Beş Ay Sonra
Reyyan halının üzerine uzanmıştı. Yüzüstü yatmış, başını elini yaslamış bilgisayara bakıyordu. Kırdığı dizlerini sallaması Miran’a ayrı bir mutluluk veriyordu. Şımarıkça bilgisayara bakan karısına dikti gözlerini. Vücudunda gezdirdi gözlerini. Saçlarında, belinin kıvrımında, kalçalarında, bacaklarında. Şu anda dışarıdan bakan bir gözle tam bir sapık gibi göründüğünü biliyordu. Ama hiç umurunda değildi.
Reyyan tatlı gülümsemesiyle döndü kocasına. Gözlerinde ki tatlı gülümseme görülmeye değerdi.
R:Evettt.Miran Aslanbey..Resmen karınız tıp beşinci sınıf öğrencisi.
M:Zaman ne kadar çabuk geçiyor değil mi?
R:Evet..İki ay diye çıktık yola. Sekiz ay oldu. Sene-i devriyesi yaklaşıyor.
M:Öyle valla.
R:Şaka bir yana iki yıl sonra doktor olacağım.
M:Eminim çok yakışacak.
R:İnşallah bir problem çıkmaz.
M:Çıkmaz çıkmaz sen merak etme…Ee sınıfı geçmenin şerefine ne istersin söyle bakalım. Yapmak için sabırsızlanıyorum.
R:Bir şey istemem.
M:İstersin istersin.
R:Tamam..Madem o kadar ısrar ediyorsun. Sınıfı geçmemin şerefine sahile gidelim. Biraz deniz havası iyi gelebilir bana.
M:Ben sana o kadar dondurma yeme dedim. Küçük çocuk gibisin Reyyan. Yaz geldi diye tek seferde bir kilo dondurmamı yenir Allah aşkına. Al işte üşüttün mideni.
Reyyan İç Ses:İnşallah midemi üşütmüşümdür. Pek öyle düşünmüyorum ama..
Miran söylenmelerinin arasında Reyyan’ın gözlerini kaçırışını fark edemedi. Anlık gördüyse bile dikkat etmedi. Karısının neden bir kilo dondurmayı tek seferde yediği hakkında bir fikri yoktu. Reyyan ne cevap vereceğini bilemedi ilk önce. Başından savmaktan başka çaresi yoktu.
R:Sahile götürmemek için konuyu değiştirmene gerek yok aslında. Götürmek istemiyorum dersen de ben ısrar etmem.
M:O nasıl söz Reyyan? Feda olsun. İstersen hiç eve gelmeyelim. Ben senin dikkatsizliğine kızıyorum. Bir de tıp öğrencisisin, hasta olacağını bile bile yedin. Şimdi de midem bulanıyor diyorsun.
R:Miran gideceksek gidelim artık. Valla mayıştım, şu halının üzerinde uyuma fikri çok ama çok, hatta baya baya çok cazip gelmeye başladı haberin olsun.
M:İşine gelmeyince nasıl değiştiriyorsun konuyu..
R:Hadi ben ayakkabımı giyeyim, sende üzerini değiştir. Sınıfı geçmemin şerefine bir balık ekmek ısmarla bana.
M:Dondurmanın üzerine balık ekmek mi yiyeceksin?
R:Kulağa hoş gelmiyor biliyorum. Ama sahil deyince de canım çekti.
M:İyi hadi gidelim de senin, bu ara çöp kovasına dönen karnını doyuralım.
R:Ee hadi.
Ertesi gün Reyyan, Miran’ın işe gitmemek için bulduğu her bahaneye bir cevap vererek evden göndermeye çalışıyordu.
R:Çocukluk ediyorsun. Şirketi batıracaksın bu gidişle haberin olsun.
M:Batmaz yahu neden batsın? Ben işimin de başındayım, karımın da başındayım.
R:Hadi git artık. Evi temizleyeceğim, ayak altında gezinme. Halıları falan kaldıracağım, koltukları çekeceğim, pencereleri sileceğim, banyoyu yıkayacağım, mutfak dolaplarında ki yağı temizleyeceğim, ohoooo çok işim var.
M:Güzelim. Bu saydığın yerlerin hepsi temiz zaten.
R:İşte ben temizlemesem nasıl temiz kalacak? Sürekli temizlik istiyor..
M:Ne gerek var?
R:Yahu ev benim evim. Sana ne oluyor? Temizlik yapacağım ben, git hadi.
M:Yardım edebilirim istersen.
R:Ne yardımı?
M:Yatak odasını temizlemene yardım edebilirim.
R:Oldu başka..Hadi git artık.
M:Kovuldum mu yani?
R:Evet kovuldun. Hadi git.
M:Sen beni bu ara kovmaya iyi alıştın ha.
R:Aşk olsun kocacığım, işim var ondan valla. Yoksa ben seni hiç kovar mıyım?
M:Yemedim ama tamam gidiyorum.
R:Hadi git.
M:Bir veda öpücüğü ver de gideyim.
R:Oldu canım. Ben o veda öpücüğünü senin nereye taşıyacağını biliyorum. Yok veda öpücüğü falan.. Hem ne vedası ya? Sanki tamamen ayrılıyoruz. Alt tarafı şirkete gideceksin.
M:İyi tamam gidiyorum. Görüşürüz, yorma kendini. Senden değerli değil.
R:Tamam hadi git artık.
Miran karısının dudaklarına kondurduğu ufak bir öpücüğün ardından evden çıktı. Reyyan gülümseyerek baktı arkasından. Gözden kaybolana kadar arkasından baktı. Gözleri artık kocasını görmeyince, hızla yatak odasına çıktı. Eline telefonunu aldı. Miran’ın şüphelenmemesi için, önceki gün anlaştığı temizlikçi kadını aradı. Ardından da Neşe ve Derin’i aradı. Üçü gelince hızla evden çıktı. Heyecandan kalbi gümbür gümbür atarken, adımları gittikçe hızlanıyordu. Hastanenin önüne geldiğinde, derin bir nefes çekip, sakinleşmeye çalıştı. Aldığı her derin nefesle birlikte kalbi ağzında atmaya başlıyordu. Soluk alması zorlaşıyordu. Deminden beri hızlı attığı adımlar bıçak gibi kesildi. Şimdi çok sakindi, o kadar ki, adım atmaya korkar olmuştu. Danışmada ki arkadaşının yanına gidip, görüşmek istediği doktoru sordu. Yavaşça odasına adımladı. Derdini sakince anlattı. Beş dakika sonra kan tahlilini yaptırmış çıkmıştı. O dakikadan sonra vakit geçmek bilmiyordu. Beklediği o bir saat sanki bin ömre bedeldi. Ellerinin terini üzerine siliyordu sürekli. Telefonuna gelen mesajla eli titremeye başladı. Tahlil sonuçlarını bildirir mesajı görünce, hızla çarpan kalbi, atmayı bırakmıştı. Ya tahmini doğruysa, ya hamileyse..Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
Hayran KurguÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur