136

398 17 59
                                    

Yatak odasına geçmiş, yatağa uzanmışlardı. Kocasının göğsüne başını yaslamış, sessiz hıçkırıklar boğazından kaçıyordu arada. Ağlamaktan nefesi kesiliyordu hala.

Miran sakince karısının saçlarını okşuyor, sık sık öpücük konduruyordu. Aradan dakikalar geçmişti ama hala Reyyan tek kelime etmemişti. En son alnına bir öpücük kondurup, karısına çevirdi başını.

M:Güzelim anlatacak mısın?

Reyyan yine cevap vermedi. Birkaç saniye sonra yavaş yavaş dökülmeye başladı dilinden ölüm gibi cümleler.

R:On iki yaşımdaydım. Derslerim hep iyiydi ama o zamanlar fen bilgisi dersine kafamı çok takmıştım. Ne yapsam etsem, anlamıyordum bir konuyu. Bu iç kulak yapısıyla alakalı bir konuydu... Şimdi ki inadım o zaman da vardı. Konuyu anlamıyorum ya çalışınca, dedim başkasına anlatmak zorunda kalırsam anlarım. Ben çünkü hep böyleydim, kendim için yapamazdım ama başkası için hep yapardım. Hala da öyle. Ben ders çalışırken, sürekli birisine anlatacağım diye çalışırım. Bazen aynanın karşısına geçer anlatırım. Başka türlü anlayamam... Neyse gittim öğretmene, dedim bu konuyu sınıfa ben anlatmak istiyorum... Deli cesareti işte. Konu hakkında en ufak bir fikrim bile yok... Neyse öğretmen tamam dedi. Gittim yurda, oturdum yatağa, başladım çalışmaya... Ama saatlerce çalıştım. Akşam yemeğe bile gitmedim. İnat ettim ya, anlayıp anlatacağım... Saatlerce çalıştım anlamadım. Saat iyice ilerledi. Alt kata sınıf arkadaşlarımdan birisine bir şey sormak için gittim. Aysel abla vardı, bizim yemeklerimizi falan o yapardı. Beni de çok severdi. O gördü beni. Nereye dedi, bende iki dakika arkadaşa bir şey soracağım dedim. Tamam çok gecikme dedi.... Be-ben sınıf arkadaşımın odasının önüne gelince, gü-güvenlik çıktı karşıma...

M:Güvenliğin ne işi var, yatakhanelerde.

R:Ne bileyim çıktı işte? Normalde kız yatakhanesine çıkmazlardı. Ne-nereye dedi? Bende... arkadaşımın yanına dedim. Niye dedi? Dedim de-ders hakkında bir şey soracağım. Şi-şim-ş..

Reyyan artık konuşamaz olmuştu. Kelimeler boğazında düğümlenmişti. Yumruklarını sıkarken, alnına bir öpücük kondurdu Miran. Gözleri dolmuştu.

R:Şi-şimdi saat geç oldu rahatsız etme kimseyi dedi. B-bende iki dakika sorsaydım dedim... Ha-hangi ders ben anlarım dedi...

Miran gözyaşlarını koyuvermişti. Reyyan hıçkırarak kocasının koynuna sığındı. Boğuk çıkan sesiyle konuşmaya devam etti.

R:Bende bilemedim. Yok falan dedim ama bir yandan da dersi öğrenmek istiyorum. Sa-sadece kitabı uzatmak için öne doğru bir adım attım... Ko-kolumdan tutup çekti. Ağzımı kapattı... Kucakladığı gibi merdivenlerden indirmeye başladı. Korkuyordum, bağırmaya çalışıyordum... ama ağzım kapalıydı kimse duymuyordu beni.

M:Reyyan güzelim anlatmak zorunda değilsin. Ben özür dilerim. Böyle olacağını bilemed...

R:Sonra en alt kata indirdi beni. Korkudan bir köşeye sindim. Yalvarmaya başladım ama beni hiç dinlemedi. Üzerime doğru geliyordu. Ka-kazağımı çekiştirmeye başladı. Korkudan bağırmayı bile unutmuştum. Hıçkırarak ağlıyordum. O üstüme geldikçe ben geri kaçıyordum ama gidecek yerimde kalmamıştı. Yalvardım, yapma dedim... Dinlemedi. Saldırdı bana... Da-daha on iki yaşımdaydım... çırpındım dakikalarca... O zaman aklım tam olarak sarmıyordu yine. Yani az çok biliyordum ama çok sonra idrak edebildim. Son anda Aysel abla yetişti. O adamın elinden beni nasıl aldı hatırlamıyorum... Sadece Aysel ablanın beni banyo yaptırdığını hatırlıyorum, çünkü kendimde değildim.

M:Ben ne haltlar ediyordum acaba o zamanlar. Özür dilerim güzelim..

R:Senin özür dileyeceğin bir şey yok ki ortada.

M:Kalp kadere yazıldıysa hissetmem lazımdı.

R:Ben sonra o konuya hiç çalışmadım. Tıp kazandım ama hala çalışmadım. Alanında bilgim olmasını istemediğim tek konu odur. Diğer bütün konuları ve bölümleri çok iyi bilirim ama o kulak konusuna hiç çalışmam... Ama kaderden kaçılmıyor işte. Arkadaşlarıma anlatacağım diye çalıştığım o ders aklımdan hiç çıkmadı. Anlamadığım yerde, sonradan kendiliğinden çözüldü. Öğretmenime çalışmayı unuttum dedim. O da ne bilsin olanları, sorumsuzluğuma vurdu... Bir Aysel abla bildi olanları, bir ben, bir de o herif.

M:Ne oldu o herife? Çalışmaya devam etti mi?

R:Aysel abla benim canımdır. Yeri çok ayrıdır benim için. Sonradan yurdun müdürüyle konuşmuş herhalde... Ne anlattı bilmiyorum? İki, üç gün sonra gönderdi o adamı... Ama bana olan olmuştu zaten. Sonradan kendimi bir koruma kalkanına aldım. Hani annenden geldikten sonra alışveriş yapmaya gidecektim. Sende gelmek konusunda ısrar etmiştin. Bende sana, gerek olmadığını kendim yapabileceğimi söylemiştim. Yetimhanede insan kendisini savunmayı öğreniyor merak etme, demiştim. Bu cümleyi sana kurduktan sonra, ben sanki o anları tekrar yaşadım. Tüm gece uyuyamadım.

Miran gözlerini yumdu. Şimdi tam olarak anlamıştı Reyyan'ın neden kendisinden bu kadar kaçtığını? Neden bu kadar inatçı olduğunu?

R:İşte ben kendimi savunmayı bu olaydan sonra öğrendim.

M:Özür dilerim meleğim... Özür dilerim benim güçlü kadınım... Çok özür dilerim... Hepsi geride kaldı.

R:Seni çok seviyorum ben. Beni sakın bırakma tamam mı?

M:Ölümden sonra bile...

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin