M:Anne aşağıya gelir misin?
A:Bitti mi?
M:Bitti bitti gel..
Miran tekrar mutfağa döndü. Kaşlarını kaldırıp karşısında ki ikiliye baktı.
M:Bakın görün, nasıl tanıştıysanız, nasıl bir hikayeniz varsa kadın odadan kaçtı?
S:Laf soktu bal kabağa, koy tabağa, ye sabaha..Ne varmış bizim hikayemizde?
M:Cinsellik var.
E:Doğru konuşsana bee cins..Sanki sizinkinde yok.
M:Yok tabi. Mis gibi hikayemiz var bizim. İleride çocuklarımıza göğsümü gere gere annelerini nasıl iki ay diye kandırdığımı anlatacağım. Siz ne diyeceksiniz?
Ebru ve Selim birbirlerine baktılar bir anlık şaşkınlıkla. Miran’ın sorusuna ne cevap vereceklerini düşündüler.
S:Sana mı kaldı bizim çocuklarımız. Buluruz elbet bir şey. Sen kendi çocuklarına bak.
M:Uğraşma benim çocuklarımla.
S:Hay senin çocuğuna..
Reyyan uyarır bir seste öksürünce, bakışlarını o tarafa çevirdi Selim.
S:Miran karına bir şey söyle. Bana yine gıcık gıcık bakıyor. Sanki beni bir kaşık suda boğacakmış gibi.
R:Yok canım, kaç gündür hamile olduğum için kahve içemiyorum da onu düşünüyordum. Sizde içer misiniz diye geçirdim içimden.
S:Yenge dedim bağrıma bastım. Seni kocana kavuşturdum. Verdiğim bütün emekler gözüne dizine dur..
R:Tövbe de be..Kocacığım bana beddua ediyor.
M:Duydum karıcığım da, bunların minnak çocukları aklıma geldi. O yüzden bir şey yapamıyorum. Ben sadece kendi çocuğuma değil, herkesin çocuğuna babayım. Ama o bedduayı ödetirim sen hiç merak etme.
R:Neyse konuyu kapatıyorum artık. Annem nerede kaldı? Gelmedi hala..
M:Hakikaten kaçırdınız kadını.
A:Geldim geldim. Miran uğraşmasana misafirlerle.
Miran eşsiz bir kahkaha attı. Reyyan kocasının gülüşüyle, içinin mutlulukla dolduğunu hissetmiş, yüzüne farkında olmadığı bir gülümseme kondurdu.
M:Size misafir dedi.
S:Aşk olsun Ayla teyze. Alınırım bak haberin olsun.
E:Senden bunu hiç beklemezdim Ayla teyze. Ne demek misafir?
A:Yok ben lafın gelişi söyledim.
S:Tamam tamam anladım ben anlayacağımı.
A:Sus birde üste çıkmaya çalışıyor. Sen benim evime gelmeyeli ne kadar oldu?
S:Daha geçen gün buradaydım.
S:Geçen gün dediğin, sizin düğünden önceydi. Beni düğüne davet etmek için gelmiştiniz. O buz dolabı Zafer bile sizden daha çok geldi.
S:Tabi canım aldım haberlerini. Reyyan’a ders anlatırken, Miran’la telefonda konuşuyormuşsun. O ara yakalamışsın, belim ağrıyor diye getirmişsin adamı.
E:Biz geçen gün Sema ve Zeynep’le konuştuk, senin yanına gelme planı yaptık. O ara senin bu gelinin kaçtı işte.
A:Laf etmeyin benim kızıma.
R:Canım annem nasılda savunuyor beni.
A:Savunacağım tabi. Ben senin gelmeni otuz sene bekledim. Yedirir miyim hiç?
E:Aman gözlerim yaşardı. Benim annemde bana böyle davranıyor. Hemen yükselme lütfen.
R:Demedim bir şey canım. Ne güzel?
M:Anne benim sana bir şey söylemem lazım.
A:Allahım sen koru Ya Rabbim. Oğlum ne oldu?
M:Korkma anne kötü bir şey yok. Sadece şey oldu.
A:Ne oldu?
M:Şey canım..Şey işte anlasana..
Reyyan gülümseyerek kocasına yaklaştı biraz.
R:Miran şey oldu ne? Söylesene doğru düzgün.
M:Ya nasıl söyleyeyim? Anne Reyyan hamile. Ben hamile bıraktım. Ayıp olur. Utanıyorum ben.
R:Çıldırtmasana insanı Miran. Sen hamile bırakmadın mı zaten? Olan şeyi söyleyeceksin işte. Her ne kadar söylemekten hoşlanmasam da, sanki hayatında daha önce başka kadın olmamışta, ilk kez benimle olmuşsun gibi konuşuyorsun. Ben senin nikahlı karınım bundan değil, diğerlerinden çekinmen lazım.
M:Güzel karım Allah aşkına şimdi laf sokmanın sırası mı?
R:Laf sokmuyorum. Gerçeği söylüyorum. Kadına versene haber güzelce.
M:Tamam tamam.
A:Oğlum muhabbet sardı sanırım. Bana bir şey söyleyecektin. Şey şey diyip duruyorsun.
M:Anne müjdemi isterim. Babaanne oluyorsun.
A:Hıı..
M:Hıı derken.
A:Kim oluyor?
M:Sen.
A:Ne oluyorum?
M:Babaanne.
A:Ne zaman?
M:Valla biz beş dakika sonra diye planladık ama seni bilemeyiz tabi. Ne zaman müsait olursun sen?
A:Hıı..
M:Anneciğim idrak eder misin artık?
A:Edeceğim..
M:Hadi et..Anne ben bu kadar şaşırmadım.
A:Tabi şaşırmayacaksın. Sen yaptın. Ne diye şaşıracaksın?
Bakışlarını karşısında ki Reyyan’a çevirdi. Reyyan’ın gözleri anında dolarken, Ayla hanımın yanına geldi hemen. Ellerine öpücük kondururken, yüzünde muhteşem bir gülümseme vardı.
A:Sen anne mi olacaksın?
R:Anne.
A:Güzel kızım. Sen anne olacaksın öyle mi?
M:Bende baba..
A:Ee sarılmayacak mısınız taze babaanneye?
M:Sarılmaz mıyız?
İkisi birden yerinden kalkıp, sıkıca sarıldı Ayla hanıma. Onlar gözyaşlarıyla sarılırken, Selim ve Ebru da onları izliyordu el ele.
Mutluluk için para önemliydi tabi ki. Ama esas önemli şey sevgiydi, saygıydı. Bununla birlikte gelen huzurdu. O huzurun çevresinde toplanan aileydi. Birbirine gülümseyen bir anne ve babaydı. Mutluluk kazanması zor, kaybetmesi bir anı dolduracak kadar kolaydı. Mutluluk paha biçilemez bir servetti.Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩 🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
FanfictionÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur