Miran bütün çabalarına rağmen odada kalmayı becerememişti. Attığı bin bir taklayı Reyyan yememiş, eline battaniyesini, yastığını vermiş salona göndermişti.
M:Güzelim bari senin eski odanda yatayım. Senin kokun vardır hala belki.
R:Hayır Miran olmaz.
M:Ama kokun yok.
R:Zaten bu senin cezan. Hadi salona. Kanepe bana seni çok özlediğini söyledi. Bende sen çok özleme, benim kocam böyle devam ederse siz çok vakit geçirirsiniz dedim. İyi demişim değil mi?
M:Hıı çok iyi demişsin..Tamam o zaman misafir odasında yatayım.
R:Olmaz Miran. Salonda yatacaksın. Belin ağrıyacak ki, yatağının kıymetini bilip, karını üzmeyeceksin.
M:Sen neden beni bu kadar üzüyorsun.
R:Önce sen beni üzdün.
Miran ağzını açmış tam bir şey söyleyecekti ki aldığı kokuyla kaşlarını çattı.
M:Hayatım ocakta ne var?
R:Bir şey yok.
M:Emin misin? Yanık kokusu alıyorum sanki.
Reyyan birkaç saniye ocakta unuttuğu keki aklına getirmeye çalıştı. Ardından da hızla yatak odasından çıktı..En azından öyle olmasını düşündü. Birkaç adım atmıştı ki Miran kolundan tuttu.
M:Ne yapıyorsun acaba? Hamilelere maratona katılma hakkı mı doğdu? Nereye koşuyorsun?
R:Miran kek yandı ya. Sabahtan beri canım çekiyordu o da yandı. Hepsi senin yüzünden. Hem bana eşek dedin, hem de kekimi yaktın.
M:Ben mi yaktım?
R:Sen yaktın tabi. Ne istedin benim kekimden?
M:Allah’ım ben nasıl suçlu oldum yine?..Tamam sen canını sıkma. Kek işini ben hallederim. Neyli kek istiyorsun alayım hemen sana. Beş dakika sonra tabağında yiyor olursun hayatım.
R:Elli istiyorum ben.
M:Neyli? Elli ne be?
R:El yapımı istiyorum. Sen bebeğimize hazır şey mi yedireceksin? Zararlı şeylerle mi büyüsün bizim yavrumuz?
M:Yok canım öyle şey olur mu? Benim yavrum her şeyin en güzeline, en iyisine layık.
R:Aynen öyle.
M:Ee senin bildiğin el yapımı kek yapan bir yer var mı? Bu saatte açık mıdır?
R:Açıktır açıktır.
M:İyi bari. Ben üzerimi değiştirip geleyim o zaman.
Miran yatak odasına doğru giderken Reyyan arkasından seslendi.
R:Nereye hayatım?
M:Ee üzerimi değiştirmeye.
R:Hiç gerek yok.
M:Nasıl yani?
R:Uzakta değil ki. Hatta baya yakında…Bu evde…Bizim mutfakta..Aşçımızda burada hatta…Ben çok yakından tanıyorum kendisini. Kendisi benim kocam olur.
Miran şaşkınca gözlerini açtı. Ardından da aynı şaşkınlıkla bir gülümseme kondurdu yüzüne. Çok değil bir dakika sonra kahkahayla gülmeye başladı. Birkaç dakika sonra biraz sakinleşmiş ama gülmekten karnı ağrımaya başlamıştı. Reyyan, Miran’ın sakinleşmesini birazcık beklerken, gözlerini kısmış kocasına bakıyordu.
M:Allah seni Reyyan. Hiç güleceğim yoktu yemin ederim. Ne güldüm, ne güldüm? Ben kek yapacağım öyle mi?
R:Evet..
M:Yapmam..
R:Yaparsın..
M:Yapmam..
R:Yaparsın Miran..
Birkaç dakika sonra Miran önlüğü bağlamış, mutfakta tezgahın başında yumurta ve şekeri çırpıyordu.
R:Evet hayatım. İyice böyle krema gibi olduysa içi..
M:Reyyan ne zaman bitecek bu? Ne kadar zormuş ya? Sen iki dakika da mutfağa geçip yapıyordun. Bu kadar uzun sürmüyordu.
R:İşte oda benim hamaratlığım. Hem daha yeni başladın ne bitmesi? Ne diyordum ben..Hıh iyice böyle krema gibi olduysa içine unu ekle.
M:Un mu? Ne kadar?
R:İki buçuk su bardağı.
M:Tamam.
Miran’ın biri anda unu dökmesiyle ayağa kalktı. Miran elinde unla öylece kalakaldı.
R:Miran ne yapıyorsun?
M:Unu koydum Öyle dedin ya.
R:Yaa un öyle mi atılır? Kekin kabarması için elenerek atılır.
M:Vahiy mi gelecekti Reyyan Hanım acaba? Ben nereden bileyim eleneceğini? Neden söylemedin bana?
R:Ben ne bileyim senin bir anda dökeceğini?
M:Ben ne anlarım kek yapmaktan acaba? Sen tarif edeceksin ben yapacağım.
R:İyi tamam devam edelim. Çok kabarmasa da olur. Çırp sen bunu.
Miran Reyyan’ın dediğini yaptı. Fakat yapmasıyla birlikte her yer un olmuştu. Kapattığı gözlerini sakinleşmeye çalışarak açtı. Karşısında kahkahayla gülen Reyyan vardı.
R:Ayy çok tatlı oldun ya.
M:Gül sen gül.
R:Tamam güleyim. Nasıl beyazladın? Betin benzin attı.
M:Ha ha ne espri ama?
Eline aldığı unu avucunda yayıp karısına döndü.
M:Kusura bakma yavrum olayın seninle bir alakası yok. Tamamen annen.
Lafını bitirmesiyle birlikte elinde ki unu Reyyan’ın yüzüne doğru üfledi. Şimdi olay tersine dönmüş Miran kahkahalarla gülerken, Reyyan sinirle kasılmıştı. Ama onun Miran gibi sakinleşmeye ihtiyacı yoktu. Ufak bir çığlığı salıverdi birden.
Çok değil sadece birkaç dakika mutfak ve üzerleri un olmuştu. Tezgahın üzerine oturmuş, etrafı incelemeye başlamıştı.
R:Nasıl bu hale geldi burası?
M:Bir anda oldu valla. Hadi keki fırından çıkaralım ye de sen yat. Ben toplarım mutfağı.
R:Uğraşma sen.
M:Uğraşırım ben. Sen yorulma. Sen birazcık yorulursan, ben yorgunluktan ölürüm.Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
Hayran KurguÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur