Neşe ve Derin’in gitmesinin ardından hızla mutfağa geçip hamur yoğurmaya başladı. Onu dinlenmeye bırakıp odasına çıktı. Küçük boy valizi birkaç kıyafet ve geceliğini koydu. Valiz hazırlamasını bitirip, yolda atıştırmak için tekrar mutfağa inip, bir tepsi börek hazırladı. Yanına ayarladığı birkaç yiyeceğin ardından, Miran’ı beklemek için salona geçti. Beş dakika sonra kapıda duyduğu tıkırtıyla yerinden doğrulup, kapıya gitti.
R:Hoş geldin.
M:Hoşbuldum.
Hiç teklifsiz bir şekilde hızla Reyyan’ın dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Reyyan itiraz etmeye de, karşılık vermeye de vakit bulamadı. Ceketini çıkartıp kenara koydu. Gömleğinin kollarını kıvırdı.
M:Hazır mısın?
R:Hazırım. Miran bu öpücük olayı sende alışkanlık haline geldi. Haberin var değil mi?
M:Evet var merak etme. Çok hoşuma gidiyor. Seni öpmeyi seviyorum. Neyse bende valizi hazırlayayım, çıkalım.
R:Hazır değil mi?
M:Yok hazırlamadım. Hemen beş dakika da hallederim. Hadi gel.
R:Ben ne yapayım?
M:Fikir verirsin kıyafetler konusunda. En kötü beni çıplak görme şansına erişirsin. Ben baklavalarımı herkese göstermem kıymetini bil.
R:Bende ölüyordum zaten senin baklavalarına.
Miran, Reyyan’ın gözlerinin içine bakarak gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı. Gömleği üzerinden sıyırıp, Reyyan’ın üzerine doğru bir adım atıp arkasında ki konsolun üzerine bıraktı gömleği. Reyyan üzerine gelen Miran’la birlikte nefeslerinin sıklaştığını hissetti.
M:Gerçekten hiç etkilenmiyor musun? Dokunmak ister misin?
R:H-ha-hayır etkilenmiyorum. Dokunmakta istemem.
M:Emin misin?
R:Evet. Sen valizini hazırla ben bekliyorum seni.
M:Sen şimdi hazırladığın valizi getir. İçindekileri boşalt, benim valize yerleştir.
R:Ne gerek var?
M:Ne oldu? Kıyafetlerimizi bir araya koymak çok mu erotik geliyor sana?
R:Ne alakası var?
M:Söylesene, iç çamaşırlarıma dokunabilir misin?
R:Hayır dokunamam.
M:Aa hemen pes ettin. İnat etmeyecek misin?
R:Hayır etmeyeceğim. Dokunamam. Hadi sen hazırlan. Aç mısın?
M:Açım ama bir şey yapmaya uğraşma. Ekmek arası yeterli.
R:Yok öyle geçiştirme. Börek yapmıştım onu yersin o zaman.
M:Tamam anlaştık. Ben bir duş alayım geleyim.
R:Tamam.
Bir saat sonra hazırlanıp yola çıkmışlardı. Sessiz geçen yolculuk, Akçay’a yarım saat kala Reyyan’ın sorusuyla birlikte dağıldı.
R:Kim kim var evde şimdi?
M:Beklentilerini biraz yükseltmeni tavsiye ederim. Sadece annem, babam yoktur. Benim annem tüm sülaleyi toplamıştır şimdiye. Teyzemler, halamlar, kuzenler…Dolmuşlar seni bekliyorlardır. Deli gibi de merak edildiğini söyleyebilirim.
Reyyan gözlerini kocaman açıp, başını çevirdi kocasına.
R:Çok güzel moral verdiğini söyleyemem doğrusu. Heyecan yaptım.
M:Telaşlanma. Hepsi de sevecektir seni. Sen şimdi onu düşünme. Geceyi düşün.
R:Miran!!!
M:Ne var canım? Hiç mi merak etmiyorsun, rahat mı diye? Şöyle başını yaslasan, kollarını belime dolasan.
R:Merak etmiyorum.
M:İyi tamam. Sen bilirsin, istediğin zaman gelebilirsin ben ve göğsüm emrine amade.
R:Kalsın Miran bey.
M:Kızınca da hemen Miran Bey oluyorum. Bak sülalemin yanına gidiyoruz, yanlışlıkla Miran bey dersin alırız başımıza işi.
R:Siz merak etmeyin Miran bey. Verdiğiniz paranın karşılığını alacaksınız. Sizi utandırmayacağım.
M:Güzel buna sevindim.
Arabayı son bir hamleyle geniş evin bahçesine yerleştirdi.
M:Zira gelmiş bulunmaktayız. Bak bahçedeler.
Reyyan gördüğü kalabalıkla derin bir nefes çekti içine.
R:Bu kadar kalabalık olacağını düşünmemiştim.
M:Sülalecek şaşırtmayı severiz…Hadi inelim. Yoksa arabada sevişmeye başladığımızı düşünecekler.
R:Heyecanlandım.
M:Telaş etme sevecekler seni.
R:İnşallah.
Arabadan indikten sonra bir anda Reyyan’ın etrafı sarıldı. İlk yanına gelen ve sarılan kayınvalidesi Ayla hanımdı.
A:Hoş geldin kızım.
R:Hoşbuldum efendim. Nasılsınız?
A:İyiyim güzel gelinim. Teşekkür ederim.
Bakışlarını etraflarını saran aile fertlerinde gezdirdi.
A:Hadi rahat bırakalım. İlk dakikadan sıkmayalım. Gel güzel gelinim.
Reyyan’ın koluna girip eve doğru adımlamaya başladılar. Arkalarında kalan Miran, ellerini iki yanına koymuş onları izliyordu.
M:Bende geldim ya hani. Demediniz ama ben vereyim karşılığını. Hoş buldum, evet haklısınız iyi ki bende geldim.
G:Karını mı kıskanıyorsun kuzen?
M:Yok canım kıskanmak değil de, bende geldim yani. Hem Reyyan’ı getiren benim. Beni de görün.
Reyyan yapılan şakalara tebessümle karşılık verirken, bir yandan da isimlerini söyleyenleri aklında tutmaya çalışıyordu. En son parmaklarını kaldırıp tek tek isimleri saymaya başladı.
G:Uğraşma şimdi isim ezberlemeye. On beş kişiyiz, kim kimin neyi şu anda çok karışık. Boşver..
M:Ben çok açım anne. Bu gelinin beni aç bıraktı. Bir kuru ekmek yedirdi bana.
Herkes yüzüne bir gülümseme kondururken, Miran’ın yaptığı şakayı anlayamayan Reyyan şaşkınca bakıyordu kocasına.
R:Nasıl aç bıraktım? Ben sana demedim mi, bir şeyler hazırlayayım diye? Sen de gerek yok dedin hani.
M:Gerek yok deyince insan aç mı bırakılır hayatım?
R:Börek yedirdim ya. Onu neden söylemiyorsun hayatımmm..
M:Neyse sonuçta ben acıktım aşkım. Hadi bir şeyler yiyelim.
A:Masa hazır zaten. Hadi geçelim hemen.
Herkes masanın başına geldiğinde, yan yana iki sandalyenin boş kalmasıyla Reyyan ve Miran’ın yerleri belli olmuş oldu. Ağızlarına attıkları birkaç lokmadan sonra, Gönül konuşmaya başladı.
G:Ee Reyyan hiç anlatmadın.
R:Ne anlatayım ki?
G:Allah’ım çok tatlı ya. Ben çok sevdim seni. Kimsin, nerelisin, ne iş yapıyorsun, ailen nasıl? Hiç anlatmıyorsun.
R:Ben aslında tam bilmiyorum. Ailem yok benim. İki yaşımdayken evde bir yangın çıkmış. Annem, babam ve kardeşim yanarak ölmüşler. Beni de son anda kurtarmışlar. Ben yetiştirme yurdunda büyüdüm.
Reyyan’ın kimsesinin olmadığını biliyordu ama bu kadar detaylı değildi bildikleri. Miran’ın, Reyyan’a olan bakışlarında bariz bir duygu vardı. Bunu herkes çok net bir şekilde görebiliyordu. Gurur ve imrenme. Karısının dik duruşu, zorluk yaşamasına rağmen dimdik durmayı başarmıştı. Hayata tutunuşuna, imrenmemek elde değildi.Umarım beğenirsiniz 🙏 bölüm elimde olmayan sebeplerden dolayı geç geldi özür dilerim 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
FanfictionÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur