73

785 48 8
                                    

Elindeki sargıya alayla bakan biri vardı yanında. Kaba çıkan sesiyle homurdandı Miran.
M:Ne var?
Selim pis sırıtmayla omuzlarını silkti.
S:Hiçç..
Dönüp kapıya doğru yürüdüler, Selim dalga geçmeye devam ediyordu. Keyifli çıkan sesiyle, dalga geçmeye devam ediyordu.
S:Bari güvenlik görevlilerini dövmeseydin? Hadi dövdün elini parçalamak nereden geldi aklına? Allahtan kimse şikayetçi olmadı. Hastane sahibi Allahtan tanıdıkta sıkıntı olmadı çok. Serkan hoca da ben onunla konuşunca şikâyetçi olmaktan vazgeçti. Sağduyulu adammış.
M:Eminim.
Homurdanması Selim’i güldürürken, kapının ağzında ki arabaya doğru gidiyorlardı. Selim’in o hocayı nasıl tehdit ettiğini düşünmek bile istemiyordu. Selim isterse çok gizemli ve korkutucu olabiliyordu. Eğer Selim birisini tehdit ederse onu mutlaka uygulardı.
M:İyi tanırım seni. Çok yumuşaksındır sen.
Siniri geçmişti birazcık Miran’ın. Şimdi yüreği yine acıyordu. Yine Reyyan’ı düşünüyordu. Boğazından çıkan sesi acı doluydu.
M:Reyyan’ı kaybettim Selim..Onu gerçekten kaybettim. Bir aptal gibi davrandım.
E:Bu kesin. Arkadan gelen aksi kadın sesiyle, bakışlarını çevirdi arkasına. Kucağında bebeği ile yine güzeller güzeli Ebru’yu gördü. Kadının güzel gözleri biraz soğuktu. Miran onu görmekten hoşlanmadı. Sivri dilli Ebru eğer gerçeği öğrendiyse, şimdi ağzına geleni söylemekten geri kalmayacaktı.
M:Sen de mi buradasın?
E:Elbette..Mecburen..Geçen sefer Selim iki adamı havuza atınca da sen bizim yanımızda olmuştun. Onu karakoldan sen çıkartmıştın. Fakat bence seni çıkartmamak lazımdı. Sen içeride kalmayı hak ediyorsun. Hem suçlusun, hem de suçsuz üç adamı dövüyorsun. Birisinin burnunu kırıyorsun, kolunu kırıyorsun. Neden? Elindeki en harika kadını kolayca kaçırdığın için. Bir anlaşma sonucu evlendiğin kadını..
M:Ebru lütfen.
Selim’e söylemek zorunda kaldığı gerçeği, Selim’in anında karısına yetiştireceğini aklına getirememişti.
E:Haklıyım ama değil mi? Aranızda ki evliliğin anlaşma sonucu olduğunu ben daha bugün öğrendim. Karakola düşmeseydin ne Selim, ne ben öğrenecektik. Doğrusu buna inanamadım. O kadın seni o kadar seviyor ki, inanmak istemedim.
M:Re-Reyyan beni seviyor mu?
E:Bence evet. Ama yaptığın bu plan çok aptalcaymış, söylemezsem yapamam. Anneni kandırmak için kalkıp dünya güzeli bir kadınla evlendin ha? Gülerim ben buna. Böyle saçma bir plan olamaz. Hangi erkek o kadar güzel bir kadını görmezden gelebilir ki?
M:Zaten öyle oldu..Ebru be-ben onu seviyorum.
E:Bunu da biliyoruz. Kalın kafalı şey. Ne kadar safsın? Kaç aydır ona nasıl düşkün olduğunun farkındayız. Başta da sevdiğini düşünmüştük ama son zamanlarda bu sevginin iyice arttığını zannetmeye başlamıştık. Ne bilelim bize numara yaptığınızı.
M:Numara değildi. Baştan belki evet ama..sonra..ben onsuz bir dakika bile geçirmek istememeye başladım.
Ebru bir an onu ciddi ciddi süzdükten sonra aniden gülümsedi. Şimdi daha da güzel olmuştu.
E:Evet bu duyguyu bilirim. Neyse, bak şimdi yapacağın şey onu bulmak ve açıkça sevdiğini söylemek. Lafı dolandırmadan, imada bulunmadan. Direkt söyleyeceksin. İnan bana o kız sana deliler gibi aşık. Neden gittiğini bilmiyorum. Büyük ihtimalle onu rahatsız eden bir şey var. Ya söylediğin bir şeydir ya da yaptığın bir şey. Seni düşününce bundan eminim aslında.
M:Bilmiyorum..Kahretsin. Ne dediğimi, ne yaptığımı bilmiyorum. Onun korktuğunu biliyorum sadece. Ama neyden korktu bilmiyorum. Bir anda ayrılmaktan söz etmeye başladı. Hiçbir sebep yoktu. Tamam daha önce de birkaç kez dile getirmişti ama bu kadar ciddi değildi. Çok kararlıydı, hemen ayrıldı evden. Resmen kaçtı.
S:O halde sebebini iyice düşün bakalım. Sence ne olabilir?
E:O bir zamanlar çalışmayan zihnini, iş işten geçtikten sonra çalıştır biraz.
M:Şimdi senin laf sokmalarına cevap verecek halde değilim..Neyse..Gözle görünen hiçbir sorunumuz yoktu. Ne annemle, ne benimle..
E:Ama bir şey olmuş olmalı. Bir olay veya durumdan sonra ayrılıktan bahsetmiş olmalı. İyi düşün, taşın. Hatırlamalısın. Hatırlamak zorundasın.
M:Bilmiyorum gerçekten.
Derin bir nefes çekti içine. Gözleri Ebru’nun kucağında ki çocuğa kaydı. Minik kız sıcak havanın etkisiyle uyuyup duruyordu.
M:Geçen hafta birkaç kez kendisini kötü hissetmişti.
Kendi kendisine mırıldanmaya başlamıştı. Birisine bir şey anlatmaktan ziyade, düşüncelerini sesli dile getiriyordu. Kaşları çatıldı. Aklı yavaş yavaş toparlanmaya başlıyordu.
M:Midesi bulanıyordu sanırım..Ve..Ve..
Ebru anladığıyla gülümsedi. Güzel gözleri ışıldamıştı bilmişçesine.
M:Ve ondan sonra da..ayrılıktan söz etmeye başladı.
Sıktığı yumruğunu hafifçe ısırdı. Sonra hırsla elini ensesine vurdu. Saçlarını çekiştirmeye başladı..
M:Allah’ım…Be-ben ne yaptım?

Umarım beğenirsiniz 🙏 miran bebeği anladı 😂 bakalım neler olacak 😂 😂 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin