Miran azıcık bir çekiniklikle yaklaştı Reyyan’ın yanına. Reyyan kızının üzerini değiştiriyordu. Yavaşça arkasından yaklaştı.
R:Benim güzel kızım mis gibi mi olmuş? Mis gibi mi kokarmış? Oy yerim ben senin o evlat kokunu..Oyy melek kızım benim… Nerede senin o baban? Bıraktı bizi yine gitti. Bak annem demişti dersin. Kesin bir şeyler karıştırıyor. Ben senin babanı gayet iyi tanırım.
Miran hızla beline sarıldı Reyyan’ın. Boynuna kokusunu ciğerine çekerek bir öpücük kondurdu.
M:Bakıyorum anne kız yine formunuzdasınız. Babayı çekiştiriyorsunuz yine.
R:Valla hep kızın. Benim hiçbir suçum yok. Gerçekten bak.
M:Evet karıcığım haklısın. Mira da zaten bir haftalık değil de, altı yaşında çocuk. Atıyorsun bari inandırıcı at güzelim.
R:Doğruyu söyleyen de kabahat zaten.
M:Hadi üzerini değiştir Ankara’ya gidiyoruz.
R:Aa o nereden çıktı?
M:Çıktı işte. Günübirlik bir işimiz var.
R:Ne işi Miran? Merak ettirmesene insanı.
M:Sende her şeyi bu kadar merak etme güzelim. Sen bana güven yeter.
Reyyan’ın gözleri hızla doldu. Korku sarmıştı bir anda içini.
R:Bi-bir şey mi oldu? Bi-bir-birisine bir şey mi oldu?
Hızlıca karısına sarıldı. Alnına bir öpücük kondururken, oldukça sevecendi.
M:Hayır güzelim. Kimseye bir şey olmadı. Her şey yolunda. Telaşlanacak hiçbir şey yok. Sen bana güven yeter. Hadi hazırlan.
R:Mira..
M:Mira’ya annem bakar. O kadar torun torun dedi. Alsın baksın torununa.
R:Tamam o zaman.
Reyyan kocasının dudaklarına küçük bir öpücük kondurup, kızını kucağına bıraktı, sonra da koşarak üst kata çıktı. Miran arkasından buruk bir gülümsemeyle baktı. Ya Reyyan çok kötü olursa, ya böyle bir şey yaptığı için kendisine kızarsa? O zaman ne yapacaktı?
Yola çıkmışlardı. Havalimanında özel uçakların bulunduğu yere doğru gitmeleri, uçağa binmeleri çok hızlı olmuştu. Miran sürekli esneyen karısını tebessümle izliyordu. Yavaşça karısının üzerine eğilip, koltuğu yatırır pozisyona getirdi.
M:Güzelim sen uyu. Zaten yorgunsun, varınca ben seni uyandırırım.
R:Valla hayır demeye bile halim yok… Ama sende uyu. Gece sen de uyandın kaç kez, sen de yorgunsun.
M:Sen beni düşünme güzelim, ben iyiyim.
R:Nasıl düşünmeyeyim Miran. Benim sizden başka kimim var? Hadi gel sende yanıma.
M:Güzelim ben uyuyamam zaten.
R:Sen gel ben yamacıma, ben seni uyuturum.
M:Bu bir teklif mi?
R:Evet, uyuma teklifi…
M:Hayaller hayatlar işte…
Ankara da onları özel bir araç karşıladı. Hızla yanlarına gelip selam verdi.
Ş:Merhabalar! Miran bey değil mi? Beni Mustafa bey gönderdi. Sizi bir adrese götürecekmişim.
M:Evet, teşekkürler.
Birlikte arabaya binip, kısa bir yolculuk yaptılar. Şirkete doğru giderken, Miran’ı iyice bir panik sarmıştı. Bu panik ister istemez hareketlerine yansıyor, daralmış arada boğazına götürüyordu elini. Reyyan’ın dikkatli bakışları üzerindeydi.
R:Miran ne oluyor? İyi misin? Sen neden bu kadar gerildin, nereye gidiyoruz biz?
Miran eli boğazındayken, Reyyan’a bakakaldı. Şirkete gelmişlerdi artık. Miran etrafta gözlerini gezdirdi, görür müyüm acaba diye? Ama kimse ile karşılaşmadı.
M:Merhabalar Kara bey ile randevum vardı. Miran Aslanbey ben.
G:Kara bey sizi bekliyor efendim. Arkadaş size eşlik edecek.
M:Teşekkürler.
Miran karşılaştığı nezaket karşısında şaşırsa da belli etmedi. Stresle üst kata doğru çıkarken, iyice gerildi. Sonunda Kara Yılmazel’in olduğu kata geldiklerinde karısının elini sıkıca tutup, çıktı asansörden dışarıya. Asansörün önünde onları Kara karşılamıştı. Reyyan arkasında kalan kendilerine eşlik eden güvenliğe teşekkür etmeyi ihmal etmemişti. Normalde Miran böyle bir nezaketi asla atlamazdı ama şu anda avuçlarında ki el terlemişti. Bu adamı bu kadar ne germişti ki? Kara gülümseyerek Miran’la tokalaştı, sonra da ufak bir baş hareketiyle Reyyan’la. Bu Miran’ın dikkatini çekerken, karşısında ki adama karşı istemsizce bir sempati duymasına sebep olmuştu.
K:Merhabalar Miran. Nerede kaldınız? Hoş geldiniz.
M:Teşekkürler. Eşim Reyyan.
K:Çok memnun oldum. Olanları Mustafa’ydı yanlış hatırlamıyorsam. Arkadaşının bana kısaca anlattı. Doğrusu tahmin ettiğim kişiyle geldin. Miran ben sizin için bir oda ayarladım. Önce belki eşinle konuşmak istersin diye. Yolculuk boyunca fırsat bulmamış olabilirsin.
M:Olur teşekkürler.
Kara ikisini bir odaya aldı. Miran karısını oturtmuş, kendisi de ayakta bir sağa bir sola gidiyordu.
R:Miran ne oluyor? Ne konuşacaksın benimle? Bak ben korkmaya başlıyorum.
Hemen yanına gitti. Ellerini elini arasına aldı.
M:Güzelim ben-ben senden habersiz bir şey yaptım…
Reyyan’ın kaşları anında çatıldı. Gözleri kısıldı.
R:N-ne yaptın? Miran korkuyorum.
M:Kötü olmandan çok korkuyorum güzelim. Aklım benliğimi terk ediyor ama bu gerekli..
R:Miran..
M:Güzelim. Ben- ben o şerefsizi buldum. Ce-cengiz’i…Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
Hayran KurguÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur