öyleyim?
M:İçin rahat etsin anne. Şimdi hastanedeydik. Nikah için gün alıyoruz.
A:Heyecanla bekliyorum. Keşke düğün yapsaydık ama..
M:Anne başlama yine istersen.
A:Tamam tamam demedim bir şey. Evlenin de, nasıl isterseniz öyle olur. Ben ne zaman geleyim?
M:Anne açıkçası ben gelmeni istemiyorum. Hem sadece basit bir imza. O kadar yolu geldiğine değmez. Ben sana fotoğraf atarım. Yorulmanı istemiyorum.
A:Ama oğlum.
M:Söyledim anne. Gelmeni istemiyorum.
A:Tamam oğlum sen nasıl istersen? Siz mutlu olun yeter. Kapatmam lazım. Reyyan kızım görüşmek üzere.
R:Görüşmek üzere efendim. Hoşçakalın.
Telefon konuşmanın haricinde sessiz geçen yolculuğun ardından Reyyan’ın evinin önünde ayrıldılar.
Zaman alınan kararın ardından hızlı geçiyordu. Bir bilinmeze doğru giderken sadece iki gün sonra nikahları kıyılacaktı. Perşembe günü son hazırlıklar için tekrar buluşmuşlardı. Miran yine kendisini okulun önünden almıştı. Okulda ki çoğu göz onların üzerindeydi. Kendisine yapılan o kadar arkadaşlık teklifine, bir an bile düşünmeden olumsuz cevap veren kızın, şimdi zengin ve de yakışıklı bir erkekle sürekli yan yana görülmesi kimsenin dikkatinden kaçmıyordu. Tatlı bir sinirle yaklaştı Miran’ın yanına.
M:Merhaba.
R:Merhaba. Gelmenize gerek yoktu. Ben kendim gelirdim.
M:Seni rahatsız mı ediyorum?
R:Açıkçası arkamdan konuşmaları hoşuma gitmiyor. Eğer dikkat çekmediğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz, belirtmek isterim.
Reyyan’ın tatlı sinirinden hiç etkilenmemişti Miran. Teklifsizce elini beline atıp, arabaya yönlenmesini sağladı. 
M:Hadi gidelim. Alışveriş yapmamız lazım.
R:Neden?
M:Yarın evleniyoruz. Unuttun mu?

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 🧡

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin