69

813 42 6
                                    

M:Aptalsın sen.
Reyyan’ın gözlerinden bir damla yaş daha aktı. Sevdiği adamı kaybediyordu. Sertleşmiş suratına acıyla baktı.
R:Evet biliyorum.
M:Ne yapacaksın peki?
Miran’ın buz gibi sesiyle Reyyan titredi. Bunu yapmak zorundaydı. Bebeği için yapmalıydı. Onu ne kadar sevse de, çocuğuna bir şans vermek zorundaydı. Az önceki konuşmalarında bile genç adam çocuk istediğine dair en ufak bir laf etmemişti. Ne kendisinden, ne başkasından.
R:Yarın sabah..buradan giderim…Sana daha fazla yük olmak istemiyorum. Sen ne zaman istersen boşanırız.
M:Avukata yarın talimat veririm.
Miran’ın katı çıkan sesi Reyyan’ı üşütmeye başlamıştı.
M:Uzatmasak iyi olur.
R:Evet tabi..
M:Serkan hocan bu işe çok sevinecek.
Sesinde ki kıskançlığa mani olamıyordu.
M:Seni teselli etmekten mutlu olur.
Gözleri yine de açlıkla karısının çıplak omuzlarında, askılı bluzunun altından gözüken göğüslerinde gezindi. Onlara başka bir erkeğin dokunabileceği aklına gelince birden çıldıracak gibi oldu. Öfkeyle geriye bir adım attı. Reyyan suskun kalmayı seçmişti. Bu aptal kadın neden bu kadar değişmişti ki? Daha birkaç gün öncesine kadar, ne güzel hiçbir sorunları yoktu. Neden birden gerçek bir eş, anne olma özlemiyle dolmuştu. Yoksa başından beri numara mı yapmıştı?
Ama hayır. Karısının dürüst yüzüne bakınca, hiçbir şeyden olmasa da samimiyetinden emindi. Evliliklerinin ilk iki ayında ondan hep kaçmaya çalışmıştı. Hatta Reyyan’ı sevişmeye kendisi zorlamamış mıydı? Kahretsin. Bu kadını hala her şeyden çok istiyordu. Ona sahip olmak için her şeyini verebilirdi. Neden gitmek istiyordu? Sanırım tek geçerli cevap buydu. Reyyan artık onu istemiyordu.
M:Kararın kesin mi?
Elinde olmadan soruduğu soru son bir gayretti. Her şeye tamamdı ama Reyyan tarafından istenmemek yüreğine bıçak gibi saplanmıştı.
Reyyan bambaşka düşünceler içindeydi. Onu sevmeyen, sevemeyen bir erkeğe bu fenalığı yapamazdı. Sevgisiz, anlaşmalı bir evliliğe evet dediğinde böyle olacağını bilmiyordu. Bu kadar yakışıklı bir kocaya sahip olup da, aşık olmayacağını düşünmek aptallıktı zaten. Keşke o da kendisine aşık olsaydı. Keşke çocuğu için en az kendisi kadar sevineceğini bilebilseydi.
R:Kesin.
Miran bir adım daha geriye attı.
M:Sen boşanıncaya kadar bu evde kal.
Miran sesinin sert çıkmasına mani olamadı.
R:Olmaz seni evinden uzaklaştıramam.
M:Saçmalama burası senin de evin. Boşandıktan sonra da sana rahat edeceğin bir ev alacağım. Okuluna yakın olsun…A-ama bu gece burada kalsam olur mu?
Reyyan iç çekti. Bitmişti işte. Kolay olmuştu. Sandığı kadar korkutucu olmamıştı. Kalbi acıyordu ama en doğrusu buydu.
R:Elbette. Ben…ben eşyalarımı kendi odama çıkarırım.
Miran’ın kalbi buruldu. Daha önce böyle şeyler hissedeceğini hiç tahmin etmezdi. Nefesini tutulmuş, dudakları kilitlenmişti. Ne diyeceğini, ne yapacağını bilemeden karşısındaki olağanüstü kadına bakıyordu. Onu bir daha kollarına alamayacağını bilmek, adeta şaka gibiydi. Hiç bilmediği sıkıntılı sızılar vücudunda gezinip duruyordu. Çenesi kasılmıştı tekrar.
M:Bu gece..bu gece ayrı yatmasak..Madem son gecemiz..Son kez sarılsam sana.
Söylediklerine inanamıyordu. Bu çekiciliğinden bile haberi olmayan harika kadın, artık onda gurur falan bırakmamıştı.
Reyyan’ın gözlerinden akşamdan beri akan yaşlara bir yenisi daha eklendi. Karısının gözyaşlarıyla yumruklarını sıktı. Reyyan birkaç adım öne atmıştı. Kocasına sokuldu yavaşça.
R:Bunu çok isterim.
Derin bir nefes çekti içine. Parmaklarının ucuyla karısının gözyaşlarını sildi yavaşça. Sıkıca sarıldı karısına. Hayranı olduğu o saçlara gömdü dudaklarını. Göğsüne yaslanmış yüzünü kaldırıp, güzelliğini seyretti bir süre. Sonra yavaşça eğildi. Reyyan’ın üzüntüyle titreyen dudaklarına dokundurdu dudaklarını. Onun karşılık vermesi üzerine daha sıkı sarıldı. Daha da ateşle öptü onu.
Karısını kucaklayıp yatak odasına götürdüğünde artık ayrılacaklarını unutmuş, yeniden ona olan arzusu canlanmıştı. Bütün giysilerini tek tek çıkarttı. Askılı bluzunu çıkarıp attı önce. Altında kalan saydam askılı sutyeninin kopçasına uzandı. Reyyan da onun gömleğinin düğmelerini çözüyordu. Küçük eller düğmeleri çözünce aceleyle iki yana sıyırdı. Gömlek yere düşerken, genç kadının sutyeni omuzlarından aşağıya kaydı. Birkaç saniye sonra ikisi de bütün kıyafetlerden arınmıştı. Miran yatakta doğruldu. Elini yandaki çekmeceye attı. Reyyan kapalı gözlerini açıp ne yaptığına baktı. Onun korunmaya çalıştığını görünce bir gülümseme kondurdu yüzüne. Elini kocasının en hassas yerine uzatırken sesinde ki titreşime engel olamıyordu.
R:Gerek yok.
Nasılsa artık hamile kalamazdı…Zaten hamileydi.
M:Neden gerek yok?

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩 🙏 🧡 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏 🙏

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin