Miran duyduğu kelimeyle yüzüne kocaman bir gülümseme kondurdu. Önceden böyle kelimeler, hitap şekilleri çok çocuksu gelir, saçmalığından şikayet ederdi. Ama Reyyan kendisine aşkım deyince çok hoşuna gitmişti doğrusu.
Reyyan söylediği kelimeyi dudaklarından döküldükten sonra idrak etmişti ama artık iş işten geçmişti. En iyisi hiç bozuntuya vermemekti. Ama yapamıyordu. Daha kaç kez itiraf edecek ve ciddiye alınmayacaktı. Artık gururuna dokunuyordu. Gözlerini bir noktaya sabitledi istemsizce.
M:T-ta-tamam ben şey yapayım..Şey..Neydi? Zafer yardım et..Ne yapacaktım ben?
Z:Dışarıya çıkacaktın.
M:Hee..Evet öyle yapacaktım..Ben gideyim o zaman..Gidiyorum.
Z:Git hadi..
M:Gideyim..
Z:Git..
M:Gidiyorum..
Z:Çık git be adam. Git artık.
M:Sanane be. Ben senden mi cevap bekliyorum? Ben karımla konuşuyorum. Her lafa da cevap veriyor ya..
Z:Biraz önce benden yardım istiyordun.
M:O biraz önceydi. Artık istemiyorum.
Z:Miran..Bak gerçekten engel oluyorsun.
M:Tamam gidiyorum.
Miran evden gitmişti ama hala Reyyan bakışlarını sabitlediği yerde kalmıştı.
Z:Bence bugünlük bu kadar ders yeter.
R:Hıı..
Z:Bence diyorum, onu sevdiğini söylemelisin. Benim arkadaşım diye söylemiyorum ama tam bir taş kafalıdır.
R:Ben onu sevmiyorum.
Z:Ben bir doktorum Reyyan. İnsanın hal ve hareketlerinden neler olduğunu şıp diye anlarım. Miran’ın seni ciddiye almadığını düşünüyorsun, senden kurtulmak için fırsat kolladığını.
Reyyan’ın gözlerine yaşlar hızla dolarken, onları tutmak için mükemmel bir çaba harcıyordu.
R:Ben söyledim ona. Hem de kaç kez..Ama umurunda bile olmadı. Şimdilik boşanmayı erteliyor ama sebepleri var. Benden sıkılınca ilk fırsatta boşanacağını kendisi söyledi.
Z:Bana inanabilirsin. Onunda kafası karışmış. Daha önce hayatında bu kadar uzun soluklu bir ilişki olmadı. Hala ne hissettiğini anlamıyor. Sana tavsiyem, öyle laf arasında falan değil, gülümseyerek değil. Karşısına geçip gayet ciddi bir şekilde onu sevdiğini söylemen. Onu inandırman.
R:Yapamam..Sevdiğime inanmaz. Parası için onunla evli kalmak istediğimi düşünür. Çıkarcı bir kadın olarak görülmek istemem. Hem ciddiye alsın almasın, ben defalarca söyledim onu sevdiğimi.
Z:Gurur yapıyorsun.
R:Hakkım değil mi biraz gurur yapmak? O gururum çok kırıldı çünkü.
Z:Aşkta gurur olmaz bence. Söylersen ne olur, söylemezsen ne olur? Bunları karşılaştır bence.
R:Nasıl yani?
Z:Diyelim ki gururunu bir kenara bıraktın ve tekrar ama ciddi bir şekilde onu sevdiğini söyledin. Sonucunda belki de çok mutlu bir evliliğiniz olacak..Bir ömürlük..
R:Ya olmazsa. Ya benim ne çıkarcı bir insan olduğumu yüzüme vurursa. Bu sefer benden nefret eder.
Z:Tamam o ihtimali de düşünelim. Diyelim ki söyledin ve seni reddetti. İlk fırsatta da boşandı senden..Ne kaybedeceksin? Zaten önü sonu boşanmak değil mi? Birbirinizin hayatından bir gün çıkacaksanız madem, bu bir gün önce bir gün sonra ne fark eder?
R:Aslında çok şey fark eder. Onunla bir dakika benim için bir ömre bedel.
Z:Bir de itiraf etmediğini düşünelim. Bir gün boşanacaksınız. Elde var sıfır. Üç ay, beş ay, bir sene, birkaç sene..Vakit ilerleyince ne olacak? Hep bekar kalacak halin yok. Evlenmek istediğinde onu unutmuş olacak mısın? Peki ya Miran. Bir gün yolda denk gelseniz. Yanında başka bir kadın, kucağında senden olmayan bir çocuk..Ne hissedersin?
Zafer konuştukça Reyyan daralıyordu. Gözyaşları çoktan akmaya başlamıştı. Zafer başını iki yana salladı.
Z:Sana bunları ağla diye söylemedim. Kadınların ağlaması hiç hoşuma gitmez. Hiçbir kadına ağlamak yakışmaz, sana da hiç yakışmıyor.
R:Ben yapamam. Daha fazlası olmaz.
Z:Sen bilirsin. Ben aranızda ki ilişkiye karışamam haddim değil. Ben dışarıdan bir gözle ikinizi gördüğüm için söylüyorum. Karar sizin.
R:Ben teşekkür ederim. Çok naziksiniz gerçekten. Hiç ilgilenmeyebilirdiniz..
Z:Sen bizim böyle Miran’la kedi köpek gibi atıştığımıza bakma. Gerekirse bir an bile düşünmeden canımı verebilirim. Aynı şeyi Miran’ın yapacağından da eminim. Kardeşimin karısı benim için her zaman değerlidir. Üzülmenizi, pişman olmanızı istemem. Ama üzülerek söyleyebilirim ki, çok pişman olacaksınız.
Zafer, Reyyan’la konuşmasının ardından evden çıkıp gitmişti. Reyyan pencerenin kenarına gidip, dışarıyı izlemeye başladı. Düşüncelerinden kurtulamıyordu. Zafer hoca haklı olabilir miydi? Ya sonra pişman olursa. Ya daha cesur olmadığı için kendisine kızarsa…
Ama hayır. Bu sefer yapmayacaktı. Reyyan söylemişti. Kaç kez itiraf etmişti. Eğer Miran anlamamakta ısrar ediyorsa yapabileceği bir şey yoktu. Gururunu daha fazla ayaklar altına alamazdı. Artık olmazdı…Umarım beğenirsiniz 🙏 telafilere devam 👏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
FanfictionÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur